Mücevheratçının hedefi pazar payını ikiye katlamak
Mücevherat sektörünün dünyadaki pazar payını 20 yılda yüzde 0,5'ten yüzde 5'e çıkardığının altını çizen JTR Başkanı Mustafa Kamar, "Yeni bakanımızla birlikte yüzde 10 pazar payı hedefine daha umutla bakmaya başladık" dedi.
Yener KARADENİZ
Mücevher İhracatçıları Birliği’nin (JTR) kuruluşundan itibaren geçen 20 yılda sektör, dünyadaki pazar payını yüzde 0,5’ten yüzde 5’e çıkardı. Yeni Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un desteğiyle geleceğe umutla baktıklarını ve dünyadaki pazar paylarını yüzde 10’a yükseltmeyi hedeflediklerini belirten JTR Başkanı Mustafa Kamar, “İnanıyoruz ki yeni Ticaret Bakanımızdan aldığımız enerjiyle mevcut konularımız düzelecek ve böylelikle 2021 yılı sonunda 4 milyar doların üzerinden ihracat gerçekleştirebileceğiz. Hatta 2023 yılı hedeflerimiz arasında olan dünya mücevher pazarından yüzde 10’luk paya ulaşabileceğiz” diye konuştu. Kamar’ın verdiği bilgilere göre mücevher sektöründe hali hazırda 35 bin kuyumcu ve 6 bin üretici faaliyette bulunuyor. Söz konusu işletmeler sayesinde yaklaşık 1 milyon kişi geçimini sağlıyor. Ancak sektör uzun süredir tartışılan Dahilde İşleme Rejimi (DİR) uygulamaları ve salgının etkileri nedeni ile sıkıntı yaşıyor.
“Ankara ile 3 saat toplantı yaktık”
Göreve geldikleri günden bu yana sektörün sorunları ile ilgili olarak Ankara ile sık sık temasta bulunduklarını hatırlatan Kamar, yine geçtiğimiz hafta bu kapsamda bir dizi toplantı gerçekleştirdiklerini söyledi. Kamar, “Temmuz ayının ilk günü Ankara’da Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un koordinasyonunda Gümrükler Genel Müdürlüğü, Gelir İdaresi Başkanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı Kambiyo Genel Müdürlüğü, Altın Borsası yetkilileri ile 3 saatlik bir toplantı gerçekleştirerek yaşadıklarımızı ve beklentilerimizi aktardık. Birlik olarak Ankara’daki en verimli toplantımızı yaptık diyebileceğimiz bu toplantıdan büyük bir enerji aldık. Sayın Bakan, DİR kapsamında altın ticaretinin artırılması, altın muhasebesi yaklaşımları gibi beklentilerimizi ilgiyle dinledi ve mevcut sorunların giderilmesi için talimatlar verdi. Türkiye mücevher sektörü olarak yeni bakanımızla birlikte küresel ölçekte yeniden yüzde 10 pazar payı hedefine umutla bakmaya başladık” şeklinde konuştu.
“Doğru yasalarla ihracat en üst seviyeye çıkar”
Türkiye’de hali hazırda 42 ton olan altın üretiminin 100 tona çıkarılmasını hedeflediklerini anlatan Kamar, üretimden ihracat yapan 3-4 ülkeden birinin Türkiye olduğunu ancak temel ihracat sıralaması açısından 10’uncu sırada bulunulduğunu söyledi. “Rezerv sahibiyiz, üretim ve işçilik açısından potansiyelimiz var” diyen Kamar şunları kaydetti; “Doğru yasalarla mücevher ihracatımızı maksimize edebiliriz. Sektör olarak 2019 yılında 4,1 milyar dolar ve 2020 yılında pandemiye rağmen 3,75 milyar dolar ihracat imza attık, geçtiğimiz 5 ayda ise bürokrasiye rağmen 5 ayda 1,9 milyar dolar ihracata imza attık.” Öte yandan hafta sonu Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan haziran ayı ihracat rakamlarına göre sektörün ilk yarı ihracatı ise 2,46 milyar dolar olarak gerçekleşti.
“DİR, ülkeler arası yaygınlaştırılmalı”
Dünya ticaretinin aşılama faaliyetleriyle hızlanmaya başladığını vurgulayan JTR Başkanı Mustafa Kamar; “Stratejik olan sektörün çok daha iyi yerlere gelebilmesi için uzun yıllardır dile getirdiğimiz DİR, hızlıca ülkeler arasında yaygınlaştırılmalı. DİR ile ihracatımıza 4 milyar dolar katkı sağlıyoruz. Ancak günümüzde DİR kapsamındaki altınlar için onay süreci olması, üzerine Darphane’den onay alınması, kısaca 1 günde elimize ulaşan ürünlerin artık 3 haftada ulaşması, ekonomiye olan katkımızı azaltıyor” dedi. Kendi para birimiyle ya da altın rezerviyle ticaret yapan ülkeler bulunduğunu da anlatan Kamar, “Altınla nasıl ticaret yapılabileceğini OECD kurallarına göre belirleyip bir yol haritası çizebiliriz. Bu yol haritası ile ticarete, ihracata, üretime ve istihdama, kapalı devre ülkelerle ticarete büyük fayda sağlayabiliriz. İhracatımızın yüzde 10’u kapalı devre ülkelerle gerçekleşiyor. Bu ülkelerdeki yolcuların beraberinde ülkemize altın getirmesine yeniden izin verilmeli. Türkiye’ye yatırım yapılması çerçevesinde altının sermaye olarak kullanılabilmesi izne bağlı olmalı. Böylelikle Türkiye’ye yabancı yatırımın önü açılacak, ülke ekonomine katkı sağlanacaktır” şeklinde konuştu.