Koronavirüs, Avrupa'nın un talebini artırdı
Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği (IAOM) Avrasya Bölge Başkanı Eren Günhan Ulusoy, Kovid-19 salgını sonrasında Avrupa'nın tamamında un talebinin olağanüstü artış gösterdiğini söyledi.
Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği Avrasya Bölge Başkanı Eren Günhan Ulusoy, cafe ve restoran gibi mekanların kapatılması ile un tüketiminde talebin işletmelerden ev tüketimine kaydığını anlattı.
Aralık ayında baş gösteren virüs salgını sonrasında insanların panikle alışveriş yapmaya başladığını hatırlatan Ulusoy, yetkililerin yeterli ürün ve stok olduğuna dair açıklamalarını teyit ederek bu konuda bir sorun yaşanmayacağının altını çizdi.
Salgın sonrası Çin ve İran'da una olan talepte artış yaşanmadığını vurgulayan Ulusoy, "Ancak çeşitli Avrupa ülkelerinden olağan seviyenin üstünde un talebi ile karşı karşıyayız. Sadece İtalya özelinde değil, tüm Avrupa’dan yaygın olarak talep var." dedi.
Aynı zamanda Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Başkanı da olan Ulusoy, yaşanan gelişmelerin henüz Türkiye'nin un ihracatına etki etmediğini fakat küresel ticaretteki yavaşlamanın ve Uzak Doğu yönlü konteyner fiyatlarındaki artışın un ticaretini ilerleyen dönemde etkilemesini beklediklerini söyledi.
Ulusoy, Rusya ve Suudi Arabistan’ın petrol konusundaki anlaşmazlığı sonrası petrol fiyatlarının sert düşmesine rağmen, salgının etkisiyle bunun henüz nakliye ve navlun maliyetlerine yansımadığını belirtti. Salgın atlatılırsa, önümüzdeki sezonun tarımsal üretim maliyetlerine, petrol fiyatındaki düşüşün mutlaka olumlu etkisi olacağını belirtti.
Ham madde kaynaklı sorun yok
"Tüm dünyayı etkisi altına alan salgının hızlı ve kolay yayılıyor olmasının etkisiyle, insanların sosyalleştiği restoran, cafe gibi alanların kapatılmış olması gıda tüketimini büyük ölçüde evlere taşıdı." ifadelerini kullanan Ulusoy fırınların ise yoğun bir şekilde çalışmaya devam ettiğini ve eskisine göre daha fazla ekmek satıldığını da belirtti.
Salgın sonrası temizlik ürünlerinin yanı sıra un ve makarna gibi ürünlere olan talebin hızlı artış gösterdiğini anımsatan Ulusoy, kapatılan işletmelerde talebin sıfıra indiğini fakat bu dönemde tüketim alışkanlıklarının ve talep sahiplerinin değişim gösterdiğini kaydetti.
"Mevcut şartlar altında salgının gıda ürünleri üzerinde direkt bir etkisinin olmadığını düşündüğümüzde buğday veya un üretiminde ham madde kaynaklı bir problemin yaşanabileceğini düşünmüyorum." diyen Ulusoy, üretimin insan gücü, lojistik ve hijyen gibi diğer unsurları da içerdiğini belirterek Avrupa gibi tam kapasiteye yakın bir oran ile çalışan ülkelerin un sanayilerinde, üretim kapasitelerinde düşüşler yaşanabileceğini bildirdi.
Türkiye'nin un sanayinde mevcut kapasitenin yüzde ellisinin kullanıldığını ifade eden Ulusoy, toplam iç tüketimin iki katını üretebilecek sanayi kapasitesine sahip olunduğunu anlattı.
Ulusoy, "Bu sebeple salgının kontrol altına alınması aylar sürse bile ülkemizde un sektörü üretimine sorunsuz devam edecek ve halkımızı ürünsüz bırakmayacaktır." diyerek, Türkiye'nin şanslı bir ülke olduğunu çünkü buğday ekiminin geçen sene yapıldığını ve hasatın bu Temmuz ayında yapılacağını sözlerine ekledi.
Geçtiğimiz sene 1 milyar doların üzerinde un ihracatı yapan Türkiye'nin bu alanda dünyanın en büyük ihracatçısı olduğunu da hatırlatan Ulusoy, sektörün artan un talebini karşılamak için mevcut kapasitesini bir miktar artırdığını söyledi.
Ulusoy ayrıca, Türkiye'de un sektörünün ihtiyaç halinde ihracat stoklarını ve kapasitesini iç piyasaya yönlendirerek talebi karşılayabileceğini ve bunun önemli bir avantaj olduğunu bildirdi.