Özel hastaneler turizme tutundu
Son 10 yılda sektördeki payı yarı yarıya azalan özel hastanelerden geçen yıl 30’u daha kapısına kilit vurdu. Hastaneler, kan kaybını durdurmak için sağlık turizmine yöneliyor.
Leyla İLHAN
Sağlık sektörünün önemli ayağı olan özel hastaneler pazarı son 10 yıldır küçülüyor. 2011’de sağlık pazarından yüzde 27’lik paya sahip olan özel hastanelerin bu payı 2019’da yüzde 13’lere kadar düştü. 2019’da yüzde 6-7 oranında küçülen pazarda sadece 2019 yılında 30 hastane kapısına kilit vurdu. Bu nedenle 20 bin sağlık çalışanın işsiz kaldığı belirtiliyor. Sektörün hızla daralmasındaki en büyük etkenin kamu tarafından özel hastanelere ödenen payın 10 yıldır aynı oranda kalması olduğu vurgulanıyor. Kamudan aldıkları pay azalınca artan maliyetleri fiyatlara yansıtan özel hastaneler, bu nedenle SGK’lı hasta kaybı yaşadı. Sektörde bu sorun devam ederken, buna bir de son dönemlerde özel sağlık sigortasıyla gelen hasta sayısındaki azalma eklendi. Özel sağlık sigortası poliçelerinin yüzde 20-25 oranında zamlanmasının bu poliçeleri yaptıranların oranlarını düşürürken, bundan dolayı yaşanan hasta kaybının ise yüzde 20’lere ulaştığı aktarılıyor.
En fazla küçük hastaneler ve klinikler etkilendi
Özellikle A ve B grubundaki lüks hastanelerin sektörde yaşanan sıkıntıyı aşmak için sağlık turizmine ağırlık verdiği dikkat çekiyor. Ancak ağırlıkla SKG hastası çeken B segmentteki hastanelerin ise bu açılımı yapamadığı için en fazla kapanma sorunu yaşayan grup olduğu aktarılıyor. Özel Hastaneler pazarında yaşanan sıkıntıları değerlendiren Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Reşat Bahat, özel sağlık poliçelerinin son 15- 20 yıldır sağlık sigortası poliçelerinin 2.5 ila 3 milyon arasında sıkışıp kaldığını belirterek, “Yine de 3 milyon özel sağlık sigortalı kişi 50’ye yakın büyük hastaneyi ayakta tutacak kadar önemli bir rakam. Ancak sigorta şirketleri poliçelerde enflasyonun üzerinde pirim artışı yaptı. İstanbul Tabipler Odası'nın fiyatı yüzde 13.8 artarken, maalesef özel sağlık sigortası primleri yüzde 20-25’den fazla arttı” dedi. Hayat pahalılığından dolayı da insanların ilk tasarruflarını özel sigortalarında yaptığını ifade eden Bahat, bu nedenle sadece yılın başında yüzde 20’lere yakın hasta kaybı yaşadıklarını söyledi.
Hastane sayısı 550’nin altına indi
Türkiye'deki tüm özel hastanelerin ya aciller ya da tüm branşlarda yapılan anlaşma gereği SGK ile bağı olduğunu ifade eden Bahat, "Ancak 10 yıldır hiç artmayan Sağlık Uygulama Tebliğleri (SUT) fiyatlarıyla bu hizmeti sunmak zorunda kalıyorlar” dedi. “Bir de insanların gelirleri azaldığı için kamu hastanelerine yöneliyorlar” diyen Bahat, “Sigorta katkısı hiç artmadığı için bizim giderlerimiz enflasyonun üzerinde kaldı. Ayrıca enerji giderlerindeki artış nedeniyle sektörde ciddi bir sıkıntı yaşanıyor” açıklamasını yaptı. “Dolayısıyla hem A ve B grubunda hem de C grubu hastanelerde daralma var” diyen Reşat Bahat, “Pazarda 567 tane hastane vardı. 2019’da bu hastanelerden 30 tanesi kapandı. Bundan dolayı 20 binden fazla sağlık çalışanı işsiz kaldı” dedi.
Fiyat rekabeti oluşturdu
Özel Selçuklu Hastaneleri Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Seyit Karaca, sektörün kamuya hizmet vermeye başladığı 2005 yılından bu yana artmayan SUT fiyatlarının sürekli sıkıntı olmaya başladığını söyledi. Karaca , "Böyle olunca Anadolu’da özellikle sağlık hizmeti sunumunda hiç olmaması gereken fiyat rekabeti başladı” dedi.
Lüks hastanelerin gelirlerinin yüzde 30’u sağlık turizminden
Yaşanan sıkıntılardan dolayı tıp merkezlerinde kapanmaların çok fazla olduğunu ifade eden Reşat Bahat, bunun yanı sıra 100 yatak altı hastanelerin bu ekonomik gelişmelerden çok fazla etkilendiğini ifade etti. A ve B grubundaki hastanelerinin ise kayıpları aşmak için sağlık turizmine yöneldiğini aktaran Bahat, lüks segmentteki hastanelerin gelirlerinin yüzde 30’nun artık sağlık turizminden sağladığını kaydetti. Yabancı hasta sayısının geneldeki payının yüzde 10 olmasına rağmen, gelirleri içindeki paylarının yüksek olduğunu söyleyen Bahat, kaplıca sağlık turizmi de eklendiğinde sektörün sağlık turizminden elde ettiği gelirin ise 1.5 milyar dolar 2 milyar dolar arasında olduğunu kaydetti. Bunun yanı sıra özel sektörün sosyal güvenliğe organ nakilleri, kalp ameliyatları, yeni doğan yoğum bakım tedavisi sunma yoluna gittiğini de aktardı.
“SGK fiyat artışı yapmazsa daralma artar”
Bahat, 2020’de SGK fiyat artışı yapmazsa sektördeki kapanma oranın derinleşeceğini, daralmanın ise yüzde 10’u geçeceği uyarısında bulundu. Bahat, sürecin böyle devam etmesi halinde özel hastanelerin sadece belirli bir kitleye hizmet eden bir kurum haline geleceğine dikkat çekti.
“Şehir hastaneleri, '112' hastasını göndermiyor!”
Medova Hastanesi kurucu ortağı ve İcra Kurulu Üyesi - TOBB Türkiye Sağlık Kurumları Meclis Başkanı Dr. Seyit Karaca, şehir hastanelerinin bulunduğu illerde kamunun zorunlu yönlendirilmesiyle özel hastanelerin yoğun bakım alanları, yeni doğan yoğun bakım ve fark alınamayan pek çok alanda çalıştığını söyledi. Ancak kamunun şehir hastanelerinin açıldığı şehirlerde, '112' hastaları öncelikle kamu hastanelerine eğer burada yer yoksa özel hastaneye yönlendirdiğini aktaran Karaca, “Doğrudan deklare edilmeyen ama kurum içinde çalışan böyle bir sistem var. Bu da bu alana yatırım yapmış özel hastaneleri olumsuz etkileyecek" dedi.
Hastane ruhsat pazarı oluştu
Özel sektör hastaneleri ve sağlık kuruluşları pazarında daralma devam ederken, bir taraftan da yeni hastane ve laboratuvar açarak büyümek isteyenler için ruhsat kısıtlaması söz konusu. Seyit Karaca, kamuda oluşan insan kaynağı sıkıntısı nedeniyle 2008 yılında planlama yönetmeliği ile özel hastanelerin ruhsat alımlarına sınırlandırılma getirildiğini kaydederek, “Bunun sonucunda özel hastanelerin kendilerini geliştirmelerine pek fırsat verilmedi. Ancak fiziki anlamda ya da nakdi durumları uygunsa ruhsat satın alarak yeni branşlar oluşturmaları mümkün” dedi. Yeni ruhsat almanın zorlaşması nedeniyle de hastaneler arası el değiştirmeler yaşandığını ifade eden Karaca, “Bu şekilde ruhsatların fiyatlandırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. Biruni Laboratuvuarı Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Güzel de "İstanbul’da hala 10 yıl önceki hizmet kapasiteleriyle durmak mümkün değil. Birçok semt oluştu. Ancak mevzuat buna rağmen yenisini açmamıza izin vermiyor” diye konuştu.