Müteahhitler sokağa çıkma yasağını avantaja çevirdi

DÜNYA Yuvarlak Masa Toplantısı’na katılan ASO İnşaat ve Tesisat Müteahhitleri ve Altyapı Müteahhitleri Sanayii komiteleri üyeleri, COVID-19’la birlikte başlayan süreçte yaşadıkları sıkıntıları dile getirdi, sektörün salgın sonrası yeniden büyümeye geçmesi için talep ve isteklerini sıraladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Müteahhitler sokağa çıkma yasağını avantaja çevirdi

Hüseyin GÖKÇE - Yeşim ARDIÇ

ANKARA - Ekonominin ve istihdamın temel aktörlerinden birisi olan inşaat sektörü, uzun süredir ekonomik durgunluğa bağlı olarak talep daralması ve kamunun hak ediş ödemelerinde gecikme sorunlarıyla boğuşurken, şimdi de koronavirüsün etkilerine maruz kaldı. Gazeteniz DÜNYA bu süreçte; Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, İNTES ve ASO Meclis Başkanı Celal Koloğlu, Yenigün İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Edip Yenigün ile ASO İnşaat ve Tesisat Müteahhitleri ve Altyapı Müteahhitleri Sanayii komiteleri üyeleriyle inşaat sektörünün sorunlarını ele alan bir toplantı düzenledi. Toplantıda söz alan sektör temsilcileri, yaşanan sorunlara karşılık virüsün etkilerinin ortadan kalkmasıyla birlikte projelerin daha hızlı şekilde yürüyeceğini, uygulanacak yeni iş modelleriyle yurt dışında daha çok proje üstlenilebileceğini aktardılar. Uygulanan sokağa çıkma yasağı ve şehirlerarası seyahat kısıtlamasının avantaja çevrildiğini bildiren isimler İstanbul Havalimanı 3’üncü etabı başta olmak üzere karayolları da dahil birçok projenin hızlandığını bildirdiler. İşte toplantıda söz alan isimlerin görüşleri, talepleri, çözüm önerileri:

DEVLET PİYASAYA OLAN BORÇLARINI HIZLA ÖDEMELİ, HAK EDİŞ SORUNU ÇÖZÜLMELİ

TANER ÖZDEMİR - Caner İnşaat Tic. Tur. San. Ltd. Şirket Müdürler Kurulu Başkanı: Taahhüt sektörüyle iş yapan firmaların, ciddi miktarda alacağı söz konusudur. Hem vadelerin artması, hem de firmaların devletten hak edişlerini alamamaları, sıkıntı yaratıyor. Devletin piyasaya olan borçlarını hızla ödemesi gerekmektedir. Bazı firmalar hak edişlerini alırken, bazıları alamıyor. Çok özel istisna dışında, hak edişler mutlaka kurumları yönetenlerin kişisel tercihlerine göre değil, kanunlarla tanımlanacak düzenlemelere göre herkesin eşit şartlarda olduğu bir sistemle çözülmelidir. Müteahhitliği kurallarına göre yapmadığı takdirde, bir daha müteahhitlik yapamayacağına dair sistem oluşturulmalıdır. Ayrıca ülkemizde şu anda sayın Cumhurbaşkanımızın da ifadesiyle borçlu olmayan belediye yoktur. Fakat belediyeler, borcu olsun olmasın, ödeneği olsun olmasın ihale yapmaya devam etmektedir. Firmalar belediyelerin iç durumunu bilmediği için ihalelere katılmakta ve büyük hayallerle aldıkları işlerin ödenek sıkıntısından dolayı sıkıntıya girmektedirler. Belli bir süre içinde, teklif veriyorsunuz fakat ödenek yokluğundan dolayı, 12 aylık iş 5 yıla yayılıyor.

PİYASADA ÇOK FAZLA OYUNCU VAR,BİR KALİTE AKREDİTASYONU OLMALI

ÇETİNAY ALPER TEKİN- Betonel Prefabrik Beton Elemanları A.Ş Genel Müdür Yardımcısı: Özel veya kamuda verilen işlerin kalitesinin takibi ilişkilerle değil performanslarla olmalıdır. Eşit şartlarda performansın objektif değerlendirildiği bir ortam istiyoruz. Biz bu işleri alınca diyoruz ki; bu özel sektörün yatırımı dolayasıyla mal veya hizmet sağlayanın bir beklentisi var. İstihdam ve diğer rakamlar bundan sonra gelecektir. Bizim yaptığımız iş hareketlenmenin ilk dalgasıdır. Bir ümidimiz var, herkes gibi. Eğer salgından etkilenmezsek, gidişat geçen seneye göre daha iyi olacaktır ancak eskisi gibi olmayacaktır.

Bununla birlikte piyasada çok fazla oyuncu var. Bir kalite akreditasyonu gibi durum olsa; insanlar iş yaptıracakları kişileri iyi seçebilseler. Böyle bir organizasyon yapılırsa, hem tüketici için hem de mal ve hizmet üretenler için iyi olur.

İHALE MEVZUATINDA DEĞİŞİKLİK YAPARKEN SEKTÖR PAYDAŞLARININ GÖRÜŞÜ ALINMALI

SELAHATTİN DÜZBASAN- Ilgaz İnşaat Ticaret Genel Müdürü: Kurun, reel sektörün inisiyatifi ve beklentileri dışında aşırı dalgalanması, üretici, satıcı alıcılar dahil olmak üzere birçok faktörü olumsuz etkiliyor ve piyasaları istikrarsızlaştırıyor. Tabii bu istikrarsızlık inşaat maliyetini, özellikle malzeme maliyeti ve vadeyi olumsuz etkiliyor. Şu anda Ulaştırma Bakanlığımızın ihale ettiği işlerin tutarı 320 milyar lira mertebesinde. Bunlara yıllık bütçemizden ayırdığımız pay 40 milyar lira. Bu 40 milyarın da 10 milyarı, sel, afet gibi acil işlere ayrıldığı için yürüyen ihalelere ayrılan pay yıllık 30 milyar lira. Yani bu ortalamayla, önümüzdeki 10 yıl harcanacak paranın ihalelerini yapmış durumdayız. Bu durum yeni işler için kamu müteahhitlerinin beklentilerini olumsuz etkiliyor. Son 18 yıllık dönemde ihale mevzuatı, 21 kez değişti. Bu değişikliklerin olumlu etkileri de var. Ancak bu değişikliklerin, sektör paydaşlarıyla birlikte yapılması gerekmektedir. Ayrıca işçi işveren hukuku bakımından işveren aleyhine sürdürülmesi mümkün olmayan bir yapı var. Aksi takdirde geriye dönük 10 yılı kapsayan hak talepleri hem adil hem de iyi niyetli değildir.

TÜRKİYE’DE DENİZ BİTTİ, NE YAPIP EDİP YURTDIŞINA AÇILMAMIZ GEREKİYOR

SERHAN YILDIZ- Cevser İnşaat Turizm Tarımcılık ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı: Özellikle kamu müteahhitliği yapanlarımız, bir şekilde, işlerin ihalesini alıp, ağlasak da sızlasak da zarar etsek de işi bitiriyoruz. Ancak, hangi kalitede bitirdiğimiz çok önemli. Bence, İş Bitirme Belgeleri’ne de bir kalite puanlaması getirilmesi ve bununda ilgili İş Bitirme Belgesi’ne tesir etmesi gerekmektedir. Yani hiçbir iş yarım kalmıyor. Ya firma kendisi bitiriyor, ya devrediyor. Ancak işi belli bir noktaya getiren firmanın veya bitiren firmanın bir derecelendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye’de deniz bitti, bizim sektörümüzde 5 yıl içinde çok açılabileceğimiz bir denizin olduğuna inanmıyorum. Bütün sektörde olduğu gibi ne yapıp edip yurt dışına açılmamız gerektiğine inananlardanım. Bizler işi bitiriyoruz, ama hangi şartla bitirdiğimiz belli değil. Burada bir puanlama olursa, uluslararası alanda iş yapmakta daha rahat ederiz. Puanlamanın, çok objektif bir şekilde olması lazım. Taahhüdü doğru, kaliteli ve zamanında bitiren müteahhit firmaların, gireceği diğer projelerin ihalesinde öne çıkarılmaları gerek diye düşünüyorum.

PROJE VE DANIŞMANLIK FİRMA SAYISI ARTMALI, TEMİNAT MEKTUBU MALİYETİ ÇOK YÜKSEK

İHSAN ÇETİNCEVİZ- Onur Taahhüt Taşımacılık İnşaat Ticaret ve San. A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı: Salgının olumsuz etkilerinden işyerlerimizi, çalışanlarımızı ve ailelerini korumak üzere aldığımız önleyici ve sınırlandırıcı tedbirlere devam ediyoruz. Salgının son bulması ile projelerimize kaldığımız yerden aynı hızla devam edeceğiz. Yurt dışında yapım işi konusunda yeterince firmamız var ancak proje ve danışmanlık firması sayımız çok az. Bu konuda yurt dışında beraber çalıştığımız sadece iki firma var. Ne yazık ki bunca yol, baraj, köprü, viyadük, tünel yapımı gibi zorluklarla dolu işlerin üstesinden geliyoruz, ancak bunların projelerini yapamıyoruz. Firmalarımız zaman kaybetmeden proje ve denetim konusunda girişimde bulunmalılar. Bizler uzak durdukça yabancı firmaların bu boşluğu doldurduğunu, bize kendi ürünlerini satmaya yönelik standartları dayattıklarını görüyoruz. Yurt dışı müteahhitlik hizmetleri için çözüm bekleyen bir diğer konu da teminat mektuplarıdır. Kredi maliyetleri ve mektup masraflarının sürekli yükselmesi maliyetleri artıran önemli bir unsurdur. Projeler tamamlansa dahi çeşitli nedenlerle çözülemeyen teminat mektupları için bankalara yüksek miktarda komisyonlar ödenmektedir.

İHALELERDE FİYAT FARKI YANSITILMAMASI PROJELERİN UZAMASINA NEDEN OLUYOR

CANSEN ÇINAR-Kalebozan Mühendislik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı: Yakın zamanda çıkılan ihalelerde ana yükleniciler, döviz bazında ihale alıyorlar. Alt yüklenicilerden TL isteniyor. Bu konuda sıkıntı yaşanıyor. Çok indirim istendiği için bayağı sıkıntıya sokuyor bizi. Onlar döviz bazında alıyorlar, ana yüklenici yurt içindeki projelerde TL istiyor ve çok da ısrarcılar, TL veriyorsunuz tamam, peki sözleşmeye o zaman proje ilerlerken, 1 senelik iş için fiyat farkını yansıtmıyor. Proje uzuyor, kaldı ki şimdiye kadar zamanında biten proje hiç görmedim. Projede aksaklıklar oluyor, durmalardan kaynaklı kayıplar dile getiriliyor. Bu konuda özellikle son dönemde sıkıntı çekiyoruz. İş alsak bir türlü, almasak bir türlü.

YURT DIŞI PROJELERİNE DEVLET ŞEMSİYESİ İLE GİRMELİYİZ, ÇİN BU KONUDA ÖNE GEÇTİ

CEYHUN ALVER- Özver İnşaat Ticaret Sanayi A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı: İstanbul depremi çok önemli bir konu. Hazırlıksız vaziyette yakalanmamız halinde telafisi çok güç sorunlar ortaya çıkacaktır ve Türkiye belki 50 yıl geriye gidecektir. Yeni imar alanları yaratmak yerine mevcut şehirdeki emsal artışlarıyla veya bazı teşviklerle müteahhidin de para kazanabileceği model oluşturularak eski yapıların yıkılıp yenilenmesi, şehrin geneli itibarıyla böyle düzenleme yapılarak işin hızlandırılması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’de çok büyük bir potansiyel var, bu potansiyel belli başlı firmalarla sınırlı değil. Bunun yurt dışında devletin de teşvikiyle, devlet şemsiyesi altında geliştirilmesi gerekir. İş geliştirmenin devlet tarafından, kamu destekli yapılması, yüklenicilerin de orada devletin atacağı imzanın altında, kurulacak büyük bir şirketin altında, alt yüklenici gibi iş yapabileceğini düşünüyorum. Yeni bir ülkeye gitmek, orada bir ofis açıp iş kovalamak, büyük para gerektiriyor. Ben bir çaba sarf ederken, başka bir firmamız da aynı parayı harcıyor. Çin bu konuda finans işini de ekleyerek, öncelik kazanıyor.

ZOR GÜNLER SADECE KAMU BANKALARIYLA ATLATILAMAZ, ÖZELLER DE SORUMLULUK ALMALI

BERKER BÜLBÜLOĞLU- Bülbüloğlu İnşaat ve Makine Sanayi A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi: İnşaat lokomotif sektörlerden biridir. Bu sebepten inşaat sektörünün devamlılığının sağlanması, her türlü önlemin alınması şarttır. Makro anlamda inşaat sektörünü, diğer sektörlerden ayırmamamız gerekmektedir. Bugünlerin atlatılmasında finansal tedbirlerin, teşviklerin, devlet desteklerinin önemi çok fazladır. Bunlar sadece kamu bankalarının eliyle yapılamaz, özel bankaların da bu zor günlerde üzerine düşen sorumlulukları almaları gerekmektedir. Ülkemizde iş hayatının durması ekonomimiz için çok ağır sonuçlar doğuracaktır. Bu sebepten dolayı gerekli tedbirlerle beraber iş hayatının devam etmesi gerektiğini düşünüyorum.

ENERJİ TASARRUFU İLE İLGİLİ AR-GE’Yİ DESTEKLEYECEK ORTAK FON KURABİLİRİZ

ÇİĞDEM IŞIK- Genç Işık Nak. ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti Müdürü: Topraklarımızın yüzde 90’ı fay hatları üzerinde, kentsel dönüşüm bizim için çok önemli. Ben inşaat mühendisi olarak baktığımda, şehirlerimizin en büyük sorununun altyapı olduğunu görüyorum. Konutlardaki enerji tüketimini düşürmek sadece tasarrufla olmaz. Bunun için Ar-Ge ürün çalışmaları yapılmalı. Genç girişimcilerde karşılaştığımız yeni fikirlere, start-up’lara küçük katkı sağlayacak fon oluşturabiliriz, melek yatırımcı olabiliriz. Bunlar geleceğimiz için de sektör için de iyi yatırım olacaktır. Bir kişinin bir fikre büyük miktarda destek vermesi yerine, ortak bir fon aracılığıyla bu fikirler desteklenebilir. Geleceğimiz için, sektörümüz için, ülkemiz için önemi bir adım.

İHALE SÖZLEŞMELERİN ‘OLMAZSA OLMAZ’ ŞARTI

MERDAN HÜRMEYDAN- Sistem Elektromekanik Tesisler Sanayi ve Ticaret A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı: Bildiğiniz üzere 2020 yılı kamu harcamalarında tasarruf ve önceliklendirmeye gidilmiştir. Bu nedenle birçok projeye sözleşmelerde öngörülenden az ödenek ayrılabilmiş veya hiç ödenek verilememiştir. Bu durum karşısında sabit giderlerin devam etmesi firmalarımıza ek maliyetler getiriyor. Ancak hükümetimizin alacağı yerinde ve güçlü tedbirler nedeniyle bu sıkıntılı süreci de aşacağımıza inanıyorum. Bu konularla ilgili alınacak tedbirleri kanaatimce kısaca şu şekilde özetleyebiliriz: Şantiyelerin kapalı olduğu ve yükleniciden kaynaklanmayan nedenlerden dolayı çalışmalara ara verildiği dönemlerde teknik personel ve makine parkının bulundurulmasının zorunlu olmaması için gerekli düzenleme yapılmalıdır. Son birkaç yılda yaşanan gelişmeler mevcut ihalelerde uygulanan fiyat farkı sistemimizin yetersizliğini göstermektedir. İhale dokümanlarında fiyat farkı, sözleşmelerin olmazsa olmaz bir şartı olmalı.

Firmaların üretim yapmadan ne kadar ayakta kalabilecekleri en önemli nokta

NURETTİN ÖZDEBİR- Ankara Sanayi Odası Başkanı: Sağlık krizinin hep beraber ekonomik krize evrildiği bir süreci yaşıyoruz. Sağlık krizi, reel ekonomide zaten var olan sorunların daha da derinleşmesine neden olacaktır. Birçok şirket iş yapamama sorunu ile karşı karşıyadır. En önemli nokta, firmaların üretim yapmadan ne kadar ayakta kalabilecekleridir. Özellikle ekonomide talebi canlı tutabilmek için doğrudan gelir desteğine ihtiyaç var. Reel sektörün de üretime devam edebilmesi için desteklenmesi gerekiyor. Geçmişte aşırı değerli TL döneminin yarattığı dikkat çekici iki tahribat var. Bunlardan birisi lüks tüketim oldu ve hak etmediğimiz bir lüksü yaşamaya başladık. İkincisi ise yaptıkları işten para kazanamayan sanayiciler, inşaat sektörüne göz diktiler ve bir sürü yapsatçı ortaya çıktı. Bunun bir benzerini kuyumcular ve dövizcilerde de yaşamıştık, şimdi bunların hepsi tasfiye oldu. Kendi gücümüzle bu sıkıntıdan çıkmamız lazım. Ben her zaman Türkiye’nin önünün açık olduğuna inanıyorum.

Altyapı faaliyetleri mücbir sebep sayılmadığı için sıkıntı büyüyor

EDİP YENİGÜN- Yenigün İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi: Mart ayından itibaren tüm dünya ile birlikte koronavirüs salgınının toplum sağlığımıza ve ekonomimize olumsuz etkilerini hızlı biçimde hissetmeye başladık. Öncelikle hastalığın bir an önce kontrol altına alınmasını ve virüsün neden olduğu yaşam kayıplarının son bulmasını diliyoruz. Ardından ekonomimizde oluşan tahribatın giderilmesi önem taşıyacaktır.

Hükümetimiz tarafından ilk aşamada salgınla mücadele amacıyla açıklanan ekonomik tedbirler kıymetli olmuştur. Özellikle kısa ve esnek çalışma modellerinin geliştirilmesi, SGK primleri ve vergi ödemelerinin ötelenmesi gibi önlemler iş dünyasının geneli gibi istihdam kapasitesi yüksek olan inşaat sektörü açısından da son derece önemlidir. Bu süreçte inşaat sektörü, özellikle altyapı faaliyetleri mücbir sebep kapsamına alınmadığından büyük sıkıntı içindedir. Ayrıca, likidite sıkıntısını gidermeye yönelik alınan kararların da bankalar tarafından hızla uygulamaya konulması, iş dünyasının kredi borçlarıyla ilgili taleplerine hızlı ve olumlu yanıt vermeleri de son derece kritiktir.

440 BİN MÜTEAHHİT VAR

İmalat sanayinden hizmetler sektörü ve yan sanayilere kadar ekonomi ile arasında çok sıkı bağları olan inşaat sektöründe ortaya çıkan tahribat büyük risk yaratmaktadır. Bu çerçevede sektöre yönelik vergi avantajları paketi ve nakit akışındaki bozulmaları önleyecek düzenlemelerin hızlı biçimde hayata geçirilmesi beklentimiz mevcuttur. Ülkemizde 440 bin müteahhit bulunduğu hesaplanmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre bu müteahhitlerin 330 bini fiilen, 80 bini geçici yetki belgesiyle, 30 bini ise re’sen faaliyet göstermektedir. Bu çerçevede yapı müteahhitlerinin iş tanımının yapılması ve yetkinliklerine göre sınıflandırılması ihtiyacını dile getirmekteyiz. Bu konuda yapılan son düzenlemeleri memnuniyetle karşılamakta, bu öncü adımların devamının gelmesini ve mevzuatın uygulamaya yansımasını beklemekteyiz.

Bütçe olanaklarımızı çok daha verimli kullanmamız gereken dönemdeyiz

CELAL KOLOĞLU- ASO Meclis Başkanı ve İNTES Başkanı: Sağlık ve gıda güvenliğini etkileyecek yatırımları tamamlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Tüm dünyayı etkisi altına alan, dünyanın en büyük ekonomilerini dahi sınava tabi tutan zorlu bir süreçten geçiyoruz. Yeni bir dönemin eşiğinde olduğumuz bugünlerde kamu, özel sektör, işçi ve işveren hepimizin ortak gayesi ülkemizin bu zorlu süreci her manada en az zararla atlatmasıdır.

Başta şehir hastaneleri olmak üzere ülkemizin son dönemde hayata geçirdiği sağlık yatırımlarının ne kadar kıymetli olduğunu bu süreçte bir kez daha anladık. Şehir hastaneleri fiziki altyapısı, nitelikli yatak kapasitesi ve sahip olduğu yüksek teknolojiyle koronavirüs ile mücadele sürecine büyük bir katkı sağlıyor. Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla hayata geçirilen sahra hastaneleri projeleri de bu süreçte değerli bir rol oynayacak. İnşası devam eden 8 şehir hastanesinin büyük bölümünün bu yıl, kalanlarının da önümüzdeki yıl tamamlanması hedefleniyor.

Buradan hareketle şehir hastaneleri, bu hastanelere giden yol ve metro çalışmaları çok önemli. Diğer yandan tarım altyapı yatırımlarının da ivedilikle tamamlanması gıda güvenliğimizin sağlanmasını temin edecek temel unsur olacaktır. Bizler de sektör olarak öncelikle sağlık ve gıda güvenliğini etkileyecek yatırımları tamamlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Projelerimizi sürdürürken iş sağlığı ve güvenliği konusunda gerekli tüm önlemler ve hatta ilave tedbirlerle bu süreci hassasiyetle yönetmeye çalışıyoruz. Söz konusu süreçte, sokağa çıkma kısıtları ve şehirler arası seyahat yasaklarını pek çok projede işin bitirilmesi açısından fırsata çeviriyoruz. Örneğin uçuş olmadığı dönemde İstanbul Havalimanı’nda 3'üncü pist çalışmalarına hız verildi. Diğer yandan ülke genelinde ulaştırma projeleri, yol çalışmaları bitiriliyor. Deprem bölgesi yatırımları hızla tamamlanıyor.

YENİ BİR YOL HARİTASI

Herkesin önünü daha fazla görmek isteyeceği, daha ihtiyatlı hareket edeceği yeni bir dünya düzenine doğru ilerliyoruz. Sektör olarak bizim de yeni bir yol çizmemiz gerekiyor. Yatırım ihtiyaçları ve finans imkanlarını iyi değerlendirip, şirket yapılarımızı buna uygun hale getirmeliyiz. Bütçe olanaklarımızı çok daha verimli kullanmamız gereken bir dönemdeyiz. Acil olan projeleri hemen tamamlayıp, hizmete almalıyız. Kalanlarda da öncelik sıralamasına göre ilerleme adımlarını belirlemeliyiz. Tamamlanmaya yakın projelerin ekonomiye kazandırılması ve kamu finansmanı ile sürdürülemeyecek yatırımlar için kamu özel sektör projelerine devam edilmesi bu süreçte daha da önem arz etmektedir.

KONUT STOKU BÜYÜK SORUN

Konut stokunun kontrolsüz artması herkese zarar vermektedir. Müteahhitler zarar etmekte, finans sektörü sıkıntı yaşamaktadır. Konut stoku eritilmeden, ihtiyaç analizleri yapılmadan yeni konut yapılmamalıdır. Belediyeler ise kentlerin alternatif yollarına, trafik düzenlemelerine ve altyapı hizmetlerine öncelik vermelidir. Belediyelerde yatırımlar durdurulamayacağı için, belediye kaynaklarının güçlendirilerek yatırımların, hizmetlerin devam etmesi çok önemlidir. Belediyeler açısından bir diğer önemli konu raylı toplu taşıma sistemlerinin hizmete alınmasıdır. Belediyeler bu yatırımlar için kaynağı hazırladıktan sonra ihale etmelidir. Kaynak hazır olmadan başlatılan her yatırım gibi bu işlerde de müteahhitler ve belediyeler sıkıntı çekmektedir.

Sektör Haberleri