Hazır giyim ihracatının ‘stok’ maliyeti artıyor
Avrupalı hazır giyim perakendecileri, ülkelerindeki Koronavirüs kısıtlamaları nedeniyle Türkiye’ye verdikleri siparişleri tek seferde değil, parçalı olarak teslim almaya başladı. Üreticide kalan ürünler ise stok yönetimini zora soktu, ek depo ve lojistik maliyetleri arttı.
Avrupa’da Fransa başta olmak üzere, Almanya ve İtalya gibi ülkelerde Koronavirüs’le mücadele kapsamında sürekli revize eden kısıtlamalar, Türk şirketlerini ‘stok’ yönetiminde zora soktu. Ticaretin normalleşmesi ya da normale yakın bir seviyeye gelmesi beklenirken, buna göre plan yapıp Türkiye’ye sipariş veren yabancı firmalar da durumdan muzdarip. Aylar öncesinden sipariş ettikleri hatta almaya yaklaştıkları ürünleri, kısıtlamalarla beraber miktar olarak düşürüp Türk firmalarıyla pazarlık yapıyorlar. 100 birim mal alacakken, ‘80 alayım, 20’sini sen deponda beklet’ diyen yabancılara karşın, Türkler de işbirliğine giderek ya kendi depolarında ürünleri tutuyorlar ya da depo kiralıyorlar. Hatta bu işi yapan eş-dost bile devreye giriyor. Öyle ki, üreticiler, eşin-dostun fabrika ya da deposunda ürünleri bekletiyorlar. Elbette tedarik zincirindeki bu süreç lojistik şirketlerine de yansımış durumda. Hazır giyim ve tekstil sektöründen depolamayla ilgili yoğun talep alan şirketler, geçtiğimiz yıldan beri sürekli kapasite artırıyor.
Planlamada sıkıntı yaşanıyor
Türkiye’nin hazır giyim ihracatı hedef pazarlarda yaşanan kısıtlamalara rağmen yükseliş trendinde. Yılın ilk çeyreğinde 4 milyar 707 milyar dolarlık ihracata ulaşan sektör, ilk çeyrekler özelinde bakıldığında 2020’ye göre 11.6, 2019’a göre yüzde 4.6 artıda. Türk ihracatçıları, ivmeyi yukarı taşımak için çalışıyor. Avrupalı ya da farklı ülkelerdeki alıcılarla orta yolu bulmaya çalışıyor, uzlaşıyorlar. Pandeminin başında bir anda alım iptalleriyle karşılaşan sektör, aylar itibarıyla bunu da yönetmeyi başardı. İstanbul Hazır Giyim İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, “Yabancılar, alım yaparken ülkelerindeki satışlara göre bir plan projeksiyon yapıyor, her şey normalleşecekmiş gibi, normalleşmese de normale yakın bir durum olacak diye beklenti içine giriyor. Bize de siparişleri geçiyorlar. Biz de başlıyoruz planlamaya, üretime… Ama bir bakıyorsunuz ülkeler kapanma kararı alıyor. Alıcılar da bu kez, o ay içerisinde 100 birim alacağına diyor ki, ‘80 biriym alayım 20’si sende kalsın. 20 gün ya da bir ay sonra bir daha bakayım pazarın durumuna göre kalan malı alayım.’ Bu kapanmaların bize en büyük etkisi bu. Bizde kalan mallarını da bir iki ay içerisinde alıyorlar. Ama tabii aradaki zamanda bizim de depolama maliyetlerimiz artıyor” diyor.
İşbirliğine gidiyoruz
Alım yapan firmaların da yurtdışındaki depolarının dolu olduğunu söyleyen Gültepe, “Müşterinin de depoları dolu olunca, sana ‘benim adıma biraz daha bekletir misin’ diyor. Sen de mecburen işbirliği yapıyorsun. Zaten toplantılar yapıyoruz, ortak bir karara ulaşıyoruz. Çünkü onların da durumunu görüyoruz” diyor.
Peki depolama maliyetini kim karşılıyor? Gültepe, onu da genellikle Türk üreticilerinin üstlendiğini söyleyerek, “Müşterinin karşılama şansı yok. Elbette bu da bizlerin depolama, lojistik maliyetlerini artırıyor” diyor. Gültepe şöyle devam ediyor: “Türk üreticilerinin depolama yeri yoksa bir yer kiralıyor geçici bir süre. Anadolu’da yeri olan ürünleri oraya gönderiyor. Arkadaş, eş-dost deposuna koyuyorsun. Bir şekilde herkes ürünleri depolamak durumunda kalıyor.” Gültepe, son dönemde hammaddeden lojistiğe üretimin her kademesinde fiyat artışları olmasına rağmen, yurtdışına yapılan ürün fiyatlarının aynı kaldığını, zam yapamadıklarından da bahsetti. Kurdaki artışın bir nebze ilaç olduğunu söyleyen Gültepe, özellikle hammaddedeki artışın üreticiyi zorladığını ifade etti.
Stok, son 2 aydır yine artışta
Hazır giyimde yabancı alıcıların ürünleri Türk üreticilerde bekletme eğiliminin lojistik sektörüne nasıl yansıdığını Sertrans İcra Kurulu Üyesi Batuhan Keleş’e de sordum. Koronavirüs başladığından beri firmaların stok artışlarının çok yoğun yaşandığına dikkat çeken Keleş, temmuz ayından itibaren stok çözülmesinin başladığını ancak son 1.5-2 aydır yeniden bir stok birikmesinin yaşandığını söyledi. Keleş, şöyle devam etti: “Pandemi başladığında siparişler azaldığı için depolarda ciddi bir stok birikmesi oldu. Ek depolama ihtiyaçları ortaya çıktı. Geçen sen temmuz ayına kadar 4 ay süreyle bunu çok yoğun yaşadık. Hem mevcut müşterilerimizden, hem de farklı müşteri kanallarından da bize depolama talepleri çok sıkça geldi. Biz, ağırlıklı hazır giyim, perakende markalarıyla çalışıyoruz. En yoğun stok bu tarafta yaşanıyor. Temmuzdan itibaren stokların hareket görmesi epey hızlanmıştı. Şimdi geldiğimiz noktada, 1.5-2 aydır yine eski durumu yaşamaya başladık. Geçen seneki dozda değil ama stok birikmesi söz konusu.” Tesislerinde 4-5 yıldır ciddi kapasite artırma yatırımları yaptıklarını anlatan Keleş, Hadımköy’deki ana merkez depolarına da haziran ayında 40 bin metrekarelik bir ek kapasite yatırımı yaptıklarını söyledi. Keleş, “En büyük depomuz 100 bin metrekare ile Hadımköy’de. Haziranda kapasiteyi artırmamızın üzerinden bir sene bile geçmeden şu andaki kapasite doluluk oranımız yüzde 95’e çıkmış durumda” diye konuştu