Urfalı Arap atı yetiştiricileri, turizme entegrasyonu sağlayacak projeler bekliyor
Türkiye’de safkan Arap atı yetiştiriciliğinde yüzde 60’lık payı ile lider kent olan Şanlıurfa’da yarış ve dizi faaliyetlerinin dışında hareket alanı olmayan yetiştiriciler, Osmanbey bölgesinde safari alanı, Göbeklitepe gibi önemli turizm bölgelerinde lojistik görevler ve kentte düzenlenen yarış sayılarının artırılmasını bekliyor.
Mehmet Nabi Batuk / Şanlıurfa
Türkiye’de safkan Arap atlarının neredeyse yüzde 60’nın yetiştirildiği Şanlıurfa’da, at yetiştiriciliği ile uğraşan aile sayısı da 2000’ne ulaştı. Türkiye’de resmi at yarışları yapılan altı ilden birisi olan Şanlıurfa’da 788,5 dönümlük arazi üzerine kurulan Şanlıurfa Hipodromu ile birlikte yarış atı yetiştiriciliği ile ilgili çalışmalar profesyonelleşerek devam ediyor.
Kente yetiştirilen atların büyük bir bölümü Türk dizi sektöründe boy gösterirken bir kısmı da Katar gibi ülkelere ihraç edilerek kent ekonomisine yüksek katma değer kazandırılıyor. Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası (ŞUTSO) Meclis üyesi ve Kayalar Çiftliği’nin İşletmecisi Cihan Oktay, pandemi süreci ve daha sonra yaşanan ekonomik dalgalanmalar nedeniyle at yetiştiriciliğinin derin bir yara aldığını belirtti.
Pandemi sürecinden sonra Şanlıurfa Hipodromu’nda düzenlenen yarış sayısının azaldığını bu durumunda yetiştiricileri olumsuz etkilediğini belirten Cihan Oktay, “Kentimizde şuanda 5000 adedi damızlık olmak üzere toplamda 10.000’i aşkın safkan Arap atımız var. Arap atlarımız ağırlıklı olarak yarış faaliyetlerinde değerlendiriliyor. Bölgemizde 10 milyon TL değere sahip olan safkan arap atlarımız yetişiyor. Önemli bir soy haritasına sahibiz. Atlarımızı ağırlıklı olarak yarışlarda değerlendiriyoruz. Ancak pandemi sürecinden sonra kentimizdeki yarışların azalması nedeniyle yetiştiricilerimiz gider maliyetlerini çevirmekte zorlanıyor. Bir yarış atının aylık maliyeti 30 bin TL’yi aştı. Türkiye Jokey Kulübü temel giderler konusunda mevzuat nedeniyle maalesef yetiştiricileri destekleyemiyor. Yetiştiriciler kendi imkanları ile yarış atı popülasyonunu korumaya çalışıyor. Bu alanda yetiştiricilere yeni faaliyet alanı açmak elzem hale geldi. Kentimizde hızlı bir gelişim gösteren turizm sektörüne entegrasyonumuzu sağlayacak projeler bekliyoruz. Özellikle turizm merkezlerinde çeşitli at aktiviteleri, Osmanbey bölgesine modern bir safari parkuru yetiştiricilerimiz için yeni bir sayfa olabilir” dedi.
Şanlıurfa yarış sayısında bölge kentlerinin gerisinde kaldı
Şanlıurfa’da ağırlıklı olarak kafkaslı, turbo cinsi Arap atı yetiştirildiğini ancak son yıllarda karsberg cins atlara olan ilginin de arttığını ifade eden Cihan Oktay, “Arap atları biyolojik yapıları gereği nemsiz ve kuru sıcak havayı seviyorlar. Bu tarz iklimlerde Arap atları daha güçlü yetişiyor. Bu nedenle bölgemizde her yıl onlarca şampiyon at çıkıyor. Ancak bir atın yarışacak düzeye gelmesi için 4 yıl boyunca özel olarak beslenmesi ve antrenmanlarını yaptırılması gerekiyor. Bu şampiyon atlarımız maalesef yüksek gider maliyetleri nedeniyle şehir dışındaki yarışlara götürülemiyor. Şanlıurfa Hipodromu’nda düzenlenen yarış sayısının artırılacağı yerde azaltılmasıyla birlikte yetiştiricilerimiz ellerindeki at sayılarını azaltmaya başladı. Hipodromumuz bölgede kurulan ilk hipodrom olmasına karşın yarış sayısında maalesef Adana, Diyarbakır ve Elazığ gibi illerden geride kalıyor. Bölgemizdeki yarış atı popülasyonuna uygun bir yarış takvimi belirlenmesini istiyoruz”
Osmanbey bölgesinde modern bir safari alanına ihtiyaç var
Şanlıurfa’nın sahip olduğu iklim özellikleri nedeniyle yarış atı yetiştiriciliğinde yüksek avantajlara sahip olduğunu ancak devlet desteklerinin olmaması, yerel kurumların ilgisizliği ve finansal kaynaklara erişimdeki sorunların sahip oldukları potansiyeli yeterince değerlendiremediklerini kaydeden Cihan Oktay, “Harran Üniversitesi ve Şanlıurfa Hipodromu’nun da yer aldığı Osmanbey bölgesinde safari faaliyetleri için yüksek bir potansiyel var. Burada gerçekleştirilecek küçük yatırımlarla yetiştirdiğimiz Arap atlarımız üst kültür ve genç grupları için önemli bir turizm potansiyeli yaratabilir. Ayrıca safari faaliyetleri için özel bireyler için yeni bir rehabilite alanı sağlamış oluruz. Bir taşla hem yetiştiricilerimiz için yeni bir faaliyet alanı hem özel bireylerimiz için rehabilite alanı hem de kent turizmimiz için bir alternatif sağlamış oluruz” diye konuştu.