Yönetmelik değişikliği madencilik sektöründe hayal kırıklığı yaşattı

İZMİR / EKONOMİ

Ülkemizin toplam alanının yüzde 49’unun tarım alanı olduğunu belirten Ürün, “Ülkemizin  yüzde 30’u da ormanlık alandır. Ormanlık alanın yüzde 88’i koruluk/makilik alan, yüzde 12’si baltalık yani gerçek ormanlık alanıdır. Sadece binde 3’ü madencilik amaçlı kullanılıyor ve bu alan Kilis’in yüzölçümü kadar bile değil. Sektör bu bindelik alanda üretmeye, katma değer yaratmaya çalışıyor” diye konuştu. 

Anayasa ile ormanlık alanların korunmasının güvence altına alındığını vurgulayan Ürün, “Bu yönetmelik ile sektörün hareket alanı tamamen kısıtlanıyor, üretim imkansızlaştırıyor. Milyonlarca yılda oluşan madenler, ancak keşfedildiği yerden çıkarılabiliyor. Maden bulunduğu yerden çıkarıldıktan sonra o alan ıslah ederek yeniden doğaya kazandırılır. Yani, geçici süreli bir faaliyettir bu. Yeni yönetmelikle, sektörün üretim yapacağı alanları kısıtlamak, rezerv alanlarına 150 hektar sınırını getirmek, maden işletmelerinin kendi enerji ihtiyaçlarını karşılamalarının önünü kapanmak, sanayicinin motivasyonunu bozacak ve bu da, ülke ekonomisine zarar verecektir” dedi.

Madenlerin yurtiçi ekonomisine katkısının yaklaşık 40 milyar dolar olduğunu hatırlatan Ürün “Sektörde 150 bini aşkın kişiye istihdam sağlanıyor. Doğumdan ölüme kadar yaşamın her alanında madenlere bu derece bağımlı iken, bu katı tutumu anlamak mümkün değil. ‘Üreten Türkiye’ hedefine yerli madenler olmadan ulaşmak mümkün değildir. Zengin maden rezervlerimize rağmen, ihtiyacın, ithalatla karşılanması göze alınıyorsa, cari açığın ve işsizliğin artması göze alınmış, büyümeye olan yüzde 1’lik katkıdan feragat edilmiş demektir. Her yeni yönetmelik değişimi ile iş yapmak imkansız hale getiriliyor. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda, madencilik yapılacak mı? Yapılmayacak mı? Madencilikten vaz mı geçiliyor? Artık emin değiliz. Dileriz, en yakın zamanda bu yanlıştan dönülür ve gerekli düzenlemeler yapılır” diye konuştu.