Akdeniz'in iki büyük limanı Lübnan’ın yükünü bekliyor
Beyrut Limanın'da geçen hafta yaşanan patlamanın ardından Mersinli iş insanlarından destek mesajları geldi. Yetkililer, Mersin ve İskenderun limanlarının, Beyrut Limanı'nın yüklerini karşılayabilecek kapasitede olduğunu vurguladı.
MEHMET NABİ BATUK
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın Beyrut’taki patlamada yerle bir olan liman ile ilgili onarım faaliyetleri tamamlanana kadar depo hizmetleri ve gümrük izinleri için Mersin limanının kullanılabileceğini açıklamasının ardından gözler Mersin Uluslararası Limanı’na (MIP) çevrildi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ayhan Kızıltan ile Mersin Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu hem MlP’nin hem de Mersin Serbest Bölgesi Limanı’nın Beyrut Limanı’nın yüklerini karşılayacak kapasitede olduğunu belirtti. Beyrut’an Mersin’e karadan yaklaşık 600 kilometreden, denizden ise 176 milden ulaşılabiliyor. Beyrut Limanı’nın artan lojistik sorunlarının kısa vadede çözülebilmesi için Mersin’e gelecek yüklerin karadan nakillerine Suriye’deki güvenlik sorunları nedeniyle olumlu bakılmazken, yüklerin daha çok küçük gemilerle yine denizyolundan Lübnan’a nakledilmesi seçeneği üzerinde duruluyor.
Mersin Uluslararası Limanı’nın patlama ile büyük yıkıma uğrayan Beyrut Limanı’nın yükünü karşılayacak kapasitede olduğunu ifade eden Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ayhan Kızıltan, Lübnan halkına yönelik her türlü desteğe hazır olduklarını kaydetti. Mersin’in Doğu Akdeniz’in en önemli limanına sahip olduğuna vurgu yapan Kızıltan, “Kapasitesi ve alt yapısı ile Türkiye’nin ve Doğu Akdeniz’in en etkin ve en modern limanıdır, bir hub limandır. Mersin limanı sadece Lübnan’a gidecek her türlü gıda ve tıbbi yardımın en etkin gideceği nokta değil, aynı zamanda Lübnan’ın bu süreçte büyük zarar gören lojistik ihtiyaçlarını da görecek, destek verecek bir nokta” dedi. Patlamayla kullanılamaz hale gelen Beyrut Limanı’na büyük gemilerin yük taşımaları ya da yük almalarının bir süre mümkün olamayacağını kaydeden Mersin Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu, ise “Gerek Mersin Uluslararası Limanı gerekse de Mersin Serbest Bölgesi Limanı Beyrut Limanı’nın yükünü alabilecek kapasitede. Beyrut Limanı’ndan gerçekleştirilen ithalat ve ihracat rahatlıkla Mersin’den gerçekleştirilebilir. Beyrut için Mersin Limanı’na gelen yükler buradan küçük gemilerle nakledilebilir. Bu gemilerin yükü Beyrut’ta kurulacak mobil vinçlerle tahliye edilebilir. MIP'in gerek kapasitesi gerek altyapı imkanlarıyla bu süreçten olumsuz etkileneceğini düşünmüyorum. Mersin’e gelecek her bir kilogram yükün lojistik sektörüne, ekonomimize olumlu katkı sağlayacağı aşikâr. Mersin Limanı işletmecisinin gerekli hazırlıkları kısa sürede yapacağına inanıyorum” dedi.
Yıllık 1 milyon 20 bin TEU kapasitesi vardı
Konteyner, otomobil, kuru ve sıvı yük ve depolama tesisleri de dahil olmak üzere hem yolcu hem de kargo terminalleri ile 1,2 milyon metrekarelik bir arazi üzerine kurulan Beyrut Limanı’nda yaşanan patlamada tesislerin tamamı büyük zarar gördü. Genel kargo alanı 12 depodan oluşan limanın, 120 bin ton kapasiteli bir tahıl ambarını da içinde barındırıyor. Liman ayrıca yıllık 1 milyon 200 bin konteyner taşıma kapasitesine sahipti.
MIP, konteyner bazında 2018 yılında 1,72 milyon TEU, 2019 yılında ise 1,94 milyon TEU konteyner elleçledi. Liman konvansiyonel yükler bazında ise 2018 yılında 7,36 milyon ton ve 2019 yılında 8.20 milyon ton iş hacmine ulaştı. Gelişen iş hacmine ve artan gemi boylarına ilişkin kesintisiz hizmet verebilmek amacıyla çeşitli rıhtım yapılandırma projeleri ise devam ediyor.
İskenderun Limanı da yardıma hazır
LimakPort İskenderun Uluslararası Liman İşletmeciliği Genel Müdürü Gündüz Arısoy, büyük bir patlamayla sarsılan Lübnan’a en yakın liman olarak her türlü yardıma hazır olduklarını söyledi. Türkiye’nin yardım eli uzattığı Lübnan’ın başkenti Beyrut’u geçtiğimiz günlerde ziyaret eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın temaslarının ardından, kullanılamaz hale gelen Beyrut Limanı nedeniyle, bölgeye yapılacak yardımlar konusunda, gözlerin çevrildiği bir liman da İskenderun oldu. Konuyla ilgili DÜNYA’ya açıklama yapan LimakPort İskenderun Genel Müdürü Gündüz Arısoy “İskenderun Limanı olarak Beyrut’a yardıma hazırız. Rıhtımlarımız, makinelerimiz, depolama alanlarımız, stok sahalarımız hazır. Dolayısıyla Lübnan için gelebilecek herhangi bir yükü elleçleyebiliriz” dedi.
İskenderun’un Beyrut’a 400 kilometre uzaklıkta olduğunu ve 6 saatte ulaşılabildiğini ifade eden Arısoy, liman olarak teknik kapasiteleri konusunda da bilgi verdi. Arısoy, 1 milyon TEU konteyner, 4 milyon ton dökme genel kargo, 200 bin araç kapasiteli 15 bin metrekarelik depolama alanı ve 1 milyon metrekare sahaları olduğunu, Beyrut için gelebilecek ekstra yükler için yeterli kapasiteleri bulunduğunu kaydetti. LimakPort İskenderun’a 14 adet konteyner hattının, haftalık 11 adet servis ile uğradığını dile getiren Arısoy, 552 metre ve 370 metrelik lineer rıhtımları ve 260 metrelik çift tarafı parmak iskelesi ile toplamda bin 442 metre rıhtım uzunluğu, 15.5 metre su derinliği ile 400 metre uzunluğa, 160 bin GRT’a kadar gemileri kabul ettiklerini kaydetti. Arısoy, LimakPort İskenderun’un vereceği destek ile Lübnan’ın ithalat ve ihracat trafiğinin aksamadan devam edebileceğini sözlerine ekledi. (ERAY ŞEN)
“Lübnan özelinde enerji merkezli bir dizayn sürdürülüyor”
Türk Arap Ülkeleri İş İnsanları Derneği (TURAB) Genel Başkanı Canan Sunay, Beyrut'ta yaşanan patlamaya yönelik değerlendirmelerde bulundu. İsrail ve küresel güçlerin Hayfa Limanı’na alternatif ticaret merkezlerini etkisizleştirdiği iddiasında bulunan Sunay, “Ekonomik alanda; enerji tüketiminde doğal gazı ilk olarak 2009’da kullanmaya başlayan Lübnan, ihtiyacını Arap Doğal Gaz Boru Hattı’ndan ithal ettiği Mısır gazıyla karşılıyordu ancak Sina Yarımadası’nda boru hattına düzenlenen saldırılar ve Lübnan’ın ödemeleri geciktirmesi gibi sorunlarla bu hat, 2010’da devre dışı kaldı. Kesintiden sonra ülkenin enerji sektöründe doğalgazın payı giderek azaldı ve sıfıra düştü. Bu kapsamda Doğu Akdeniz’de Lübnan özelinde sadece ekonomik anlamda değil çok yönlü olarak enerji merkezli bir dizaynın sürdüğünü söylememiz mümkün. Bu maksatla; İsrail ve küresel güçler Hayfa Limanı’na alternatif ticaret merkezlerini etkisizleştiriyor, kısaca İsrail Akdeniz’e çıkış rotalarını kontrol altına alıyor, Akdeniz çıkış arazisini şekillendiriliyorlar. Bir sonraki adımda Filistin ve Ürdün’le ilgili bazı gelişmeleri görmemiz mümkün” diye konuştu. Sunay, Bölgedeki ülkelerin küresel güçlere karşı işbirliğini geliştirmesi gerektiğine dikkat çekerek, “TURAB olarak, iş adamlarımız ve devletimiz tarafından atılacak adımları destekleyeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz” dedi.