'Yüzer GES’ler hem enerji açığına, hem kuraklığa çözüm sunar'

Özellikle geniş su toplama havzalarına sahip sığ derinlikteki baraj ve göletlerdeki buharlaşmanın su kaynaklarını tehdit ettiğini anlatan Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, yüzer güneş enerjisi santrallerinin (GES) enerji açığı yanında buharlaşma sorununa da çözüm sunacağını dile getirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
'Yüzer GES’ler hem enerji açığına, hem kuraklığa çözüm sunar'

İZMİR / EKONOMİ

Türkiye’nin son 55 yılın en sıcak Haziran ayını geride bıraktığını hatırlatan Kalaycı, “Mayıs ayında TBMM’de kabul edilen yasa değişikliğine göre denizler, baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerde yüzer GES kurulumunun önü açıldı. Buharlaşmayı önleyecek bu tesislerin kurulabilmesi için bu alandaki mevzuat eksiklerinin tamamlanarak belirlenen su kaynaklarının bir an önce yatırımlara açılması lazım. Türkiye’nin 110 bin megavat (MW) sınırını geçen elektrik enerjisi kurulu gücünde güneş enerjisinin payı 15 bin MW seviyesinde. Bu santraller arasında yüzer GES’ler bulunmuyor. İçme suyu amaçlı kullanılan barajlar dışındaki göl, gölet ve barajlarda potansiyel yüzer GES kurulu gücü 80 bin MW seviyesinde. Bu santraller karada kurulan GES’lere oranla daha yüksek verimlilikte enerji üretebiliyor” diye konuştu.

“Önlem almazsak su yoksulu ülkeler arasında yer alacağız”

Türkiye’nin kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarının 2000 yılındaki bin 652 metreküp seviyesinden bin 346 metreküpe kadar gerilediğine işaret eden Kalaycı, “İklim değişikliğinin etkilerini her sene artan oranda yaşayacağız. Aşırı sıcaklar ve aşırı yağışlar bu etkilerin görünen yüzü olarak karşımıza çıkıyor. Görünmeyen yüzünde ise su kaynaklarımızın aşırı buharlaşma etkisi ile adeta kendi kendine yok olması tehlikesi var. Yüzer GES’ler ile buharlaşma yoluyla kaybettiğimiz su kaynaklarımızı korumamız, korurken de temiz enerji üretebilmemiz mümkün. Bu sistemler, tüm gelişmiş ülkelerde hızla yaygınlaşıyor. Kişi başına kullanılabilir su potansiyelimize baktığımızda, su stresi yaşayan ülkeler arasında yer aldığımız görülüyor. Önlem almazsak, su yoksulu ülkeler kategorisine düşmemiz sürpriz olmayacak” dedi.

Suyun tasarruflu ve optimum verimlilikte kullanımının büyük önem taşıdığını hatırlatan Kalaycı, “Kişi başına 216 litre olan su tüketimimiz de 150 litre olan Avrupa ortalamasının oldukça üzerinde seyrediyor. Yıllık 112 milyar metreküp olan su kaynaklarımızın yüzde 74’ü sulamada, yüzde 13’ü içme ve kullanmada, yüzde 13’ü ise sanayi suyu ihtiyaçlarının karşılanmasında tüketiliyor. Bu veriler, arazi kullanımı gerektirmeyen, istimlak sorunu yaratmayan yüzer GES projelerine vermemiz gereken önemin derecesini gösteriyor” diye konuştu.

 

Şehirler