Kamar: Mevzuat değişimi ihracata darbe vuruyor
Mücevher İhracatçıları Birliği (JTR), Dâhilde İşleme Rejimi mevzuatında geçen ay gidilen değişikliğe karşı taleplerini açıkladı. JTR Başkanı Kamar, “Söz konusu mevzuat düzenlemeleri sektörün üretim ve ihracatına ciddi darbe vurmaya başlamıştır.” dedi.
Dâhilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında yılda yaklaşık 5 milyar dolarlık standart ve standart dışı altın ithal edip işleyerek ihraç eden mücevher sektöründe, geçtiğimiz ay ithalat şartlarıyla ilgili yapılan mevzuat değişikliği endişe yarattı. Mücevher İhracatçıları Birliği (JTR), DİR mevzuatında, mücevher ihracatını son derece olumsuz etkileyecek yönde değişikliğe gidildiğine dikkat çekerek, değişikliğin sektör üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi ve sorunun çözümünde uygulanacak yol haritasının belirlenmesi için ihracatçı firmalar ile bir araya geldi. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantıda, JTR Başkanı Mustafa Kamar, konuyla ilgili 22-23 Şubat’ta Ankara’da temaslar gerçekleştirdiklerini açıkladı. Kamar, Ankara’da konuyla ilgili önemli isimlerle görüştüklerini, kendilerinden şunları talep ettiklerini söyledi:
‘15 yıl boşa gider’
“Mücevher sektörü ülkemizin ekonomik açıdan zor dönemlerinde yaptığı ihracatla nefes almasını sağlayan ve turizm gelirlerimizi artıracak stratejik bir sektördür. Söz konusu mevzuat düzenlemeleri sektörümüzün üretim ve ihracatına ciddi darbe vuracaktır ve vurmaya başlamıştır. Bununla beraber üreticilerin hammaddesi olan altının (standart veya standart dışı külçenin) yolcu beraberinde serbestçe getirilmesini istiyoruz. DİR izni kullanım süresinin 4 aya indirilmesi sektörümüz açısından sıkıntı değildir. Biz DİR uygulamasının Rusya Suudi Arabistan başta olmak üzere diğer ülkelere de yayılmasını istiyoruz. Dâhilde işleme kapsamında havaalanına gelen ürünlerin dolayısıyla hem izin alımı hem de iznin otomatik olarak kapatılmasına imkân tanıyacak teknik alt yapı en kısa sürede hazır hale getirilmelidir. Tek Pencere Sistemi’nde onay en geç 24 saat içerisinde alınabilmelidir. Eğer bu pencere sistemi anlık olarak hizmet veremeyecek olursa, bu izin prosedürü tamamen kaldırılmalıdır. Aksi takdire, Türkiye’nin 15 senede kazandığı zaman ve hız kavramı yerle yeksan olur. Ayrıca, 2021/5 sayılı genelge ile sektörümüzde küçük atölyelerin ihracatının en önemli aracı olan pazarlamacı firmalar da DİR sistemi dışında kalmışlardır. Pazarlamacı firmaların da Dâhilde İşleme İzni alabilmesi için düzenleme yapılmalıdır.’
‘Bazı kötü niyetli firmalar yüzünden tüm sektör cezalandırılıyor’
DİR sisteminde son 20 yılda kapatılan veya ceza alan firma olmadığına dikkat çeken Kamar, ’Eğer sistemi kötüye kullanan firmalar varsa onlara gereken en ağır cezalar verilmelidir. Dolayısıyla, bazı kötü niyetli firmalar nedeniyle, tüm sektöre ceza verilmesi doğru değildir’ dedi. Altın rafineleriyle ilgili konuya da dikkat çeken Kamar, Türkiye’ye (Batı hariç) 4 saatlik uçuş mesafesinde rafineri olmadığının altını çizdi. ‘Ülkemizde 4 tane rafineri vardır ( 2 tanesi LBMA üyesi)’ diyen Kamar, “Bu yüzden Türki Cumhuriyetler ve Ortadoğu/Afrika coğrafyasında (bankacılık sisteminin de sağlıklı işlemediği ülkelerden) standart dışı külçe altının ülkemize getirilerek rafinelerimizde eritilmesi ve hem mücevher hem de turizm, deri, gayrimenkul, yeme- içme gibi birçok sektöre ekonomik canlılık getirecektir” şeklinde konuştu. Bunlara ek olarak bazı başlıklara da dikkat çeken Kamar, şöyle devam etti: “ Fas, Cezayir gibi ülkeler DİR haricinde mücevher ithaline izin vermediklerinden DİR sistemindeki her türlü olumsuzluğun bu tür pazarlardaki payımızı olumsuz etkileyeceğini, hali hazırda gümrüklerde bekleyen izin başvurularının arttığını, bunlara en kısa sürede izin verilmesini, eğer DİR sistemi sektörümüzün kendine özgü özelliklerine göre düzenlenmezse uzun yıllardır verilen mücadelelerle elde edilen pazarlarımızın kaybedilmesine yol açacağını Ankara’daki yetkililere anlattık.”
‘Hammadde altın ile finansman altın birbirinden ayrılmalı’
Külçe altının ihracat karşılığı getirilmesine imkân tanınmasının bekledikleri bir karar olduğunun altını çizen Kamar, “Finans amacıyla getirilen altına yönelik düzenlemeler yapılması doğru ve biz buna destek veriyoruz. Talebimiz, altını finans amacıyla yurda getiren firmalarla- Kıymetli Madenler Borsası üyesi firmalar- altını hammadde olarak getirip işleyerek ülkemize istihdam ve döviz kazandıran üretici/ihracatçı firmaların aynı kefeye konulmamasıdır. Mücevher sektörü ülkemizin ekonomik açıdan zor dönemlerinde yaptığı ihracatla nefes almasını sağlayan ve turizm gelirlerimizi artıracak stratejik bir sektördür. Söz konusu mevzuat düzenlemeleri sektörümüzün üretim ve ihracatına ciddi darbe vuracaktır. Üreticilerin hammaddesi olan altının (standart veya standart dışı külçenin) yolcu beraberinde serbestçe getirilmesini istiyoruz” diye konuştu.
‘Çürük firmalar elenecek’
Kamar, Ankara’daki temaslarından edindikleri izlenime göre, sektörü ilgilendiren gelişmelerin şu şekilde olabileceğini açıkladı: “Altın fiyatlarının yükselmesiyle altına olan talebin artması sonrasında, 25 milyar dolar altın ithal edildiğinden bir önlem alınması zaruri hale gelmiştir. Sektörün kendine çeki düzen vermesi ve disipline olması gerekmektedir. Sektörün disipline edilmesinde sektördeki kurum/kuruluşlara da görev düşmektedir. İşini düzgün yapan firmalar dışında çürük firmaların elenmeleri gereklidir. DİR sisteminde ithalat-ihracat esnasında miktar kontrolü sistem tarafından yapılacak. Açık olan belgesi için ihracat taahhüdünün en az % 80’nini yapan firmalara, yeni izin başvurularında 4 aylık izin süresine denk gelen kapasiteleri kadar izin verilmesi yeniden değerlendirilecek. Şimdilik %80 uygulamasını görmek gerekiyor, gerekirse yeni koşullara göre yeniden değerlendirilebilir. TPS sisteminde yaşanan gecikmeler en kısa sürede giderilecek ve 24 saat içinde izin alınması sağlanmaya çalışılacak. Pazarlamacıların yeniden DİR sistemine dâhil edilmesine çalışılacak.”
‘Darphane bu yükü kaldıramaz!’
Kamar, yaklaşık 15 yıl önce kaldırılan darphane ayar kontrolünün yeniden getirilmesinin sektöre çok ağır darbe vuracağına dikkat çekti. 2000’li yılların başında 500 milyon dolar olan sektör ihracatının 2020 yılında 7 milyar dolar civarına geldiğini belirten Kamar, “Yaptığımız görüşmelerde darphanenin bu yükü kaldırabileceği tarafımıza iletilmiş olsa da, uygulamanın başlangıç tarihinden itibaren maalesef bu yükü kaldıramadığı görülmüştür. Şu anda darphaneden randevu alınması, ürünün teslim edilmesi, ayar kontrolü yapılıp tekrar geri verilmesi 7 ila 10 günü bulmaktadır. Darphanenin aldığı ürünleri 1 gün içerisinde geri verebilmesi gerekmektedir. Bunun için havalimanlarında ve Kuyumcukent’te darphane ayar evinin biran önce şubeler açması gerekmektedir. Darphane sisteminin bu şekilde devam etmesi Türkiye’nin mücevher ihracatındaki dünyadaki liderliğini elinden alacak bir uygulamadır” diye konuştu.
Dahilde İşleme Rejimi (DİR) nedir?
Dahilde İşleme Rejimi, ihracat yapan firmalar tarafından ihraç ürünleri üretmek için gerekli olan ve ithal edilen, bu yüzden de ithali gümrük vergisine tabi hammadde ya da girdilere gümrük muafiyeti getiren bir ihracatı teşvik sistemidir. Dahilde İşleme Rejimi, yurtiçinde dünya fiyatlarından temin edilemeyen, hiç temin edilemeyen ya da üretimi yetersiz olan, yeterli kalitede bulunmayan malzemelerin gümrük muafiyetli olarak yurtdışından getirilmesine olanak sağlayarak girdi maliyetlerini azaltmak suretiyle ihracatı artırmak, ihraç ürünlerine uluslararası piyasalarda rekabet gücü kazandırmak, ihraç pazarlarını geliştirmek ve ihraç ürünlerini çeşitlendirmek amacıyla oluşturulmuştur. Dâhilde İşleme Rejimi’nin avantajları; ithalatta gümrük vergisi, KDV, ÖTV ile diğer vergi ve fonlardan muafiyet; vergi, resim ve harç istisnası, KKDF istisnası; ticaret politikası önlemlerine tabi olmama, KDV'de tecil-terkin sistemi çerçevesinde yurtiçi alım gerçekleştirilebilmesi, ihracat dışında yurtiçi satış ve teslimlerin de gerçekleştirilebilmesi, ithalatta alınması gereken vergilere ilişkin teminat indirimi olarak sayılabilir.
Nasıl uygulanıyordu?
Yürürlükte olan 2013/19 Sayılı Dahilde İşleme Rejimi ile ilgili genelge 2021/5 Sayılı Genelge ile yeni düzenlemelere tabi tutuldu. Hali hazırda yürürlükte olan 2013/19 sayılı genelgeye istinaden “Dahilde İşleme Rejimi” şu şekilde uygulanmaktaydı:
- DİR izin belgesi ürün gümrüğe (ambara) geldiği an konşimento ile TPS formu doldurulup alınır.
- DİR izin belgesi direkt sorumlu gümrükten alınır.
- Altın ithalatçı firma, kapasite raporunda DİR süresine tekabül eden miktarının %100’ü oranınca altın getirebilir. Firmanın kapasite raporu yoksa kapasite raporu olan atölyelerle (imalatçılar) sözleşme yaparak onların kapasite raporunun %100’ü oranında altın getirebilir.
- Kıymetli maden ve taşların, 32 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Karar hükümleri çerçevesinde ithalatını müteakip, işlendikten sonra ihraç edilmek üzere işçiliğe tabi tutulması 6 aydır.
Hangi değişiklikler yapıldı?
2021/5 Sayılı Genelge ile gelen yeni düzenlemelerde yer alan bazı önemli hususlar ise şu şekilde oldu:
- DİR izninin başvurusu Türkiye’ye ürün gelmeden önce yapılır. Firmanın açık izninde ihracat taahhüdü %80 altında kalırsa direkt red olunur.
- DİR izin belgesi için gümrüğe başvurulur, Gümrük Bölge Müdürlüğü’ne, Bölge Müdürü, Bakanlığa başvuruyu iletir. Onay gelince de Bakanlık-Bölge Müdürlüğü-Gümrük hiyerarşik olarak geri bildirimi yapar.
- İlk defa altın ithalatı yapılıyorsa kapasite raporunda DİR izin süresine tekabül eden miktar/4 kadar altın ithal edebilir. İhracat taahhütleri %80-100 arası ise kapasite raporunda DİR izin süresine tekabül eden miktar/4 kadar altın ithal edebilir. İhracat taahhütleri %100 ise kapasite raporunda DIR süresine tekabül eden miktarının %100’ü kadar altın ithal edebilir.
- Kıymetli maden ve taşların, 32 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Karar hükümleri çerçevesinde ithalatını müteakip, işlendikten sonra ihraç edilmek üzere işçiliğe tabi tutulması 4 aydır.