Enerjide taraflar denge arayışında
Enerji fiyatlarındaki yüksek oranlı artışlar, sanayici için "altından kalkılamayacak, adeta sanayicinin cezalandırılması" olarak yorumlandı. Doğalgaz fiyatlarındaki artışlardan yüksek oranda etkilenen bir diğer kesim de elektrik enerjisi üreticileri.
Mehmet KAYA / Hasan KUŞ
Salgın döneminde ve sonrasında yaşanan küresel enerji fiyatlarındaki artışın üzerine Türkiye’de yaşanan kur şoku, doğalgaz ve elektrikte hesapların bozulmasına neden oldu. Hükümet uzun süre elektrik ve doğalgaz fiyatlarını vergi ve BOTAŞ’a görev zararı oluşturarak kontrol etti, ancak 2021’in sonu geldiğinde artışlar yapılmaya başlandı. Doğalgaza Kasım, Aralık ve Ocak aylarında yüksek oranlı zamlar yapıldı. Ayrıca, yine sanayi kuruluşlarına da Ocak ayından itibaren bir yıl önceki aynı ay tüketimlerine göre ilave tarifeli bir artış sistemi de getirildi. Sanayicinin Ocak 2022 itibariyle son 1 yıllık doğalgaz maliyet artışı TL cinsinden yüzde 345 ile 568 oranında zamlandı. Elektrikte de benzer bir manzara ortaya çıktı. Sanayi ve ticarethanelerin elektrik faturaları kademeli uygulamayla yüzde 122 ile 226 arasında zamlandı. Doğalgaz hem sanayide üretimde, hem de sanayi için elektrik üretiminde kullanılıyor. Bu nedenle Doğalgaza yapılan bir artışın elektrik üretim maliyetlerine de yansıması bulunuyor. BOTAŞ ayrıca son tarife değişiklinde yöntemi de değiştirerek, Ocak ayı tüketiminin bir önceki yıl ocak ayı tüketimi ile karşılaştırılması, önceki ocak ayının yüzde 60’ı kadarına metreküp başına 6,3 TL, aşan kısmına 9,45 TL tarife uygulanmasını kararlaştırdı.
127 milyar TL’lik gelirden vazgeçilmişti
Kamu 2021 boyunca uluslararası fiyat yükselişleri, salgının etkisi, enfl asyon ve TL’nin değer kaybından kaynaklı etkileri azaltmak için akaryakıt, doğalgaz ve elektrik fiyatlarını vergi veya tedarik, iletim, üretim, dağıtım zincirinin halkaları içinde sübvanse ettiğini açıklamıştı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Kasım ayı sonu itibariyle bu şekilde kamunun vazgeçtiği gelirin 127 milyar TL’ye ulaştığını açıklamıştı. Aralık ayında, her üç kaleme de yüksek fiyat artışları yapılmış ve akaryakıtta sıfırlanan maktu ÖTV tekrar alınmaya başlanmıştı.
Kamunun enerjideki bir başka vurgusu da, TL cinsinden yüksek artışlar olsa da uluslararası fiyatlar dikkate alındığında Türkiye’nin hala en ucuz gaz ve elektrik kullanılan ülkelerden biri olduğu yönünde yapılıyor. Nitekim BOTAŞ Ocak ayı tarife sunumunda, Avrupa’da bin metreküp doğalgaz HUB fiyatlarının Aralık sonu itibariyle yüzde 548,71 arttığı bilgisine ve brent petrol fiyatlarının yüzde 50,16 artışına işaret etti. Ayrıca, bazı Avrupa şehirlerine göre Ankara’daki konut doğalgaz satış fiyatını karşılaştırdı. Buna göre, doğalgazın metreküp fiyatı Ankara’da 2,3 TL düzeyindeyken, Amsterdam’da 30,6, Londra’da 14,4, Sofya’da 16,1 TL düzeyinde bulunuyor.
Piyasada herkes yeni fiyatlara uyum sağlamaya çalışıyor
Kamunun özellikle sanayi kullanıcısına yönelik fiyatları kontrol etme çabasına, Kasım ayı itibariyle son vererek peş peşe yaptığı zamlar sektörde tepkiyle karşılandı. Ancak fiyat artışları devam edecek gibi görünüyor. Sektör gözlemcileri, uluslararası fiyatlar, salgın ve ekonomik dalgalanmalar nedeniyle enerjinin bütün kollarında yaşanan dalgalanmaların hem arzda hem de talepte sıkıntılar yarattığını vurguladılar. Kasım ayından itibaren doğalgazdaki fiyat artışlarının, doğalgaza dayalı elektrik üreticilerinin bazılarının üretimi durdurmasına yol açtığı; elektrikte ise oluşan kısa vadeli sorunların sanayiciye yansıdığını kaydettiler. Gözlemciler, enerjide ithalatçı durumda olan ve kur riski taşıyan Türkiye’nin serbestleşen piyasada da aktörlerin döviz cinsi kontratlar nedeniyle kura duyarlı ve kırılgan olduğunu belirtti. Ayrıca son dönemde kamunun iletim şirketinin çok yüksek kar elde ediyor olmasına da dikkat çektiler.
“ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK SAĞLANIRSA SANAYİCİ MALİYETİNİ BİLİR”
TOBB Enerji Meclisi Başkanı Zeki Konukoğlu: Türkiye’deki fiyat artışlarının Avrupa’ya göre avantajlı durumu bozmadığını, YEKDEM kapsamındaki alımların da genel maliyetleri sönümleme niteliğinin sürdüğünü söyledi. Konukoğlu, “Elektrikte veya doğalgazda maliyet esaslı bir fiyatlama oluşması, geçici dönemler için fiyatların sübvanse edilmemesi, piyasada arz talep dengesi ile oluşacak fiyatlara tavan uygulanmaması veya uygulanacak tavanın maliyet esaslı fiyat artışlarını limitlemeyecek seviyelerde olması, sanayicilerin de elektrik üreticilerinin de uzun dönemli rekabetçiliklerini belirleyebilmeleri ve planlama yapabilmeleri için çok önemlidir. Devlet kontrolünde olan piyasa takas fiyatı ve doğal gaz fiyatlarında sübvansiyonlar yatırımcılar ve finans sağlayan kuruluşlarca öngörülemezliği artırmaktadır, eğer öngörülebilirlik sağlanırsa sanayici maliyetini bilir satış fiyatını hesaplar, enerji yatırımcısı da uzun dönemli satış anlaşmaları ile maliyetini hedge ederek, nakit akışını düzenleyebilir” dedi. Konukoğlu, jeotermal santraller ile hidroelektrik santrallerin daha verimli koşullarda çalışmasının önemine işaret ederek, “Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesi gerek yeni lisanslar verilmesi gerekse de mevcut santrallerde bulunan mekanik kapasitelerin tamamının kullanıma açılması sureti ile arttırılmalıdır. Bu tip küresel fiyat krizlerine karşı yenilenebilir enerji bağışıklığımız ve dayanma gücümüzü artıracaktır. Son olarak da enerji verimliliği projelerine daha fazla destek/finansman sağlanabilir” diye konuştu.
"CEZALANDIRAN MODEL"
OSBÜK Yönetim Kurulu Üyesi Erdim Noyan: Sanayici tarafı adına DÜNYA’ya değerlendirmelerde bulunan OSBÜK Yönetim Kurulu Üyesi Erdim Noyan, zamların yanısıra yeni doğalgaz tarifesinin sanayiciyi cezalandıran bir modele dönüştüğünü söyledi. Aynı zamanda Ergene 2. OSB Yönetim Kurulu Başkan Vekili olan Erdim Noyan, 1 Ocak 2022 tarihi itibariyle doğalgaza gelen zam oranının yüzde 345, yeni tarife hesaplamasıyla aşan kısımda yüzde 568’leri bulduğunu belirtti. Noyan, üretimi artırmanın zammın üstüne ilave zam getirdiğini kaydetti. Noyan, yeni ekonomi yaklaşımının üretim-ihracat odaklı açıklandığını hatırlatarak, “İhracat yapsın yapmasın bütün sanayiciyi ilgilendiriyordu, fakat bu modelin sevincini yaşamadan gelen son yüzde 50 doğalgaz zammı çelişki yarattı. Üstelik sadece zam değil, yeni doğalgaz tarifesi de üretimi artıran sanayiciyi cezalandıran bir modele dönüştü” dedi. Sanayicinin döviz dalgalanması ile zaten maliyet hesabını yapamadığını söyleyen Erdim Noyan, “Firmalar, ürettiğini kaça satacağını, ihaleye girerken hangi fiyatı vereceğini tahmin üstüne yaptığı maliyet çalışması ile çıkarırken, doğalgaza gelen ekstra zam ile bu hesaplamalar içinden çıkılmaz bir hal aldı. Sanayici ne zaman normal tüketiminin yüzde 60’ının üstüne çıkacağını bilememektedir. Son zam ve uygulanan tarifeyle yeni ekonomik model yara almıştır. Sanayicimizin beklentisi, bu zamların üretimi etkilemeyecek duruma getirilmesi ve üretimini artıran sanayiciyi cezalandıran bu modelin değiştirilmesidir.”
‘BOTAŞ TÜRKİYE’Yİ GAZSIZ BIRAKMAZ”
BOTAŞ eski Genel Müdürü Gökhan Yardım: Arz yönünde, kış aylarında günlük aksaklıklar çıkmasının normal olduğunu ancak BOTAŞ’ın deneyimiyle bir tedarik sıkıntısı beklemediğini söyledi. Yardım, buna karşılık Türkiye’de küçük yerleşim yerlerine dahi konut tüketimi amaçlı doğalgaz verilmesiyle sürekli bir talep artışını yönetmek zorunda kalacağını vurguladı. Normal şartlarda en yüksek maliyeti yarattığı için konutlardaki doğalgazın en pahalı olması gerektiğini ancak sosyal nedenle yüksek bedelin sanayici, ticaret ve elektrik üreticilerine yansıtıldığını belirten Yardım, “Sanayici yakınmakta haklı. Maliyet onlara yıkıldı. Konuttaki kademeli fiyat maliyetin bir kısmını belirli bir gelir seviyesindekilere yansıtma diye düşündüm ama TBMM’deki görüşmelerde sıcak bölgelerdekilerin, soğuk yerlerdeki konutları çapraz sübvansiyonla desteklemesi gibi görüyorum. Sonuçta bütün bunlar ortadireğin üzerine binecek” dedi. Yardım, BOTAŞ’ın tarife değişikliğiyle kademeli fiyat uygulamasının da idari olarak sorunlu olduğunu, bunun ancak sözleşmeyle yapılabilecek bir ayarlama olduğunu kaydetti. Gökhan Yardım, özel sektörün, al ya da öde statüsünde daha önce bedelini ödediği ancak henüz almadığı doğalgaz bulunduğunu da belirterek, “Tahminim 2 ile 4 yıl daha bu kapsamda gaz alabilecek durumdalar. Özel sektör de gaz almaya başladı” dedi. Gökhan Yardım, piyasaya gaz temininde liberalleşmenin uzun vadede çözüm olduğunu da kaydetti. Gökhan Yardım, Karadeniz gazının bir miktarının gübre üretiminde kullanılmasını önerdiğini söyledi. “Doğalgazı yakmak, en kötü kullanımlarından biridir” diyen Yardım, Türkiye’nin gübre açığı bulunduğunu, giderek artan stratejik önemi nedeniyle tarım ve gıdanın önemli olduğunu belirterek, bu gazın bir miktarının gübre üretiminde kullanılarak tarımın desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
ENERJİDE BAĞIMSIZLIK İÇİN YAPISAL DÖNÜŞÜM ÖNEMLİ
Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Gürkan Kumbaroğlu ise enerjide uluslararası alanda bir dengesizlik olduğunu belirterek, “Petrol ve doğalgaz fiyatlarında yüksek volatilitenin görüldüğü kriz dönemlerine karşı dayanıklılığı arttırmak ve fiyat istikrarını korumak ancak dışa bağımlılığı düşürmekle mümkün. Elektrik üretiminde rüzgar ve güneş başta olmak üzere yenilenebilir kaynaklarının payının artması, Karadeniz’de keşfedilen doğalgazın sisteme verilmesi, nükleer enerji üretiminin başlaması, biyoyakıtların ve elektromobilitenin yaygınlaşması gibi gelişmeler Türkiye’yi enerjide krizlere karşı dayanıklı bir ülke haline getirecektir. Yerli ve milli teknoloji hamlesiyle birlikte enerji bağımsızlığımızı sağlayacak yapısal dönüşüm sürecini çok önemli buluyorum” dedi.