Kefalet sigortasında ‘nitelikli dolandırıcılık’ yapılıyor

Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, şu anda kefalet sigortası konusunda “nitelikli dolandırıcılık” yapıldığını belirterek, kamu ve KOBİ’lerin büyük bir zarar ile karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Kefalet sigortasında ‘nitelikli dolandırıcılık’ yapılıyor

Kefalet sigortasında nitelikli dolandırıcılık yapılıyor 5 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan ve 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunda yapılan değişiklikle, firmaların ihalelere katılırken banka teminat mektubu yerine kefalet sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerini sunmalarına imkân tanındı. Böylece, ihalelerde teminat mektubu olarak Türkiye’de yerleşik sigorta şirketleri tarafından kefalet sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerinin de verilebileceği kararlaştırıldı.

Bu kapsamda sigorta şirketleri, kamu ihalelerinde kullanılmak üzere kefalet senetleri düzenlemeye başladı. Firmalar açısından kredi limitlerinin daha da önem kazandığı bu günlerde kefalet sigortası ve ona bağlı kefalet senetleri özel sektörün teminat ihtiyacının karşılanmasında yeni ve ek bir kapasite oluşturması bakımından oldukça önemli. Bu şekilde, bankalarca hali hazırda teminat ihtiyacı için kullandırılan kredi limitlerinin reel sektör tarafından yatırım ve istihdam başta olmak üzere başka alanlarda kullanımının önü açılırken, teminat ihtiyaçlarının karşılanması için alternatif ürün sağlanmış oldu.

Ancak, her yeni düzenlemede olduğu gibi bu konuda da suistimaller hemen baş gösterdi. DÜNYA gazetesine açıklamalarda bulunan Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, şu anda kefalet sigortası konusunda “nitelikli dolandırıcılık” yapıldığını belirterek, kamu ve KOBİ’lerin büyük bir zarar ile karşı karşıya kalabileceğini söyledi.

Banka teminat mektubuna eşdeğer

Quick Sigorta olarak Türkiye’de ilk defa kefalet senedini kendilerinin verdiğini belirten Yaşar, şunları söyledi; “Bunu icat eden biz değiliz, ama KOBİ’lerin esnafın, tacirin alabileceği ulaşabileceği kefalet senedi sistemi yoktu. Biz pazara bu ürünü sunduk ve bugün itibariyle 5000’i aşan firmaya kefalet senedi, yani bir diğer adıyla teminat mektubu verdik. Verdiğimiz teminat yarım milyarı buldu. Yani biz reel sektöre yarım milyarlık bir kaynak sağladık. Çünkü bunu kullandıklarında bankadaki limitlerini kullanmadılar. Dolayısıyla gayri nakdi limiti bizden kullandılar, geri kalan limiti yatırım, istihdam yaratacak işlerde kullanma fırsatı yakaladılar. Bu da bizim reel ekonomiye gerçek manada bir katkı sağlamamız anlamına geliyor.”

Potansiyel büyük

Şu anda Türkiye’de 580 milyar liralık bir banka teminat mektubu hacmi olduğunu aktaran Ahmet Yaşar, Türkiye’dekinin aksine dünyada başka bir yapı olduğu bilgisini verdi.

Sistemin bankacılık sektörü ağırlıklı teminat mektupları ile işlediğini aktaran Yaşar, “Dünyaya baktığımızda; ABD’de %100 sigorta şirketleri sağlıyor. Bankacılık sistemi buna dokunmuyor. Latin Amerika’da bu oran yüzde 75, Asya’da yüzde 50, Avrupa’da yüzde 25. Türkiye’de biz pazara girene kadar hiç yoktu. Şimdi 1 yıldır biz bu ürünü veriyoruz ve yarım milyarlık bir hacme ulaştık. Baktığınız zaman 580 milyar TL’lik teminat mektuplarının hacmine, çok büyük bir potansiyel var. Biz banka dışı finans alanının gelişmesinden bahsediyorsak, piyasada kredi hacmi daralmasından bahsediyorsak, bunu genişletebilecek en önemli mekanizma burası” diye konuştu.

Kefalet senetleri ile ilgili düzenlemenin Kamu İhale Kanunu’nda yapıldığını hatırlatan Yaşar, “Eksik olan vergi, icra-iflas, gümrük mevzuatı. Bu yasal düzenlemeler olmayınca, bazı ayaklar eksik kalıyor. Kamudan beklentimiz bir torba düzenleme ile vergi, icra-iflas, gümrük mevzuatları başta olmak üzere düzenlemenin yapılması” dedi. Öte yandan, stratejik planda banka dışı finansmanın büyümesi yönünde kararlar alındığını vurgulayan Yaşar, şu şekilde konuştu; “Madem öyle, bunun önündeki bariyerlerin kaldırılması lazım. Bunlar neler; biz bir finansal şirketiz, ama bunu mesela tapu mevzuatında anlatamıyoruz. Bizim bir finansal yapı olup olmadığımız konusunda BDDK’dan yazı istiyor. Ama biz BDDK’ya tabi değiliz. Orada bu sefer vergi farkları doğuyor. Aynı mektup için banka harç ödemiyor, ben normal vatandaş gibi harç ödüyorum. Maliyetim artıyor. Kefalet eşittir, banka teminat mektubu ise, koşulların da aynı olması lazım.”

Sahte şirketler, sahte kefalet senetleri

Kefalet sigortasında sektör lideri olduklarının altını çizen Yaşar, “Ürünü piyasaya veren biziz. Gerçek manada hemen talep yapabileceğiniz, hemen cevap alabileceğiniz, kefalet senedinizi alıp gidebileceğiniz bir yapı bizden başka yok. Bir yapı daha var, onlar da sahtekâr” diyerek bu konudaki suistimalleri şu şekilde anlattı;

“Biz 5000’i aşkın bir mektup düzenledik ve piyasada bir farkındalık yarattık. Bizden sonra, muhtelif isimlerle sahte kefalet senedi düzenleyen yapılar ortaya çıktı. Lisanslı bir sigorta şirketi olmayan yapılar bunlar. Kefalet senedi verebilmek için, sigorta şirketinin bir de bunu verebilecek ruhsata sahip olması koşulu bulunuyor. Bu ruhsata sahip olan şirketleri Hazine internet sitesinde yayınlıyor. Bir de Hazine’nin sigorta şirketleri için yayınladığı reasürör şirketleri listesi var. O listenin kefalet sigortaları ile hiçbir alakası yok. Vatandaş, işi uydurmak için o listeye bakıp, listedeki isimlerden birine benzer sahte bir şirket kuruyor, bu şirket üzerinden düzenlenmiş sahte teminat mektupları ile müşteriye gidiyor. Müşteri de buna inanıp sahte kefalet senedi ile kamu ihalesine giriyor. Ne oldu, şimdi ihaleye sahte kefalet senedi ile girilmiş oldu. Aslında ihaleden elenmeniz gerekiyor. İkinci olan firmanın ihaleyi alması gerekiyor. Diğer taraftan, komisyonun mektubu kabul etmesi demek, komisyonun ihlalini gösteriyor. Mektubu aldın, nakde çevirmek istediğin zaman kamu zararı ortaya çıkacak. Henüz ciddi bir zarar oluşmadı, ama çıkacak ve inanılmaz bir kaos yaşanacak.”

Çözümü çok kolay

Tahminen en az 1000 tane sahte kefalet senedi düzenlendiğini belirten Ahmet Yaşar, prim olarak da çok ciddi miktarda para döndüğünü söyledi. “Yüzde 10 komisyon aldıklarını duyuyorum. Gördüğüm, sadece bir mektubun primi 760 bin lira. Bu da yaklaşık 7,5 milyon liralık bir talep demek. Yani bu rakamda sahte bir kefalet söz konusu” diyen Yaşar, çözümün ise çok basit olduğunu belirterek şunları söyledi; “Biz bunları bulup, tespit edip gerekli çalışmaları başlattık. Her talep geldiğinde, konuyu Sigortacılık Genel Müdürlüğü’ne, Sigorta Denetleme Kurumu’na, Kamu İhale Kurumu’na, savcılığa bildiriyoruz. Kamunun çok ciddi bir şekilde dolandırılması söz konusu. Tüm bunların hepsinin ortadan kalkması için Sigorta Bilgi Merkezi bir çalışma yapıyor. Bunun bir an önce hızlanması lazım. Nasıl trafik sigortasında bir entegrasyon yapılmış ve girip bakabiliyorsak poliçemiz var mı yok mu diye, aynısının bu tarafta da inşa edilmesi gerekli. Poliçeyi biz buradan kesince kurumdaki arkadaşım oradan teyit edebilmeli. Böylece dolandırıcı artık ilerleyemez. Çözümü 2 günde olabilecek bir şey.”

Sigortacılık