Mobilyacı, zor zamanları tedarikçilerle aşacak
Saloni Mobilya CEO’su Haluk Özbek, 300’den fazla tedarikçi ve iş ortağına sektör adına bir mektup göndererek “zor zamanlardan birlikte güçlenerek çıkma” mesajı verdi. Özbek, tedarikçilerden olumlu dönüşler aldıklarını, pek çok büyük tedarikçinin yüzde 20’ye yakın iskonto yapmayı kabul ettiğini söyledi.
ESRA ÖZARFAT
BURSA - Katma değerli mobilya üretimiyle Türk mobilya sektörünün adını global pazarlarda duyuran Saloni Mobilya’nın CEO’su Haluk Özbek, üreticileri ciddi manada zorlayan ekonomik koşulların geçici olduğunu, bu süreçte üretici ve tedarikçilerin birbirini destekleyerek ayakta kalması gerektiğini söyledi. Özbek, mobilya sektörü adına 300’den fazla tedarikçi ve iş ortağına bir mektup göndererek “zor zamanlardan birlikte güçlenerek çıkma” mesajı verirken, geçen yılın karlıklarının en az yarısından feragat ettiklerini vurguladı ve tedarikçilerine de şok fiyat artışlarından kaçınma tavsiyesinde bulundu.
Haluk Özbek’in girişimi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) nezdinde de karşılık buldu. Kendisinden bir sektör raporu hazırlamasının talep edildiğini belirten Özbek, şu bilgileri verdi: “Enflasyon yüzde 70 artarken malzeme fiyatları en az yüzde 120 oranında artış gösterdi. Düşen iş maliyetlerinin de fiyatlara yansıtılması ile oluşan bu yüksek artış üreticiler açısından kabul edilebilir noktada değil. Saloni olarak piyasaların asla kabul edemeyeceği şok fiyat artışlarından kaçınarak, kendi piyasa koşullarımıza göre değil, müşteri ve alıcılarımızın şartlarına en uygun şekilde hareket ediyoruz. Son birkaç gündür ciddi olumlu geri dönüşler alıyoruz. Tedarikçilerimiz de bu süreçten güç birliği yaparak çıkabileceğimize inanmış durumda. En büyük tedarikçimiz yüzde 14 iskonto yapacağını ifade etti. Diğer tedarikçilerden de ortalama yüzde 20 oranında indirim aldık” dedi.
Sektöre “rekabetçi fiyat” çağrısı
Bu süreçte ihracat ekibini güçlendirerek üretim kalitesi ve yeni koleksiyonlar ile ihracat artışı kaydettiklerini anlatan Haluk Özbek, ancak yurt dışı pazarlarda Türk üreticilerin artan ürün fiyatlarının pazar kayıplarına neden olduğunu söyledi. Özbek, “Rekabetçi olmayan fiyatları dünya koşullarına uydurmak için hep beraber ortak ve mantıklı bir yol bulmalıyız. Aksi takdirde bin bir emek harcanarak kazanılmış pazarların kalıcı olarak kaybedilmesi ya da çok çok daha maliyetli yeni pazar arayışları zaruri olacaktır” diye konuştu.
Bu yıl 50’nin üzerinde yeni Saloni showroomu oluşturduklarını ve alınan aksiyonlarla ihracat yaptıkları ülke sayısının 80’i aştığını anlatan Haluk Özbek, devam eden yatırımlarının iş ortaklarına da olumlu katkı sağlayacağına değindi. Özbek, mektupta şu mesajı verdi: “Bizler sizlerin sağladığı tüm malzeme, ara ürün ve hizmetlerin birer aracısıyız. Saloni olarak satış kanallarımızı ve ihracatımızı koruyup artırmak sizlerin de üretim ve satışlarını koruyacak ve artıracaktır. Yaptığımız her satış sizlere de yansıyacaktır. Aksi halde şok fiyat artışı politikaları satışları düşürecek, düşen satışlar üretimleri düşürecek, düşen üretim kapasiteleri üretim verimliliğini bozacak, bozulan her üretim verimliliği de her üretilen ürünün birim üretim maliyetini daha fazla artıracaktır. Tüm endüstriyel üreticiler olarak çok iyi biliyoruz ki verimsiz üretim maliyetleri daha zarar verici ve tehlikelidir.”
“Düşük karlılıkla çalışma fedakarlığını bekliyoruz”
Haluk Özbek, 300’ü aşkın tedarikçiye gönderdiği mektupla tedarikçilere şu çağrıda bulundu: “25 yıldır oluşturduğumuz piyasa hakimiyetimizi ve müşteri portföyümüzü kaybetmemek, istikrarlı ve rekabetçi fiyat politikamızı korumak, düşük satışların sebep olacağı üretim azalmalarına sebep olmamak için müşterilerimizin lehine geçen yılın karlıklarının en az yarısından feragat ederek satışlara devam ediyoruz. Bu durum satışlarımızı düşürmeden dolu dolu üretim yapmamıza, üretim verimliliği ve üretim ekiplerimizi kaybetmeden çalışmamıza olanak sağlıyor. Kesinlikle geçici olan bu zor süreci atlatmak için, tüm satış kanalları ve üretim gücümüzü, tüm çalışanlarımızı koruyabilmek için Saloni ailesi olarak yaptığımız ve yapacağımız maksimum 2 yıl olmak üzere geçici süreli düşük karlılıkla çalışma fedakarlığını sizlerden de mutlaka bekliyoruz. Geleceğimizi hep birlikte korumak da bu yaklaşımı zorunlu kılmaktadır.”