Türk demir çelik sektörü pandemi sonrası dünya pazarlarında güçlenmek istiyor
Salgının küresel piyasalardaki olumsuz etkilerine rağmen, başta Çin’den boşalan pazarlar olmak üzere ihracat payını artırmak için üretimini kesintisiz devam ettirmek isteyen demir, demir dışı metaller ve çelik sektörü, gelişmekte olan pazarları da yakın markajda tutarak çalışmalarını sürdürüyor.
Pandemi sürecinde hızlı bir şekilde mobilize olarak online sistemlerle ihracatçıların yanında olan Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB), yılbaşında konulan yıllık ihracat hedefl erine yakın istatistiklere ulaşmak için salgın sürecinde ve sonrasında oluşacak risklerin en aza indirilmesi, ortaya çıkacak fırsatlardan ise en verimli şekilde yararlanılması için firmaların doğru noktalarda konumlanmasını hedefliyor. ADMİB ayrıca firmaların pazarlarda sürdürülebilir şekilde varlıklarını devam ettirebilmesi için bugüne kadar yangın, deprem gibi afetlere yönelik hazırlanan risk planlarının artık pandemi konularında da yapılması için girişimlerini artırarak sürdürüyor.
İlk çeyrekteki ihracat performansı
Türkiye ham çelik üretimi 2020’nin ilk 2 ayında yüzde 12,7 oranında artarak 5,9 milyon ton seviyesine yükselirken, nihai mamul çelik tüketimi de yılın ilk iki ayında yüzde 63,3 artarak, 5,7 milyon ton oldu. Çelik üretim ve tüketimi artarken aynı dönemde koronavirüs salgınının Avrupa’daki çelik tüketimini olumsuz etkilemesi nedeniyle ihracat, miktar itibariyle yüzde 4,9 azalışla 3,6 milyon ton, değer itibariyle yüzde 9,5 azalışla 2,1 milyar dolar oldu. Yurt içi çelik tüketimi oranları incelendiğinde ise salgının iç tüketim oranlarına çok fazla yansımadığı ve baz etkisi sebebiyle tüketimdeki iyileşmenin sürdüğü görüldü.
Sektörde mart ayı rakamlarının, küresel salgının Avrupa ve ABD’de çok daha farklı hissedilmesi nedeniyle üretim ve tüketimdeki düşüşün hızlanması ve Türkiye’de ise çelik tüketimindeki artış hızının yavaşlamaya başlaması bekleniyor. Çelik ihracatının yılın ilk 3 ayındaki verileri incelendiğinde ise ticaret savaşları nedeniyle çelik ürünlerine karşı oluşturulan gümrük ve kota uygulamalarının da etkisiyle Türkiye geneli ihracatın azaldığı görülüyor.
Türkiye geneli demir, demir dışı metaller ihracatı yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,3 artarak 2 milyar 64 milyon dolar olurken bu alanda ADMİB’in ihracatı ise yüzde 12 artışla 157 milyon dolara yükseldi. Türkiye çelik sektörü ise bu dönemde yüzde 15 azalışla 3 milyar 140 milyon ton ihracat gerçekleştirirken, ADMİB’in ihracatı ise 375,11 milyon dolar olarak kayıtlara yansıdı. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye, demir, demir dışı metaller ve çelik sektöründe yılın ilk üç ayında toplam 5,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmiş oldu.
Demir çelik profil ve alüminyum mutfak eşya ihracatı yükselişte
Türkiye geneli 2020 yılının ilk 3 aylık ihracatında birçok üründe azalışlar dikkat çekerken demir çelik çubuk, demir çelik boru ve demir çelik inşaat aksamında yüzde 5’ler düzeyinde artışlar gözlenmesi umutları tazeliyor. ADMİB’in yılın ilk 3 aylık döneminde yaptığı ihracatta da demir çelik mobilyalar ve elektrikli olmayan demir çelik soba ocaklarında yüzde 5’ler civarında artışlar kaydedildi. Ancak asıl marjinal artışlar ise demir çelik diğer ürünlerde yüzde 40 ve demir çelik profil de ise yüzde 41 oranlarında yaşandı.
İlk 3 aylık dönemde Türkiye’nin ihracat yaptığı ülkelere bakıldığında en fazla artış oranı yüzde 17 pay ile ABD’de yakalanırken, bu ülkeyi yüzde 11 pay ile Mısır izledi. ADMİB’in aynı dönemde ülkeler bazında en fazla ihracat yaptığı ilk üç ülke ise yüzde 5 artış ve 50,4 milyon dolar ile Mısır, yüzde 26,2 artış ve 42,7 milyon dolar ile Irak, yüzde 7,9 artış ve 42,4 milyon dolar ile İsrail oldu. Son 3 aylık verilere göre yüzde 38’lik artış yakalanan Suudi Arabistan da ADMİB’in ihracatını en çok artırdığı ülke konumunda.
Türkiye, yüksek ürün kalitesi ile rakiplerini geride bırakıyor
Türk demir, demir dışı metaller ve çelik sektörü yaptığı tesis, Ar-Ge yatırımları ve ürün kalitesi ile dış pazarlarda rakip ülkelerden ayrışmakta. Dünyanın birçok ülkesine göre enerji maliyetleri yüksek olan sektör, fiyat rekabetinde her ne kadar zorlansa da ihracatçılarımızın çabaları ve katma değerli ürün üretimi ile ihracatta öne çıkmayı başarıyor. Tüm dünyaya beyaz eşyadan inşaata kadar birçok alanda kullanılan ürünlerin dış satımını gerçekleştiren sektörün ihracatında gelişmekte olan ülkelerin ağırlığı dikkat çeken konular arasında yer alıyor.
Firmalar ülkelerdeki ihracat paylarını daha da artırmayı hedefliyor
Üreticiler, tesislerinde koronavirüs salgınının yayılmasını önlemek için gerekli tüm sağlık önlemlerini alarak üretime kesintisiz devam etmek istiyor. Türk demir çelik sektörü, karantina uygulamasından çıkmaya başlayan Çin’in üretimini bir süre iç pazara yönlendirmeye devam edeceğini ve bunun da Çin’in ihracat pazarlarında boşluklar yaratacağını değerlendiriyor. Bu pazarları yakın takibe alan sektör, gelişmekte olan ülkelerdeki ihracat paylarını daha da artırmayı hedefliyor. Özellikle Avrupa pazarında tüm sektörlerin üretiminde yaşanan gerileme bölgesel büyüme oranlarına negatif etki ederken, bu pazara üretim yapan ülkelerin de aynı oranda etkileneceği belirtiliyor. Avrupa’dan demir çelik tedariki yapıp, bunu ürüne dönüştürerek tekrar bu kıtaya satışını yapan ülkeler için de geçmiş dönemlerde artan fırsatlar da etkisini kaybetmiş durumda. Koronavirüs salgınına rağmen büyümesini sürdüren ve ihracattan bağımsız şekilde başta inşaat olmak üzere kendi iç pazarlarına üretim yapan Mısır, Irak ve Suudi Arabistan gibi rakip ülkelerin üretimlerindeki yavaşlamanın da Türk firmalarının ihracat rakamlarına pozitif etki yapacağı değerlendiriliyor.
Enerji maliyetleri düştü, lojistik maliyetleri arttı
Sanayi üretiminde yaşanan yavaşlama, ilk etapta emtialardaki talebin ve akabinde emtia fiyatlarının düşmesine neden olurken, petrol fiyatlarındaki düşüşler enerji maliyetlerinin aşağı yönlü seyretmesi nedeniyle firmalarda olumlu etki yarattı. Ancak salgın sürecinde lojistik maliyetlerindeki artış nedeniyle tasarruf sağlayamayan firmalar, dolu gidip, boş dönen konteynerler nedeniyle zor bir süreçten geçiyor. Öte yandan talepte yaşanan azalmanın fiyata bağlı bir düşüş olmadığı öngörülürken, kurlardaki artış nedeniyle fiyatlarda bir azalma da beklenmiyor.
Türk ürünlerine konan haksız vergiler kaldırılmalı
ABD tarafından başlatılan ticaret savaşlarının ardından başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkenin kendi üreticilerini korumak ve istihdamını artırmak için her geçen gün koruma duvarlarını yükselttikleri bir dönemden geçiliyor. Türk demir çelik sektörü, bu dönemde kendi üreticilerini korumak için gümrük duvarlarını yükselten, buna karşı ihracat pazarlarında verdikleri sübvansiyonlarla haksız rekabete yol açan bu ülkelere karşı devletten daha fazla destek bekliyor. Sektör bir yandan bu ülkelerden gelen ürünlere karşı iç pazarda yerli üreticilerin korunmasını isterken bir yandan da katma değerli ürünlere yoğunlaşarak dünya pazarlarında elini güçlendirme adımlarını sıklaştırıyor.
ADMİB online uygulamalarla ihracatçının yanında
Pandemi nedeniyle iptal edilen doğrudan ticari heyetleri veya fuar gibi tanıtım çalışmalarını online uygulamalar vasıtası ile sürdüren ADMİB, üye firmalar ile iletişimi güçlendirerek sahadaki ihtiyaçların ve yaşanan problemlerin çözümü için mobilize çalışmalarını sürdürüyor. Pandemi sürecinde oluşacak muhtemel kayıpların en aza indirilmesi ve firmaların gerekli tedbirleri alması için çaba gösteren ADMİB, dünya genelinde yaşanan tüm gelişmeleri yakından takip ederek üyelerini düzenli olarak bilgilendiriyor. Ayrıca Türkiye Tanıtım Grubu faaliyetleri kapsamında, Türk çeliğinin tanıtımı ve hak ettiği değeri bulması için yeni hedefler belirleyen ADMİB, diğer kurumlar nezdinde yapılan ortak faaliyetlerle önümüzdeki süreçte projelerini hayata geçirmenin planlamalarını yapıyor.
Sektörde klasikleşen en önemli iki sorun
Daha fazla katma değerli üretim ile uzun ve yassı ürünler dengesi, Türk demir, demir dışı metaller ve çelik sektöründe klasikleşen ana sorunların başında geliyor. Türkiye’de her sektörün zayıf tarafı olan ölçek ekonomisi demir çelik sektöründe de öne çıkıyor. Uzun ürünlerde ihracatçı konumda olan Türkiye’nin yassı ürünlerde sadece kendi tüketimine yetecek kapasitede olması, bazı ürün gruplarında ise net ithalatçı olması çözüm aranan sıkıntılar arasında bulunuyor. Ticaret Bakanlığı’nın AB’nin iki yıl önce Türkiye aleyhine başlattığı çelik ürünleri korumasını Dünya Ticaret Örgütü’ne şikâyet etmesi kararının önemi vurgulanıyor. Her ülkenin kendi üreticisini güçlendirmek, istihdamını artırmak için politikalar geliştirmesini olağan gören sektör, bunu yaparken küresel ekonominin getirdiği sorumlulukların göz önünde bulundurularak haksız rekabetten kaçınılması gerektiği görüşünde birleşiyor. Demir çelik sanayicileri, ürün ve iş yapış şekillerinde artan katma değerli üretimin bu tarz sorunların aşılmasında anahtar rol oynayacağını ifade ediyor.
Hedeflerin revizesi pandemiye bağlı
Pandeminin ne kadar süreceği belli olmadığı için sektör 2020 hedeflerinin revize edilip, edilmeyeceği konusunu bir kenarda tutuyor. Ancak en iyimser haliyle yılın yarısının koronavirüs salgınından yoğun şekilde, geri kalan kısmının ise dolaylı olarak etkileneceği öngörülüyor. Bir yandan 2020 hedeflerini tutturabilmek için büyük gayret gösteren sektör paydaşları, diğer yandan süreç ve süreç sonrası doğacak fırsatları takip ediyor. Adımlarını en doğru ve verimli şekilde atmaya özen gösteren firmalar, hedefleri tutturmak ve bu süreci kayıpsız, hatta güçlenerek geride bırakmanın ince hesaplarını yapıyor. Dünya Sağlık Örgütü ve sağlık endüstrisi bu virüsle mücadelenin çözümünü ararken demir çelik sanayicileri, bu süreçte hijyen kurallarını titizlikle uygulayıp, üretimlerini aksatmadan devam ettirmenin gayretini gösteriyor. Demir çelik sanayicileri, Türkiye olarak salgının beraberinde getirdiği avantajları ve dezavantajları analiz ederek, en verimli yol haritasını çizmek için yoğun çaba sarf ediyor. Bugünden pandemi sonrasına hazırlanmanın önemine değinen sektör temsilcileri bunun uluslararası pazarlarda büyük rekabet avantajları sağlayacağını vurguluyor.