Otomotivci, rekabet için kura destek talep ediyor

Maliyetlerdeki artış ve sabit kur nedeniyle ihracatçının rekabette yüzde 70 geriye düştüğünü belirten OİB Başkanı Baran Çelik, “Enflasyonla mücadele önemli ama hızlı bir şekilde yüzde 5 ila 10 arasında küçük bir kur artışı ihracatçının nefes alması için önlem olabilir. Önümüzdeki aylarda 7 ayda yaşadığımız yüzde 4’lük artışı gerçekleştirememekten endişe duyuyoruz” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Otomotivci, rekabet için kura destek talep ediyor

ESRA ÖZARFAT
BURSA - Yedi aylık dönemde yaşanan yüzde 4’lük artışa rağmen otomotiv endüstrisinin yıl sonu hedefi olan 39 milyar dolara ulaşmasının zor olduğunu kaydeden Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, sektörün ciddi manada rekabetçilik sorunu yaşadığına dikkati çekti. Maliyet artışları nedeniyle ihracatçının yüzde 70’lik bir rekabet kaybı yaşadığını belirten Çelik, “Ülkemizde son 1 yılda yüzde 100’den fazla maliyet artışları oldu. Kurlarda yüzde 30 bile artış gerçekleşmedi. Buradaki yüzde 70’lik fark, ürünün içindeki hammadde maliyetini ayırırsanız 3’te birini oluşturan katma değerin yüzde 70 daha fazla artıyor olması demek. Bu da ürün fiyatında yüzde 20’ye yakın bir artış yapmamız gerektiğini ortaya koyuyor. Böyle bir artışta müşteri kaybetme riski ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Tedarik sanayi toplam ihracatımızın yüzde 40’ını gerçekleştiriyor. Bunların pek çoğu ihracatını devam ettirse de yeni ürün fiyat ayarlamaları yaptıklarında rekabet içinde olduğu ülkelere müşterilerini kaptırıyorlar. Bunun sinyalleri ihracat anlamında kötü geliyor. Önümüzdeki aylarda 7 ayda yaşadığımız yüzde 4’lük artışı gerçekleştirememekten endişe duyuyoruz” dedi.

Bundan sonraki dönemde sanayi üretim verilerinin çok olumlu gelmeyeceğini sinyallerini aldıklarını vurgulayan Çelik, “Enflasyonla mücadele konusu önemli, ancak bu mücadeleyi bir an önce tamamlamak durumundayız. Aksi halde uzun zamana yayılacaksa sanayici ve ihracatçının göz ardı edilmemesi gerekiyor. Çünkü yüzde 70’lik bir rekabet kaybı sadece döviz ve enflasyon korelasyonuna baktığınızda, zorluyor. Sanayici ve ihracatçı zor zamanlar geçiriyor” değerlendirmesini yaptı.

“Sübvanse edilmiş faiz oranları bile yüksek”

Kurun yerinde sabit kalmasının ihracatçı açısından yüzde 3 ila 4 rekabet kaybı anlamına geldiğini ifade eden Baran Çelik, kurun belirli bir seviyede enflasyonla paralel hareket etmesini beklediklerini dile getirdi. Kurun enflasyona yansımasının hemen aynı ay olmadığına işaret eden Çelik, “Bu çerçevede hızlı bir şekilde yüzde 5 ila 10 arasında küçük bir kur artışı ihracatçının nefes alması için bir önlem olabilir. Tabii bunun birçok dengesi var. Biz şu anda penceremizden bakıyoruz. Bunu ekonomi yönetimimiz çok daha detaylı, derinlemesine değerlendirecektir. Bizler ama bunları söylemekle mükellefiz” diye konuştu.

Eximbank kaynaklarını da değerlendiren Çelik, “Eximbank kaynaklarını devlet tüm ihracatçılara açmış durumda ancak Eximbank'ın sübvanse edilmiş faiz oranları dahi yüzde 36’lara geliyor ve çok yüksek. Bugün ihracatçının finansmanı Türk lirasıyla yapması ve bundan sürdürülebilir bir fayda sağlaması çok mümkün değil. Ondan dolayı çok fazla da talep olmuyor. Yatırım kredileri var ama şu anda yatırım kredilerine de çok fazla nefes yok açıkçası. Bugün Eximbank’ın reeskont kredileri politika faizi ile kıyaslandığında avantajlı olsa dahi dövizli kredi kullanmak şu anda ihracatçı için daha cazip” değerlendirmesini yaptı. Baran Çelik, yılsonu 39 milyar dolar olarak belirlenen ihracat hedefi için ise şunları söyledi: “7 aydaki yüzde 4’lük büyüme bu yılı 39 milyar dolara ulaştıramayacak bir büyüme. Bizim yüzde 10-12 arasında büyüme gerçekleştirmeliyiz ki 39 milyar dolara ulaşalım.”

“Yerli tedarikçi kullanarak yapılacak her yatırım desteklenmeli”

Türkiye’nin pazar büyüklüğünün global ana sanayilerin radarında olduğuna vurgu yapan Çelik, dünyanın en önemli araç üreticisi ve teknoloji geliştiricisi BYD’nin Türkiye’deki yatırımını bu anlamda önemli bulduklarını dile getirdi. Birden fazla Çinli üreticinin Türkiye’de yatırım görüşmelerini sürdürdüklerini belirten Baran Çelik, “Bizim Çinli markalardan beklentimiz, Türkiye’de üretecekleri araçların parçalarını Türk tedarik sanayi ekosisteminden tedarik etmeleri. Bu firmalar çeşitli teşvikler aldılar. Aldıkları her teşvik Türkiye’deki yerlilik oranlarına bağlı olacaktır. Türkiye’de tedarik edecekleri ürünü belli bir orana ulaştıramazlarsa bu teşviklerden faydalanmamalarını temenni ediyorum. Öyle de olması bekleniyor. Belli bir oranda yerli tedarikçi kullanarak yapacakları her türlü yatırım Türkiye’de desteklenmeli” değerlendirmesini yaptı.

Otomotiv