Üretici, alımlarda taban fiyat uygulaması bekliyor: ‘Meyve suyu fabrikaları fırsatçılık yapıyor’

Bahçedeki meyveyi ucuza almak isteyen meyve suyu fabrikalarının fırsatçılık yaptığını ileri süren Mersin Ziraat Odası Başkanı Musa Yılmaz, çiftçi emeğinin korunması ve ürünün ekonomik karşılığını bulması için taban fiyat uygulamasına ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Üretici, alımlarda taban fiyat uygulaması bekliyor: ‘Meyve suyu fabrikaları fırsatçılık yapıyor’

ADNAN AÇIKGÖZ / MERSİN

Mersin’in yüksek rakımlı bölgelerinde şeftali, kayısı ve kiraz gibi sert çekirdekli meyve üretimi yapan çiftçiler, ürünün bol olduğu hasat döneminde istenen kazancı sağlayamadı. İç piyasadaki dengesizlikler ve aracılık sistemi nedeniyle tarladan sofraya uzanan maliyet makası gün geçtikçe açılırken, 7 liraya mal ettiği şeftaliyi 8 liraya hale götürerek daha ilk aşamada kilo başına 1 TL zarar eden çiftçi, bahçesinden çıkan meyvenin marketlerde 50 liraya satılmasına tepki gösteriyor. Henüz hasat edilmemiş meyve ağaçlarının söküldüğü kentte milli serveti heba etmek istemeyen çiftçilerin ise ürünlerini neredeyse maliyetine fiyatlarla meyve suyu fabrikalarına satmak zorunda kaldığı iddia ediliyor.

“Alım politikasında düzenlemeye gitmeliyiz”

Bölgede üretilen şeftaliye hasat döneminde maliyeti kurtarmayacak fiyatların teklif edildiğini belirten Mersin Ziraat Odası Başkanı Musa Yılmaz, en son çare olarak görülen meyve suyu fabrikalarının da fırsatçılık yaparak benzer bir uygulamayla üreticiyi zor durumda bıraktığını söyledi. Fabrikaya giden meyveler için fındık ve çayda olduğu gibi taban alım fiyatı belirlenmesini isteyen Yılmaz, “Bakanlık yetkilileri, ‘Serbest piyasa ekonomisi nedeniyle özel şirketlere müdahale edemiyoruz’ diyor. Biz müdahale değil, istişare ortamı istiyoruz. Bakanlık temsilcileri, oda başkanları ve fabrika yöneticilerinin yer aldığı bir heyet, üretim maliyetleri ve çiftçinin kar marjını hesaplayıp bir taban fiyat çıkarabilir. Bu şekilde çiftçilerimiz, tüccarlara karşı dirençli hale gelir. Ürünümüzün en kötü şartlarda bile üretim maliyetlerinin üzerinde bir ekonomik karşılık bulmasını istiyoruz. Aksi takdirde çiftçi üretmekten vazgeçecek. Birçok üretici bahçesindeki ağaçları kesiyor. Milli servet çöpe gitmesin istiyorsak üreticinin emeğinin karşılığı vermeli, meyve suyu fabrikalarının alım politikasında düzenlemeye gitmeliyiz” dedi.

“Suma fabrikasındaki yöntem uygulanmalı”

2000’li yıllarda Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde Tarım Bakanlığı’na ait bir suma fabrikasının yer aldığını anımsatan Yılmaz, “O dönemlerde yoğun şekilde üzüm yetiştiren çiftçimiz, fabrikayla birlikte ciddi kazanç sağladı. Üretici üzümü satamasa dahi suma fabrikası iyi bir alternatif oluşturdu. Fabrika yönetimi ziraat odalarıyla iletişim kurarak 1 ton üzümün üretim maliyetini öğreniyor, bu rakamın üzerine çifti karını koyarak taban alım fiyatını belirliyordu. Aynı yöntemle üreticinin mağduriyeti giderilmeli” diye konuştu.

“Ürünlerimiz kooperatif marketlerde satılsın”

Tarım Kredi Kooperatif Marketlerinde patates, soğan, kavun ve karpuz dışındaki ürünlerin satılmadığını aktaran Yılmaz, konuyla ilgili görüşülen yetkilinin, ‘Şeftali, erik ve kiraz gibi ürünler geçmiş yıllarda zarar ettirdi’ şeklinde bir açıklama yaptığını dile getirerek, “Ürünlerimizin çiftçinin anayasal dayanağı olan ve yine çiftçinin sermayesiyle kurulan kooperatiflerde satılmasını istiyoruz” ifadesini kullandı.

“İhracatçıya verilen destekler üreticinin hakkıdır”

Başkan Yılmaz, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider’in tarım ürünlerinin ithalatına yönelik eleştirilere verdiği ‘Dışarıda daha ucuzsa ne yapacağız?’ yanıtına da tepki gösterdi. Gıdanın stratejik bir konu olduğunun altını çizerek, tarımsal üretimin her şeyin önünde tutulması gerektiğini vurgulayan Musa Yılmaz, şunları kaydetti: “Yabancı ülkelerin daha ucuza üretim yaptığı bir ortamda çiftçiye destek verilmeli, maliyetler makul seviyelere çekilmeli. Dünyada sistem böyledir ve bu haklı bir taleptir. İhracatçıya yıllardır ton başına verilen destekler üreticinin hakkıdır. 12 ay yorulmadan çalışmalarına rağmen emeklerinin karşılığını alamayan hatta seneyi borçlu kapatan çitçilerimize sahip çıkılmalı.”

“Öncelikle iç piyasadaki sorunları çözmeliyiz”

İşlenmeyen tarım arazilerinin kiraya verilmesini kapsayan düzenlemeye değinen Yılmaz, “Üretimden yana sorunumuz yok. Problem, mevcut arazilerde yetiştirilen ürünleri değerlendirememekten kaynaklanıyor. Ürünü ekonomiye kazandırıp tarımdaki varlığımızı sürdüremiyoruz. Bu anlamda kiralanacak arazilere ihtiyacımız yok. Öncelikle iç piyasadaki sorunları çözmeliyiz” şeklinde konuştu.

 

Şehirler