Konut sektörünün gözü altında

KONUTDER başkanı ve icra kurulu üyeleri deprem riski altındaki Türkiye’de kentsel dönüşümün hızlandırılması çağrısında bulundu. Dernek temsilcileri bu amaçla yastıkaltındaki 500 milyar dolar değerindeki altının yapı tasarruf sistemine çekilmesi önerisini yaptı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Konut sektörünün gözü altında

Leyla İLHAN

Bir taraftan yeni konut üretimi azalırken, bir taraftan da mevcut yapı stokuyla İstanbul’u bekleyen deprem, KONUTDER’i harekete geçirdi. Dernek başkanı ve icra kurulu üyeleri, dün yaptıkları toplantıyla kentsel dönüşümü hızlandırma, talebi artırma ve yabancıya satış gibi 15 maddeyi gündemlerine aldıklarını duyurdu.

Toplantıda konuşan KONUTDER Başkan Yardımcısı Hasan Rahvalı, yastık altında bekleyen altın tasarrufunun sisteme çekilmesi gereğine dikkat çekti. 10 trilyon liralık kredi stoku içinde konut kredilerinin 434 milyar ile düşük bir oranı oluşturduğunun altını çizen Rahvalı “Kuyumcukent’ten aldığımız verilere göre Türkiye’de hane başına 300 gram altın düşüyor. Bu da 8 bin tona eşdeğer. Yani yastık altında duran 500 milyar dolara eşdeğer kaynağı yapı tasarruf sistemi ile sisteme katmamız lazım. Bireysel emeklilikte olduğu gibi bu devlet desteği olmadan olmaz. Böylece havuz sistemi ile ev sahipliği oranı artırılabilir ve kira artışları kontrol edilebilir” önerisinde bulundu. 

“Gelişmekte olan diğer ülkeler gibi davranamayız”

KONUTDER Başkanı Ramadan Kumova da yeni dönemde imar, tüketici, vergi kanunları, yabancıya satış ve kentsel dönüşüm gibi 15 konuyu belirlediklerini kaydederek, konut sektöründe ihtiyaç ve talebin ortaya konması ile talebi canlandıracak önerilerin oluşturulması amacıyla kapsamlı bir rapor hazırlayacaklarını söyledi. Tüm komitelerin çalışmalarıyla oluşacak raporu ekim ayında kamuoyu ile paylaşacaklarını ifade eden Kumova, “Kentsel dönüşümün bizde gecekondu ve depreme kaynaklı olmak üzere iki bacağı var. Kentsel yenileme bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde uzun vadeye yayılıyor. Ancak deprem riski nedeniyle bizim coğrafyamızda daha kısa zamanda yapılması gerekir” dedi.

Gayrimenkul sektöründeki büyümenin birkaç çeyrek dışında Türkiye büyümesinin altında kaldığına dikkat çeken Kumova, “Alınan ruhsat sayıları azalıyor. Bu konuda STK’lar da çözümün bir parçası olmalı” yorumunda bulundu. Geçen yıl birinci elde yapılan konut satışlarının 400 bini zor bulduğunu söyleyen KONUTDER Başkan Yardımcısı Ahmet Çelik de bunun sonuçlarının kira artışı olarak yansıdığını söyledi. Çelik, bunun için kentsel dönüşüm önündeki çıkmazların kaldırılması gerektiğini belirtti.

“Deprem milli güvenlik sorunu”

Artaş Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Çetinsaya da acil dönüşüme dikkat çekti. 6 Şubat depremi sonrası hasar alan yapılar nedeniyle bölgede 850 bin konuta ihtiyaç olduğunu belirterek, İstanbul’da olası bir depremde ise kayıpların daha yüksek olacağını kaydetti. Kayıt dışı göçmenler eklendiğinde İstanbul’da 17 milyon insanın yaşadığını aktaran Çetinsaya, “İBB’nin yaptığı çalışmaya göre İstanbul’da 200 bin bina yani 3 milyon insan doğrudan etkilenecek. Kentteki yapıların yüzde 45’i depreme dayanıksız. Yeni yapıların yıkılma oranı deprem bölgesinde yüzde 1,6 iken İstanbul’da bu oran yüzde 1 olarak hesaplanıyor. Dolayısıyla bizim için en büyük milli güvenlik problemi deprem. Bizim yemeyip içmeyip devlet ve özel sektör eliyle depreme dayanıklı bina işini çözmemiz lazım” dedi.

Mesa Mesken Yönetim Kurulu Başkanı Mert Boysanoğlu da özel sektörün kentsel dönüşümü tek başına yapmasının mümkün olmadığını söyledi. Boysanoğlu, 1,5 milyon konutun dönüşmesi gereken İstanbul’da bile sadece dönüşüm için 150 milyar dolara ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

“Yabancı yerine uluslararası alıcı adı kullanılacak”  

Türkiye’de yabancıya konut satışı konusunda mülteci ile yatırımcının birbirine karıştırıldığını kaydeden Ramadan Kumova, “Dünyada yabancıya konut satışı ihracat olarak görülüyor. İngiltere’de yabancıya satış oranı yüzde 14, Portekiz’de yüzde 8, bizde ise yüzde 4. Bu bize abartılı geliyor olsa da Avrupa’nın hala gerisindeyiz. Bu kadar geride olduğunuz bir konuda korkmaya gerek yok” dedi. Kumova, son 3 yılda Türkiye’ye giren doğrudan yabancı sermeye girişi içinde gayrimenkul sektörünün 7 milyar dolar ile yüzde 80’ini oluşturduğunu belirtti. Kumova, yabancıya satış nedeniyle oluşan algıyı değiştirmek için ‘uluslararası gayrimenkul alıcısı’ adıyla düzenleme planladıklarını kaydetti.

Emlak