Aplus Enerji, enerjide geleceğin sistemlerine dair Türkiye’ye özgü matematiksel modeller kuruyor

Aplus Enerji kurucu ortağı Volkan Yiğit, geliştirdikleri matematiksel modelleri anlattı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Aplus Enerji, enerjide geleceğin sistemlerine dair Türkiye’ye özgü matematiksel modeller kuruyor

Türkiye enerji piyasasının özel koşullarını dikkate alarak geliştirdiği matematiksel modellerle dikkat çeken Aplus Enerji’nin; son yıllarda, üretim şirketleri, finansman sağlayıcı kuruluşlar ve politika yapıcılar tarafından da karar verme süreçlerinde etkili olduklarını izliyoruz. Mevcut durumda kullandığı modeller piyasa tarafından ilgiyle karşılanan şirket, kendi alanında tercih edilen bir danışmanlık ve teknoloji geliştirme şirketi olarak varlık gösteriyor.

Aplus modelleme sonuçları, aynı zamanda enerji piyasasının liberalleşmesi, yatırımların hızlandırılması ve karbonsuzlaşma gibi konularda uzun dönemli politika planlamasına da yardımcı oluyor.

APLUS Enerji, enerji piyasasında faaliyet gösteren tüm şirketlere, kamu kuruluşlarına, araştırma ve politika geliştirme merkezlerine ve büyük ölçekli tüketicilere hizmet sunuyor. Şirketin geliştirdiği araçlar; genellikle üretim optimizasyonu, tüketim, fiyat ve gelir tahmini ve tüketicilere özel danışmanlık çalışmaları şeklinde ortaya çıkıyor.

2009 yılında Ozan Korkmaz dâhil olmak üzere, üç kurucu ortak tarafından kurulan şirketin, 2018 yılında, yeniden yapılanarak, Önder Akar ve Volkan Yiğit ‘in de ekibe katılmasıyla, şirketin şu andaki yönetiminin oluşturulduğunu gözlemliyoruz. 2023 yılı itibariyle 25 kişilik bir kadroyla hizmet veren APLUS Enerji, yeni iş alanlarıyla bu sayıyı artırmayı planlıyor.

Enerji ticaretinde Türkiye’ye özgü piyasa koşulları önemli

Aplus’a; Türkiye Enerji Endüstrisi (TEE) Editörlüğü olarak, enerji ticaretinde sektörde fark yaratan özelliklerini sorduğumuzda,  daha önceki dönemlerde, dünyada kabul gören bazı tahmin modellerinin Türkiye için de uygulanmaya çalışıldığını ama bu modellerin genel olarak çok başarılı sonuçlar vermediğini öğreniyoruz.

Böyle bir sonucun ortaya çıkmasında, Türkiye enerji piyasasının özel koşulları nedeniyle, farklı modellerin adapte edilmesindeki zorlukların etkili olduğunu belirten Aplus Enerji kurucu ortağı Volkan Yiğit, modellerinin piyasadaki kayda değer aktörler tarafından kabul görmesinde, geliştirme süreçlerinin doğrudan Türkiye piyasasının koşulları gözetilerek yapılmasının etkili olduğunu vurguluyor.

Piyasanın dinamik ve sürekli gelişen yapısı nedeniyle modellerinin buna uyum sağlamak üzere tasarlandığını vurgulayan Volkan Yiğit, “Örneğin, bugünden konuşulmaya başlanan ve gelecekte daha da önemli hale gelecek olan karbon fiyatlandırması, depolama teknolojileri ve yeşil hidrojen gibi faktörleri kullandığımız uzun dönemli tahmin modellerinin entegre edilmesi gerekli hale gelmiştir.” dedi.

Yiğit, sürekli olarak modellerini yeni yöntemler ve geriye dönük testlerle geliştirmeleri sonucunda, tahmin performanslarının arttığını anlattı. Bu kapsamda, şirketlerinin insan kaynağı gücünün en önemli değerleri olduğunu vurguladı. Genel işleyiş yapıları içerisinde, çalışanlarının şirket içinde gelişmesinin ve şirkete uzun vadeli katkı sağlamalarının en önemli öncelikleri olduğunu söyledi.

Veriye erişim, şeffaflık ve veri kalitesinde sorun yaşanıyor

Aplus ortağı Volkan Yiğit’e, işlerini zorlaştıran sorunları hatırlatarak, çözüm önerilerini de sorduk. Dijitalleşmenin sektördeki önemi ve geleceği hakkında da düşüncelerini aldık.

Piyasada modelleme işleri ile uğraşan bir şirket olarak zaman zaman işlerini zorlaştıran en önemli konunun, veriye erişim ve şeffaflık konuları ile genel olarak veri kalitesi konularında yaşandığını öğrendik.

Piyasadaki pek çok veri EPİAŞ Şeffaflık Platformu tarafından düzenli bir şekilde paylaşılsa da bazı verilere erişim konusunda sıkıntıların devam ettiğini hatırlatan Volkan Yiğit, “Bu sorunun bir kısmı veri akışı ve dijitalleşmenin yeterince gelişmemiş olmasından kaynaklanıyor. Örneğin, lisanssız santrallerin anlık üretim verilerine erişim konusunda ciddi sorunlar devam ediyor ve bu verilerin çok geç sisteme işlenmesi sistemdeki anlık dengeleme maliyetlerini önemli ölçüde arttırıyor.” dedi.

Aplus Kurucu Ortağı Yiğit, kesintili yenilenebilir üretimin çok büyük oranda artacağını, batarya depolama ve yeşil hidrojen gibi esneklik kaynaklarının gelecekte büyük önem kazanacağının altını çizdi. Geleceğin elektrik sisteminde dijitalleşme ve anlık veri akışının sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesinin daha büyük önem taşıyacağına vurgu yaptı.

“AUF artık enerji ticaretine engel”

Etkin işleyen bir piyasa için enerji ticareti alanında yapılması gerekenleri de anlatan Volkan Yiğit AUF uygulamasını ise şöyle değerlendirdi:

Enerji ticaretinin etkinleştirilebilmesi için organize piyasaların yapısında yapılabilecek pek çok geliştirme bulunmaktadır. Bugün itibariyle enerji ticaretinin önündeki en büyük engel, Nisan 2022’de hayatımıza giren ve altı aylık dönem için planlanmasına rağmen uygulama süresi 3. kez uzatılan Kaynak Bazlı Azami Uzlaştırma Fiyatı (AUF) uygulamasıdır. YEKDEM kapsamı dışındaki santrallerin satış fiyatlarını limitleyen ve bu nedenle sektörde serbest ticaretin yapılmasına imkân vermeyen bu uygulamanın, elektrik fiyatlarındaki düşüş de göz önünde bulundurularak, sonlandırılması piyasada ticareti tekrar canlandıracaktır.

Bunun yanı sıra Gün Öncesi Piyasası (GÖP)’nda azami ve asgari fiyat limitlerinin güncel piyasa koşullarına göre gözden geçirilmesi, öncelikle gerçek zamanlı piyasalarda (ve ilerleyen zamanda GÖP’te) saatlik piyasa yapısından daha kısa çözünürlükte bir yapıya geçiş, uzun dönemde bölgesel bir fiyatlama yapısına geçilmesi gibi seçenekler gösterilebilir.

Aynı zamanda benzer şekilde Gün İçi Piyasası’nda kapı kapanış sürelerinin geriye çekilmesi, Yan Hizmetler piyasasının yapısının değiştirilmesi ve dengeleme cezalarının gözden geçirilmesi gibi reformların da yapılması etkin bir piyasa oluşumu için önemli olacaktır. Yakın gelecekte bir karbon piyasasının oluşturulması ise özellikle 2026 Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı’na uyum açısından bir zorunluluk haline gelmiştir. Bütün bunların yanında belki de en önemli nokta piyasada fiyat oluşumuna müdahalelerden mümkün olduğunca kaçınılması ve piyasa yapısının kendi dinamikleri içinde çalışmasına izin verilmesidir. Bu kapsamda daha önceki dönemlerde gördüğümüz çeşitli çapraz sübvansiyon uygulamalarının ortadan kaldırılması ve yalnızca belli ihtiyaç gruplarına özel sübvansiyonların devam ettirilmesi önemli olacaktır.

Kaynak: 23 Haziran 2023 tarihli EKONOMİ gazetesinin Türkiye Enerji Endüstrisi (TEE) ‘ENERJİ TİCARETİ’ yayını.

 

Enerji