Demiryolu talebe yetişemiyor
Karayolunda yaşanan geçiş belgesi problemleri demiryoluna talebi artırdı. Ancak kapasite yetersiz olduğu için firmalar yeni müşteri alamıyor. TCDD'nin lokomotifleri yetersiz kalıyor. Özel sektör lokomotif yatırımı yapmak istiyor ama bunun için serbest rekabet ortamının sağlanmasını bekliyor.
Demiryolu taşımacılığına talep arttı. Kur artışıyla hızlanan ihracatın yanı sıra karayolunda yaşanan geçiş belgesi gibi sorunlar demiryolundaki bu talep artışında etkili oldu. Ancak kapasite yetersiz kaldığı için firmaların çoğu yeni müşteri alamıyor. En büyük sıkıntı lokomotif konusunda yaşanıyor. Hem yurtdışı hem de iç taşımalarda tam kapasite ile çalışan TCDD’nin lokomotiflerinin kapasitesinin yetersiz kaldığını dile getiren DTD Başkanı Ercan Güleç, “Özel sektör lokomotif yatırımı yapmak istiyor ama bunun için serbest rekabet ortamının gerçek an anlamda sağlanması gerekiyor” dedi.
Bilindiği gibi, tüm dünyada giderek daha fazla önem kazanan demiryolunun Türkiye ihracat taşımalarındaki payı henüz yüzde 1’in altında. Pandeminin yoğun yaşandığı mart ve nisan aylarında karayolunda sınırlarının kapanması demiryoluna ilgiyi artırmıştı. Bu dönemde demiryoluyla ihracatın payı 0.4 puan artışla yüzde 0.9’a çıktı. Ardından haziran ayında pandemide normalleşmenin başlaması ve ihracatın hızlanmasıyla demiryoluna talep hızlandı. Son aylarda ise karayollarında geçiş belgeleri ve sınır kapılarında yaşanan beklemeler nedeniyle sanayicinin demiryoluna ilgisi daha da arttı. Demiryolu Taşımacılığı Derneği (DTD) Başkanı Ercan Güleç, demiryolunda talebe yetişemediklerini, kapasite yetersiz kaldığı için birçok firmanın yeni müşteri alamadığını dile getirdi. Güleç, pandemide 2. dalganın yarattığı kısıtlamalara rağmen kasım ve aralık aylarında sanayicinin limanlara doğru ihracat yükü taşıma talebinin devam ettiğini aktardı. Özellikle Avrupa hatlarının tam kapasite çalıştığına dikkat çeken Güleç, sektördeki en büyük sıkıntının lokomotiflerin yetersiz kalması olduğunu söyledi. Türkiye’de sadece TCDD’nin lokomotifleri kullanılıyor. Ancak bu lokomotifler ihtiyacı karşılamak konusunda çok yetersiz kalıyor. Güleç, “Şu anda ülkede lokomotif sıkıntısı var. TCDD dışında sadece bir firmanın lokomotifleri var ama o da sadece kendi işini yapıyor. Dolayısıyla arz artan talebe çok yetersiz kalıyor” dedi.
“Doğudaki sanayiciler, malını limana indiremiyor”
Demiryolundaki kapasite yetersizliği sadece yurtdışı taşımalarında yaşanmıyor. İç taşımalarda da kapasite yetersiz. Güleç, doğuda üretim yapan birçok sanayicinin kapasite ve altyapı yetersizliğinden dolayı mallarını limana indiremediğini söyledi. Güleç, “Özellikle maden, klinker gibi katma değeri düşük, fiyatı hassas ürünlerin demiryoluna ihtiyacı var. Ama demiryolunda kapasite dolmuş vaziyette. Bunun ivedilikle çözüme ulaşması lazım” dedi. Yurtiçinde demiryolu ile taşınan yüklerin 20 milyon tonlardan bu yıl 32 milyonlara kadar çıktığını belirten Güleç, kapasite sorununun aşılması durumunda yük miktarının da önemli oranda artacağını vurguladı.
Serbest rekabet ortamı yok!
Bilindiği üzere; demiryolu taşımacılığının serbestleştirilmesi kanunu Mayıs 2013’te yayımlandı. Bu gelişme hem yabancı hem yerli özel şirketleri yatırım konusunda iştahlandırdı. Yatırım planlarını yapan şirketler yıllarca alt yönetmeliklerin çıkmasını bekledi. Ocak 2017’de bu konuda önemli bir adım atılarak, TCDD Taşımacılık A.Ş kuruldu. Ancak bu adım da özel sektörün lokomotif yatırımı yapması için yeterli olmadı. Güleç, “Demiryolunda maliyetler çok yüksek. Özel sektörün bu alana yatırım yapabilmesi için serbest piyasa sisteminin tam olarak çalışması lazım. Devlet burada en büyük kurumlardan biri ile çalışıyor. TCDD devlet kurumu oldugu için zararı karşılayabiliyor. Ancak hiçbir şirket bu zararı göğüsleyemeyeceği için lokomotif yatırımı yapmıyor. Özel sektörün önünü görmesi lazım. Kâr yapıldığını görmesi lazım. Her yıl mevzuatların değiştiği bir alana kimse yatırım yapmak istemez. Çünkü bir lokomotif yatırımının geri dönüşü en az 10 yıl. Bu yatırımı yapacaksanız, fiyatlamanın ve bürokrasinin nasıl gelişeceğini görmeniz lazım. Yerli ve yabancı firmalar ancak TCDD ya da kamunun serbest piyasa koşullarına göre çalışması halinde yatırım yapar. Kamu özel sektöre alan açmalı” şeklinde konuştu.
Mersin-Samsun arası çalışan hat yok
Türkiye’de demiryolu hatlarının doğu ile batı koridoru üzerinde geliştiğini ifade eden Güleç, “Oysaki demiryolunda güney-kuzey hattına da büyük ihtiyaç var. Mersin-Samsun arasında bir hat oluşturulması gerekiyor. Çünkü kuzeyde de üretim var. Bunlar güneye doğru mal indiriyor yine güneyden kuzeye mal gidiyor. Dernek olarak bu ihtiyacı yıllardır vurguluyoruz. En hızlı şekilde yapılması gerekiyor” dedi.
“3. köprü için hala bekliyoruz”
Ercan Güleç, 3. köprüden tren geçmesi yönünde beklentileri olduğunu belirterek, “Henüz bu konuda somut bir adım atılmadı. Sadece köprüden geçmek de yeterli değil. Arka bağlantıların coğrafik yapısı da bu noktada önemli olacak. Maliyetlerin nasıl olacağını bilmiyoruz. Hem yük hem yolcu taşımacılığı için köprüde demiryolu hattının açılmasını bekliyoruz” dedi.
“Komşuyla bağlantılar güçlendirilmeli”
Pandeminden sonra demiryolunun nasıl daha ileriye taşınacağının planlarının yapılması gerektiğine dikkat çeken Güleç, “Türkiye’yi demiryolunda nasıl transit geçiş ülkesi yaparız ona bakmamız lazım. Pandeminden sonra üretim konusu gündeme gelecek. Çünkü pandemide çok uzak ülkelerde üretim yaptırmanın zorluğu görüldü. Yerinde ve yakın ülkelerde üretim gündeme geldi. Bu da Türkiye’nin önemini ortaya çıkardı. Komşuda üretim yapılacaksa ülkemizin önemi daha da artacak. Dolayısıyla bu lojistik süreçleri kısaltacak önlemlere odaklanmamız lazım. Komşu ülkelerle demiryolu güçlendirmememiz lazım. Demiryolu bağlantısı olmayan komşularımızla hat açmalıyız. Mesela Irak en büyük ihracat pazarımız ama bu ülke ile demiryolu bağlantımız yok.”
“Kombine taşımacılık teşvik edilmeli”
Güleç’in dikkat çektiği konulardan biri de kombine taşımacılık. Taşımalarda sadece tek bir taşıma moduna bağlı kalınmasının doğru olmadığını vurgulayan Güleç, “Dünyada en ucuz taşıma modu denizyolu. Demiryolu ise ucuzluğundan ziyade taşımaların sürekliliği açısından önemli. Tek bir taşıma moduna bağlı kalmak tıkanmalara sebep olabilir.
Dolayısıyla kombine taşımacılığın ön plana çıkarılması lazım. Bunun teşvik edilmesi gerekiyor. Dünyada bunun örneklerini görüyoruz. Tren ucuz bir alternatif değil, sürekli bir alternatif. Yaz kış demeden çalışır. Bunu pandemide de gördük. Ayrıca büyük miktarlardaki taşımalar için de demiryolu önemli” açıklamasını yaptı.
“Acil ihtiyacın yanı sıra uzun vadeli strateji şart”
Demiryolunda artan talebi karşılayacak acil ihtiyaçların karşılanmasının yanı sıra uzun vadeli strateji oluşturulması gerektiğinin altını çizen Güleç, şunları kaydetti: “Pandemi demiryolunun önemini hatırlattı. Aynı zamanda demiryolunda eksiklikleri de ön plana çıkardı. Ancak biz bu dönemde hep kısa vadeli sorunları konuşuyoruz. Ancak demiryolunun uzun vadeli strateji içinde çözülmesi gereken ciddi problemleri var. Bu problemler yavaş yavaş çözülmeye başlarsa demiryolu gelen talebi karşılayabilir. Türkiye’de demiryolu yolcu taşımacılığına yönelik çok önemli çalışmalar yapıldı. Başta hızlı trenler olmak üzere şehirci yolcu taşımacılığı da önemli yol kat etti. Biz bu yatırımların artık yük tarafına da aktarılmasını istiyoruz. En başta altyapı problemleri ivedilikle çözülmeli” dedi.