'Yeni teşvik sisteminde turizm, tarım ve lojistik sektörleri unutulmamalı'

TÜRKONFED Başkan Yardımcısı Hüseyin Öztürk, yeni teşvik sistemiyle ilgili yaptığı değerlendirmede, bölgeler arasında haksız rekabete neden olan desteklerin kaldırılması, sanayinin yanında tarım, turizm ve lojistik sektörlerin desteklenmesi ve şirketleri şehirlerarası gezdiren teknik hataların düzeltilmesi çağrısı yaptı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
'Yeni teşvik sisteminde turizm, tarım ve lojistik sektörleri unutulmamalı'

MEHMET NABİ BATUK / ŞANLIURFA

Ekonomi yönetimi, temeli bölgelerarası gelişmişlik farkının azaltılmasına dayanan fakat bugüne kadar istenilen sonucun alınamadığı teşvik sisteminde köklü değişikliğe hazırlanıyor. Bu kapsamda Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararda değişiklik yapılacak. Yeni teşvik sisteminin omurgasını, sayıları 26’ya ulaşan kalkınma ajansları oluşturacak. Bazı teşvikler kaldırılacak, bazılarının oran ve süreleri yeniden belirlenecek. Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkan Yardımcısı Hüseyin Öztürk, devletin sağladığı bölgesel teşviklerin bölge yatırımcılarının cesaretlenmesi, maliyetlerinin azaltılması ve istihdamın artırılmasına pozitif katkı sağladığını belirtti. Mevcut teşvik sistemindeki teknik hatalar nedeniyle kalkınma beklentilerinin karşılanamadığını kaydeden Hüseyin Öztürk, “Yatırımcılar aldıkları teşvikleri bir maliyet azaltıcı unsur olarak görüyor. Ürünlerine değil kendisine katkı sağlayan bir bütçe olarak kullanıyor. Yeni sistemde herhangi bir sektörde ülke fiyatını düşüren etmenlerin ortadan kaldırılması lazım. İstihdam ve makine teşviklerini kullanan şirketler fiyat dengesini bozarak, başka bölgelerdeki yatırımları riske atıyor. Eski şirketler kan kaybederken başka bölgelerdeki şirketler hızla büyüyor. Öncelikle yeni teşvik sisteminde haksız rekabete neden olan bu etmenlerin değiştirilmesi lazım. Yeni sistemde ayrıca ülkemizin her yerini organize sanayi bölgelerine çevirme yaklaşımından vazgeçilmeli. Şehirlerin öncelikle SGK analizi yapılarak şehir, bölge ve sektör bazlı değerlendirmelerle teşvikler dağıtılmalı” dedi.

Sadece sanayi değil tarım, lojistik ve turizm de teşvik kapsamına alınmalı

Organize sanayi bölgelerinde sürdürülen üretimlerde ağırlıklı olarak dışa bağımlı olunduğunu anımsatan Hüseyin Öztürk, “Bizi yabancıya bağlı bir duruma dönüştüren, dış ticaret açığı verdiren sektörlerin değil, yerli üretim potansiyeli yüksek olan sektörler teşvik edilmeli. Bunun için de sadece sanayiye değil aynı zamanda lojistik, tarım ve turizm gibi alanlarda da teşvikler getirilmeli. Şuanda küresel şirketlerin büyük bir bölümü ağırlıklı olarak tarım ve gıda alanında yatırımlar yapıyor. Verimli tarım arazileri satın alıp tarım altyapısı alanındaki faaliyetlerini genişletiyorlar. Çünkü önümüzdeki dönemde hızlı artan nüfus ile birlikte gıdaya erişim sorunu daha da büyüyecek. O nedenle bizim teşvik planlamalarında tarım ve gıda sektörünü baş aktör olarak görmemiz lazım. Aynı zamanda bacasız sanayi dediğimiz turizm ve ekonomimizin kalbi lojistik sektörünün de teşvik kapsamına alınmasını sağlamalıyız” diye konuştu.

Sürdürülebilirlik için Devlet Planlama Teşkilatı yeniden kurulmalı

Teşvik sisteminin sürdürülebilir şekilde çalışabilmesi için koordinasyon ve strateji üreten bir yapıya ihtiyaç olduğunu kaydeden Hüseyin Öztürk, Devlet Planlama Teşkilatı’nın ivedilikle yeniden kurulması gerektiğini söyledi. Öztürk, “Kentlerimizin ve bölgelerimizin güçlü oldukları zayıf oldukları yönler doğru yöntemlerle belirlenerek sektörel bazlı bir teşvik sistemine geçmeliyiz. Önce kendi ihtiyaçlarımızı görmeli, sonra yakın coğrafyalardaki ihtiyaçları görüp güçlü bir ihracat ağı oluşturacak bir teşvik uygulaması geliştirmeliyiz. Osmanlı Devleti’nden bu yana ülkemizin dünya milli gelirindeki payı yüzde 0.68’lerle yüzde 1.23 arasında gidip geliyor. Bu pay asla artmıyor. Bunu ortadan kaldırmak için nitelikli iş gücü, nitelikli eğitim, nitelikli endüstriyel üretim, yerli hammadde ve adaleti yaratmalıyız. Kent ekonomilerimizi bir pazılın parçaları gibi yeniden kurgulayıp uzun vadeli programlarla yapılandırmalıyız. Bu yapılandırmada sadece ekonomik faktörler gözetilmemeli. Aynı zamanda adalet ve eğitim alanları da mutlaka teşvik edilmelidir. Mevcut ekonomi yönetiminde bir alanı büyütürken diğer alanı küçültüyoruz. Ekonomimiz sektörel bir denge içerisinde sürdürülebilir olarak büyütülmeli. Bunu da ancak bir koordinasyon dahilinde kısa orta ve uzun vadeli planlarla yapabiliriz” diye konuştu.

Şirketleri gezdiren değil, yerleştiren uygulamalar geliştirilmeli

Bölgesel teşvik sisteminin yapılan teknik hatalar nedeniyle yatırımların sürekli gezdiği bir yapıya dönüştürüldüğünü kaydeden Hüseyin Öztürk, şöyle devam etti: “Firmaları gezdiren teşvik sistemi kentlerimizde kısa vadeli yatırımların yapılmasından öteye gidemiyor. Bunu Güney Doğu Anadolu’da görülen tekstil ve hazır giyim sektöründe görebiliriz. Bu bölgelerde şubeleşen şirketler istihdam sağlıyorlar, ancak hammadde ve hizmet alımlarını ağırlıklı olarak Marmara ve Ege bölgesindeki şirketlerden yapıyorlar. Bu durum da bölgelerimizdeki kalkınma farklarının sürmesine hatta daha da gerilemesine neden oluyor. Şirketlerimizin yatırım planlarını yaparken daha uzun vadeli projelere yönelmesini sağlayacak bir teşvik sistemine ihtiyacımız var.”

 

Şehirler