Konya OSB, yeşil dönüşüme entegrasyonda öncü oldu

Yeşil üretim kabiliyetlerini artırmaya yönelik çalışmaların Konya OSB’de Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın çok öncesinde başladığını söyleyen OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü, yeşil dönüşüme ilk entegre olan bölgenin Konya OSB olduğunu kaydetti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Konya OSB, yeşil dönüşüme entegrasyonda öncü oldu

Merve ALCAN

Konya Sanayi Odası (KSO) Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükcü, Konya’nın Türkiye’nin üçüncü en büyük organize sanayi bölgesi (OSB) olduğunu belirterek, “OSB’ler arasında yeşil dönüşüm çalışmalarına ilk entegre olan bölgeyiz” diye konuştu. Yeşil üretimle ilgili kabiliyetlerini artırmaya yönelik çalışmalarının Yeşil Mutabakat öncesinde başladığını kaydeden Kütükcü, “Atık su artıma tesisimizi 2010 yılında devralmıştık. 2010’dan bu yana 10 bin metreküp kapasiteli tesisi işletiyoruz. Hiçbir atığı tabiata terk etmiyoruz. Sıfır atık projesi kapsamında atık çamurlarımızın yüzde 100’ünü geri kazanıyoruz” dedi.

Aynı zamanda Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Yönetim Kurulu Başkanı da olan Memiş Kütükcü, DÜNYA Gazetesi Üst Yöneticisi Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünü yaptığı “Sanayide Dönüşüm, Yeşil OSB Konsepti ve Yapısal Dönüşüm” başlıklı DÜNYA WebTV yayınına programa Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar ile Allianz Türkiye Risk Mühendisliği ve Allianz Teknik Direktörü Dr. Ceyhun Eren ile birlikte katıldı.

'Tahsis yaparken parsel sayısının üstünde talep alıyoruz'

Yeni yatırımlar için yeni sanayi alanları oluşturulması gerektiğini dile getiren Memiş Kütükcü, tahsis yaparken parsel sayısının üzerinde talep aldıklarını belirterek, “Konya OSB’mizdeki 666 fabrikamız 52 bin kişiye istihdam sağlıyor. 5’inci kısım genişleme bölgemizi 2018 Eylül ayında tahsise açtık. 150 parsel tahsis ettik ve geçtiğimiz yıl tahsislerini tamamladık. Şu anda yüzde 93’ünde yatırımlar ve üretim devam ediyor. Bunların 40’a yakını 2018’den bu yana işletmeye geçti. Hummalı bir şekilde altyapı çalışmalarını tamamlamaya çalışıyoruz ve yüzde 70’ini tamamladık. Geçici elektrik ve su sağlayarak yol açtık ve tamamlama çalışmalarına destek olduk. 6. genişleme bölgemizin çalışmalarına da 2017’de başlamıştık. Biz tahsis yaparken ürettiğimiz parsel sayısından çok fazla parsel talebi alıyoruz. Son tahsislerimizi noter huzurunda yaptık. Hızla alan üretmeye ve 8 milyon metrekare daha alan kazandırmaya çalışıyoruz. 6. sanayi bölgemizde de ciddi bir yatırım söz konusu olacak. Biraz şartları zorlayarak 10 parsel üretmiştik. Bu parsellerin 7’si yeni genişleme alanı olan 5. bölgedeydi. 3’ü ise 4. bölgedeydi. 10 parseli tahsise açtık ve 422 müracaat aldık. Bu yatırımlar bir ülke için çok önemli. Hızla alan üretmemiz gerekiyor” dedi.

OSB terminalden yer kiraladı, hava kargo birimi kurdu

Başkan Kütükcü, Konya’da hava kargo hizmeti olmadığını anımsatarak, “OSB olarak hava terminalinden bir bölümü kiraladık ve bir hava kargo birimi oluşturduk. Bizim doğrudan görevimiz olmamasına rağmen bu hizmeti açtık. Hem ithalat hem de ihracatçımız bu hizmetten faydalanabiliyor. OSB’de geçici depolama alanı hizmeti veriyoruz. Sanayicilerimiz gerek gümrüklü gerekse serbest depolama alanlarında bu hizmeti alabiliyor. Yakın zamanda geçici depolama alanı hizmetini de arttırdık. Bu arada arttırdığımız kapasite ile 80 bin metrekarelik bir alanı 20 bin metrekaresi geçici depolama alanı olmak üzere devreye aldık” şeklinde konuştu.

'Atık çamurlarımızın yüzde 100'ünü geri kazanıyoruz'

Yeşil dönüşüm çalışmalarına ilk entegre olan OSB olduklarının altını çizen Kütükcü, “OSB bölgelerinin yeşil OSB ve yeşil üretimle ilgili kabiliyetlerini arttırmaya yönelik çalışmalarımız Yeşil Mutabakat Zaptı’nı ve Paris Anlaşması’nı imzalamadan önce de devam ediyordu. Mesela atık su artıma tesisimiz 2010 yılında devreye alındı ve 2010 yılından bu yana 10 bin metreküp kapasiteli tesisi işletiyoruz. Çıkan çamuru da solar çamuru kurutma tesisinde kurutuyoruz. Yüzde 85-90 seviyesinde nemini alıyoruz ve sonrasında yakılarak bertaraf edilmesini sağlıyoruz. Hiçbir atığı tabiata terk etmiyoruz. Dolayısıyla sıfır atık projesi kapsamında atık çamurlarımızın yüzde 100’ünü geri kazanıyoruz ve bunları çimento fabrikalarında bertaraf ettiriyoruz” ifadelerini kullandı.

Konya'da 78 fabrikada çatı GES var

OSBÜK’ün; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TSE ile birlikte Türkiye’deki tüm sanayi bölgelerini kapsayan bir yeşil OSB sertifikası çalışması olduğunu anlatan Kütükcü, şunları söyledi: “Bununla alakalı 12 ön koşul belirlendi ve bu koşulları sağlayan OSB’lerimiz Yeşil OSB sertifikasına kavuşacak. Mesela yenilenebilir enerji konusunda OSB’lerimizde ciddi bir farkındalık ve çalışma var. Türkiye’de şu anda 863 işletmede yenilenebilir enerji tesisi var. 863 tesiste bin 150 MW kapasitesine ulaşmış durumdayız. Bunların büyük bir oranını güneş enerjisi santralleri (GES) oluşturuyor. 814 GES’te, 670 MW toplam kurulu gücümüz var. 11,55 MW rüzgar enerji santralimiz var. 208,35 MW biyokütle santrali, 260 MW de jeotermal üretim tesisimiz bulunuyor. Konya’da biz 4,5 MW’lik 3 ayrı GES ile 2014’ten bu yana elektrik üretimi yapıyoruz. Şu anda 38 milyon kilowatt saatlik elektrik üretimi ile 16 bin ton karbon salımını engellemiş olduk. Bu kapsamda da Konya’da özellikle yeni genişleme bölgesi açtığımız yatırımlarda GES kurmaya yoğun bir ilgi var. An itibariye 78 fabrikamızın çatısında GES kuruldu.”

Konya'nın hedefi orta yüksekten yüksek teknolojiye geçmek

Türkiye’de üretimin dört kategoride incelendiğini ifade eden Başkan Memiş Kütükcü, “Düşük teknoloji, orta düşük teknoloji, orta yüksek teknoloji ve yüksek teknoloji olarak üretim 4 kategoride inceleniyor. Türkiye ortalamasının yüzde 44 olduğu düşük teknoloji, Konya’da yüzde 19,87 olarak karşımıza çıkıyor. Yani Türkiye ortalamasının yarısının altına inmiş durumda. Bir başka deyişle Konya yüzde 80 oranında düşük teknolojiden çıkmış durumda. Orta düşük teknoloji de ise Türkiye ortalamasındayız. Türkiye ortalaması yüzde 31, Konya’nın ortalaması yüzde 32. Ama esas dikkat edilmesi gereken yer orta yüksek teknolojidir. Orta ileri teknolojide Türkiye ortalaması yüzde 24 iken, Konya ortalaması yüzde 46,6. Konya'da ağırlık bu kategoride. Yüksek teknolojide alınacak çok yolumuz var. Türkiye ortalaması yüzde 2,4 iken biz 1.15'teyiz. Teknoloji geliştirme merkezlerini çok önemsiyoruz. Teknoloji yetkinliğimizi de arttırmaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu.

OSB'LER YEŞİL DÖNÜŞÜMLE VERİMLİLİĞİ ARTIRACAK

FETHİ HİNGİNAR: YANGINA EN AZ 90 DAKİKA DAYANAN TESİSLER İNŞA ETMELİYİZ

Türkiye’de yangın ve diğer afetlere dayanıklı sanayi alanlarının inşa edilmesi gerektiğini söyleyen Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, bir tesisin en az 90 dakika yangına dayanıklı olması gerektiğini vurguladı. Hinginar, “Son 2 yıldır Türkiye’yi sanayimizin ayakta tuttuğunu çok net olarak görebiliyoruz. Her şeye rağmen ayakta isek bu sanayilerimizin ve çalışanlarımızın katkısı ile olmuştur. Konya Türkiye açısından oldukça önemli bir il. OSB’lerimizin Türkiye’deki toplam sanayi içindeki yerine bakınca aslında bundan sonraki her gelişme ve yapılanmada organize sanayi bölgelerine mutlaka ağırlık vermemiz gerekiyor. Sonraki süreçlerde fabrika yapacak her yatırımcımız mutlaka bir sanayisi bölgesine gitmeli. Hem daha verimli alt yapıya sahip olmak hem de yatırım maliyetini düşürmenin yolu OSB’leri çoğaltmaktan geçiyor. Sanayi dönüşümü olgusunu da Türkiye’de hızla yerleştirmemiz gerekiyor” dedi.

Sanayi yapılarında risk ve önlemlere değinen Fethi Hinginar, “Türkiye’de yangın risklerini azaltacak çalışmaların yapılması lazım. Bir yangın yönetmeliğimiz var. Şu anda yangın yönetmeliğimize göre sanayi yapılarının 90 dakika yangına dayanıklı şekilde inşa edilmesi gerekiyor. Bu bizim malzememizle de bağlantılı bir durum. Ytong panel malzememizle yapılan yapılarda yönetmeliğe göre 1,5 saat olması gereken dayanıklılık 6 saate kadar çıkıyor. Yani 4 kat daha fazla dayanıklı” şeklinde konuştu. Afetlere yönelik önlemlerin sanayi yapılarının inşası başlamadan alınması gerektiğini ifade eden Hinginar, önce yangına dayanıklı malzemelerin seçilmesi gerektiğini belirterek, “Sanayi binalarının yapımında deprem ve yangına dayanaklı malzeme kullanımı, olası risklere karşı alınabilecek en büyük önlemdir. Yanmaz malzemeler ile yapılarımız daha sağlıklı hale gelecek. Bunun örnekleri var. Bizim malzememizle yapılan yapılarda oluşan yangınlarda hasarlar yok denecek kadar ifadelerini kullandı.

HAKAN GÜLDAĞ: MEKANIN DA YEŞİL HALE GELMESİ VERİMLİLİKTE ÖNEM ARZ EDİYOR

DÜNYA Gazetesi Üst Yöneticisi Hakan Güldağ da, “Türkiye’de sanayi her gün büyüyor ve hala da istediğimiz noktalarda değil. OSB’lerimiz büyüyor ve gelişiyor. Hem çalışan sayısı hem de içinde yer alan tesisler bakımından iyi yerlere doğru gidiliyor. Tabii Türkiye hala sanayisinin yüz ölçümü içindeki payı bakımından 0,6’larda; yüzde 1 bile değil. Gelişmeye devam ederken bütün dünyayı etkisine alan yeşil dönüşüm konusu gündeme geldi. Bu süreçte sanayinin dönüşümü oldukça önemli. Aynı zamanda yeşil OSB’lerle birlikte mekanın da yeşil hale gelmesi, binalarımızın verimliliğinin artırılmasında önem arz ediyor” dedi. Güldağ, OSB’lerde riski minimize eden yapılar inşa edilmesi ve sigorta ile de güvence altına alınması gerektiğini belirtti.

CEYHUN EREN: RİSK YÖNETİMİ PROJE AŞAMASINDA BAŞLAR

Uzun yıllardır risk yönetimine oldukça önem verdiklerini belirten Allianz Türkiye Risk Mühendisliği ve Allianz Teknik Direktörü Dr. Ceyhun Eren ise “Temel amacımız toplumumuzun risk farkındalığını artırmaya katkıda bulunmak. Bizler tuğla duvarlardan cam kaplamalara ve asma tavanlara kadar, aynı zamanda her şeyden önemlisi binalarımızın içinde kullandığımız büyük elektrik panoları gibi önemli elemanların testlerini yapıyoruz. Sadece deprem değil taşımacılık da önemli bir mesele bizim için. Sigorta sektörü olarak bizim en büyük farkımız, gerçek hasarlarla iç içe olduğumuz için buradan çıkardığımız dersler sonucunda alınabilecek yeni önlemleri sigortalılarımızla paylaşmak oluyor. Risk yönetiminin ne zaman başlaması gerektiği çok önemli bir konu. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, doğrusu; henüz proje aşamasındayken olmalıdır. Bizim binanın inşası sırasında değil direkt proje aşamasında risk çalışmalarımıza başlamamız gerekir. Etkili ve ekonomik önlemlerin hayata geçirilmesi risk yönetimiyle mümkündür. Yangın burada kritik bir mesele. Yangın önlemi deyince ilk akla gelen önlem yangın tüpü. Bizim dikkat çekmek istediğimiz noktaya göre bunlar en son önlemler. Öncelikle yangın çıkış nedenlerini ortadan kaldırmamız gerekiyor. Odak noktamız yangını hiç çıkarmamak olmalı. İkinci önemli faktör de yangının yayılımını engelleyecek önlemler. 3’üncü önemli nokta ise algılama ve söndürme. Bu noktada da teknolojik olarak yatırım yapmak şart” diye konuştu. Eren, Türkiye’de yangın sigorta priminin çok alt noktalarda olduğunu vurguladı.

Allianz Türkiye olarak önlemlere yatırım yapmak isteyen müşterileri için risk tescil bütçesi oluşturduklarını ifade eden Eren, bu şekilde hem sanayiciye destek olduklarını hem de doğru önlem alındığını sözlerine ekledi.

Sektör Haberleri