Türkiye’nin küresel pazarlardaki süper meyvesi ‘Nar’ olmalı

Türkiye nar üreticilerinin sorunları Şanlıurfa’da düzenlenen üretici buluşmasında masaya yatırıldı. Buluşmada Türkiye’nin net ihracatçı olduğu nar ürünlerindeki dış ticaret istatistiklerinin sürdürülebilir gelişimi için süper meyve olarak nara yönelik yeni bir küresel strateji geliştirmesi gerektiği vurgulandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Türkiye’nin küresel pazarlardaki süper meyvesi ‘Nar’ olmalı

MEHMET NABİ BATUK / ŞANLIURFA

Raz Gıda ve Tarım / Konfurut GAP ile Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi işbirliğinde düzenlenen Nar Üretici Buluşması Şanlıurfa’da gerçekleştirdi. Nar üreticilerinin sorun ve taleplerinin masaya yatırıldığı buluşmada Döhler Genel Müdürü Can Aydemir ve Raz Gıda ve Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Ali Agan küresel piyasalar, yatırımları ve sürdürdükleri Ar-Ge çalışmaları ile ilgili bilgilendirme yaparken; Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde görevli öğretim üyeleri de ihtisas alanlarda sunumlar gerçekleştirdi. Buluşmada ayrıca zararlılar ve hastalıklarla mücadele, küresel iklim değişikliğinin nar üretimine etkisi, meyve ürünleri endüstrisi ve çiftçilere yönelik yeni destek konuları ele alındı. Buluşmada dünya nar üretiminde 3’üncü sırada yer alan Türkiye’nin üretim hacmini sürdürülebilir olarak artırabilmesi için küresel piyasalardaki süper meyvesinin nar olması çağrısı yapılırken; nar üreticilerine yönelik yeni destek ve teşvik mekanizmalarının oluşturulması gerektiği vurgulandı. Besleyici yönü ve sağlığa karşı faydaları nedeniyle nara olan küresel talebin daha da yükseleceği vurgulanırken özellikle nardan yapılan türev ürünlerle ilgili çalışmalara da hız verilmesi gerektiği belirtildi. 

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, Nar üretiminin 5 bin yıldır bölgede yapıldığını ifade etti. Dünya genelindeki 500’ü aşkın nar çeşidinden 50’sinin kültüre alındığını ifade eden Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, “Dünya nar üretiminin yüzde 75’ini tek başına Hindistan, İran, Türkiye, Çin ve Amerika tek başına gerçekleştiriyor. İnsan sağlığına yönelik çok yönlü faydaları nedeniyle nar küresel piyasalarda stratejik ürün olarak kabul ediliyor. Nar tuzlu topraklarda rahatlıkla yetiştirilebildiği için Güney Doğu’da yüksek bir üretim potansiyeli barındırıyor. Ancak bu potansiyeli başarabilmek için iyi tarım ve organik tarım tekniklerini yaygınlaştırmamız lazım. Çiftçilerimizin yaptığı yanlış gübre ve zirai ilaç uygulamaları toprağımızı kirlettiği gibi zararlı ve hastalık popülasyonunu daha da genişletiyor. Yaptığımız bir akademik çalışmada üreticilerimizin yüzde 75’inin teknik desteği bayilerden aldığını tespit ettik. Gübre ve ilaç bayileri maalesef çiftçiyi düşünmüyorlar. Onların büyük bir bölümü çiftçiye daha çok ilaç ve gübre satabilmek adına aşırı kimyasal kullanımını özendirerek tarım kaynaklarımızı geri dönülemez bir sürece doğru sürüklüyor. Daha fazla geç olmadan çiftçilerimizi kar hırsıyla çalışan bayilerin etkisinden kurtarmalıyız. Fakültemizde 8 bölümde 75 akademisyenimiz var. Teknik desteği çiftçileri yanıltan bayilerden değil fakültemizdeki bilim insanlarından ve İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden alınması gerekiyor. Bu nedenle ürün bazlı üretici buluşmaları yaygınlaştıracak girişimlerimizi sürdüreceğiz” dedi.

Agan: Şanlıurfa’dan Kanada’ya ve Hong Kong’a kadar nar gönderiyoruz

Raz Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Ali Agan ise aileden nar üreticisi olduklarını söyleyerek konuşmasına başladı. Bir dönem sahip oldukları nar bahçelerini kesip daha katma değerli yatırımlara yönelme durumları varken önceki yıllarda verilen emek nedeniyle bahçelerini koruduklarını belirten Ali Agan, “Nar alanındaki kurumsallaşma yolculuğumuz bir depo yatırımı ile başladı. Kendi ektiğimiz narları nasıl satarız diye düşünürken bugün Şanlıurfa’dan Kanada’ya ve Hong Kong’a kadar dünyanın her noktasına uzanan bir nar ihracat hattı oluşturduk. Şanlıurfa’da doğup büyüyen ve mühendis olan gençlerle birlikte bu başarı hikayesini yazdık. Bundan dolayı gururluyuz. Başarı hikayemizi daha da büyütmek adına hem yatırımlarımız hem de Ar-Ge Projelerimiz devam ediyor. Nar’ın yenilen kısımları dışında kalan posalarını da katma değerli ürünlere çevirmek üzere Ar-Ge yapıyoruz. Nar üreticilerinin en önemli sorunu olan güneş yanığını çözebilmek adına 1 yıllık laboratuvar çalışmalarının sonucunda geliştirdiğimiz güneş iksirinin saha denemelerine başladık. Denemelerimizden olumlu sonuçlar alıyoruz” diye konuştu.

Bölgenin ilk meyve suyu fabrikası yatırımında sona gelindi

GAP bölgesinin tarım potansiyelinin etkin bir şekilde değerlendirilebilmesi için tarım endüstrisinin gelişimine ihtiyaç olduğunu söyleyen Ali Agan, önceki yıllarda küresel bir firmanın bölgedeki başarısız yatırım sürecinin diğer firmalara olumsuz örnek oluşturduğunu belitti. Bu alanda öncü olmak üzere 160 ülke ile çalışan Döhler Grubu ile işbirliğinde bölgeye bir meyve suyu fabrikası kazandırdıklarını aktaran Agan, şöyle devam etti: “Bölgemizi ve ülkemizi kalkındıracak bir vizyon yatırımı yapmaktan dolayı mutluyuz. Urfa’nın yüksek tarım potansiyelini ancak tarıma dayalı endüstrinin sağlayacağına inanıyoruz. Bunun için de iyi yatırım örneklerine ihtiyacımız var. Bu alanda 105 milyon TL’lik bir yatırım ile bölgemizin ilk meyve suyu tesisini en yakın zamanda faaliyete almayı hedefliyoruz.”

Şatıroğlu: Şanlıurfa, Antalya örneğiyle tarımda daha iyi noktaya gelir

Şanlıurfa Vali Yardımcısı Onur Şatıroğlu, Türkiye’nin bir tarım ülkesi olduğunu vurgulayarak, Şanlıurfa’nın da bu alanda ülkenin kalbi olduğunu söyledi. Bir önceki görev yerinin Antalya olduğunu dile getiren Onur Şatıroğlu, “Antalya’nın tarımsal toprak varlığı Şanlıurfa’nın 10’da 1’i oranı kadar var. Antalya’da doğru tarımsal eğitim ve sürdürülebilir örtü altı alan yatırımlarıyla yüksek katma değerli ürün üretimi süreciyle başarılı bir tarım hikayesi yazılıyor. Küçük tarım arazilerinden yüksek verimli ürünler yetiştiriliyor ve yetiştirilen bu ürünler sanayi marifetiyle daha yüksek katma değerli hale getiriliyor. Şanlıurfa’nın bu alanda tarımsal sanayi altyapısını geliştirerek aynı başarıyı sağlayacağına inanıyoruz. Sanayiye uygun tarımsal üretim ve doğru sanayi yatırımlarıyla Şanlıurfa’nın önü bu alanda açıktır” diye konuştu.

Gülpınar: Urfa’da nara dayalı yeni sanayi yatırımları yeşermesini bekliyoruz

Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar ise çiftçileri desteklemek üzere yasaların verdiği tüm imkanları değerlendirdiklerini ifade ederek, şöyle konuştu: “Bölge tarımımızın ve gıda sanayimizin gelişimini sağlayacak her adım ülkemizin gelişimine önemli bir katkı sağlayacak. Bizi bu noktada heyecanlandıran en önemli gelişmelerden birisi de artık tarım endüstrine dayalı tesis yatırımlarının bölgemizde yeşermesidir. Bu noktada bölgemizin ilk meyve suyu fabrikası çok önemli bir yer tutuyor. Üretim fazlası narlarımız artık bu tesiste çok farklı türev ürünlere dönüştürülerek dünyanın her yerine gönderilecek. Bu nedenle bölge insanımızın bu yatırımların içerisinde yer alması nedeniyle büyük mutluluk duyuyoruz. Hemşerilerimizin yaktığı bu yatırım ateşine önümüzdeki süreçte farklı firmaların da katkı sağlamasını bekliyoruz. Bunun için hem çiftçimizin hem de sanayi yatırımcılarımızın yanında durmaya devam edeceğiz.”

İnce: Nar üretiminde Türkiye akademik merkez konumunda

Açılış konuşmalarının ardından Yeni Çiftçi Platformu Kurucu Başkanı ve Konfrut AG Yönetim Kurulu Üyesi Emrah İnce’nin Moderatörlüğünü üstlendiği panele geçildi. Nar plantasyonda Türkiye’nin dünyanın sayılı ülkelerinden biri olduğunu vurgulayan Emrah İnce, “Türkiye nar üretiminin merkezinde yer alıyor. Hem bu alanda özel akademik çalışmalar yürütülüyor hem de sanayi tarafından ciddi gelişmeler var” dedi.

Aydemir: Türkiye’nin küresel piyasalardaki süper meyvesi nar olmalı

Panelin ilk konuşmacısı olan Döhler Genel Müdür Can Aydemir, yürüttükleri yatırımlar, sözleşmeli üretim ve Ar-Ge projelerini anlattı. Nar’ın hem taze meyve sektöründe hem de meyve suyu sektöründe özel bir öneminin olduğunu belirten Can Aydemir, “Türkiye’de yıllık olarak 20 milyon ton meyve üretiliyor. Bu oran içerisindeki 2 milyon ton meyve, meyve suyu tesislerinde işleniyor. Bu üretim ile yaklaşık 12 milyar TL’lik bir ticaret zinciri işliyor. 2 milyon ton işlenen meyvenin yaklaşık 500 bin tonunu Döhler olarak tek başımıza Türkiye’deki 5 fabrikamızda işleyerek dünyanın 4 bir tarafına ihraç ediyoruz. Küresel meyve piyasaların nar Türkiye’nin süper meyvesi olabilecek bir potansiyel taşıyor. Nar, yüksek lif, besleyici antioksiden değerleriyle öne çıkıyor. Nar sadece lezzeti için değil aynı zamanda insanları koruyan özellikleri ile de öne çıkıyor. Nar’da en büyük üretici değiliz ancak net ihracatçı bir ülkeyiz. Nar üretiminde Türkiye artan plantasyonu ile 3’üncü sıraya yükseldi. Nar tanesi’nin yanı sıra ekşisi, sosu, soğuk sıkım suyu ve konsantresiyle birlikte daha büyük bir ticari zincir oluşturabiliriz. Bu nedenle narı süper meyve olarak görüp sahiplenmemiz lazım. Nar üretimine ve sanayisine yönelik yeni destek mekanizmaları inşa edilmeli” diye konuştu.

Prof. Dr. Vardın: Narın endüstriyel alandaki gelişimi sürecek

Harran Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Vardın ise Tarihte Nar ve Sağlık Üzerindeki Faydaları’ konulu sunumunda şunları söyledi: “Nar sağlık açısından birçok önemli bileşeni bünyesinde barındırıyor. Özellikle fitokimyasallar açısından zengin bir yapısı var. Narın yetiştiği coğrafyaya göre çok farklı bileşenleri de bünyesinde barındırıyor. Narda özel şekerler mevcut. Çekirdeğinde özel son derece yararlı yağ asitlerini barındırıyor. Ancak meyveyi özel yapan en önemli özelliği anti-kanserojen bileşenleridir. Bu fonksiyonelliği veren içindeki flavonoidler, polifenoller, ellajitaninler gibi fenolik maddelerdir. Bu alanda Mezopotamya narın anavatanı konumunda yer alıyor. Bu meyvenin tüm parçaları gıda, kozmetik, medikal gibi alanlarda kullanılıyor.  O nedenle nar hem anatomik hem ticari hem de endüstriyel alanda her geçen gün önemini artırmaya devam edecek. Toplumlarımızın geleceği ve sağlığı için nar üretiminin artırılması ve daha da geliştirilmesi gerekiyor.”

Aksoy: Nar, küresel iklim değişikliği nedeniyle Doğu Anadolu’nun ürün desenine girecek

Şanlıurfa Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Aksoy ise kentteki nar üretiminden bilgiler paylaşarak yürüttükleri çalışmalardan bahsetti. Aksoy, şöyle devam etti: “Amacımız tarımsal üretimi sürdürülebilir, verimli ve kaliteli hale getirmek. Bu hedefle GAP bölgesine 22 adet baraj planlandı. 18 barajın yapımı tamamlandı 2 barajımızın tamamlanma oranı yüzde 70’e ulaştı. 2 barajımızın inşası da yüzde 40 seviyesindedir. Bu barajların tamamı bittiğinde 9 ilimizi cazibeli şekilde sulayabilecek bir altyapı oluşturacağız. Şanlıurfa’da yaklaşık 1 milyon hektar alanın sulama programını bitirmek üzereyiz. Kentimizde 1300 dekardan fazla nar üretim alanımız var. Nar üretiminde Şanlıurfa 8’inci il konumunda yer alıyor. Kentimizin yıllık nar rekoltesi ise 10 bin tona yetişti. Üretim miktarında da 12’inci il konumundayız.  Sahip olduğumuz nar bahçeleri modern tarıma uygun olarak kurulan bahçeler olarak öne çıkıyor. Nar suyu ve türev ürünlerin üretimini yapacak fabrikamız faaliyete geçtiğinde kentimizdeki nar yetiştiriciliğinin de hızlı bir artış ivmesi yakalamasını öngörüyoruz. Küresel iklim değişikliğinin etkisiyle birlikte nar üretimi Malatya ve Erzurum gibi Doğu Anadolu bölgesine de yayılacağını tahmin ediyoruz. Her 1 derecelik artış ile Doğu Anadolu’nun ürün desenine narı da ekletecek. Aynı zamanda narla ilgili akademik çalışmaları sahaya indirgeyecek yeni çalışmalara ihtiyacımız var. Bu alanda Harran Üniversitesi ile daha kapsamlı çalışmalar yapmamız gerekiyor. Bu alanda özel sektör, üniversite, kamu ve çiftçilerin birbirine entegre olacak bir sistemi inşa etmeliyiz.”   

Prof. Dr. Binici: Adıyaman, yeni ağaç sayısındaki artış ile üst sıralara ilerleyecek

‘Türkiye’nin Nar İhracatındaki Yeri ve Önemi’ konulu sunumunda Türkiye nar üretiminin yüzde 60’ının Akdeniz bölgesinde yetiştiğine dikkat çeken Harran Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Turan Binici “Ege Bölgesi yüzde 27.4 payı ile ikinci, Güneydoğu Anadolu bölgesi ise yüzde 14 payı ile üçüncü sırada yer alıyor. 2018 ile 2022 yılı arasındaki verilere göre ülkemiz nar üretimi yüzde 24’lük artış sağladı. Antalya, Mersin, Adana ve Muğla nar üretiminin büyük bir kısmını karşılıyor. Aynı dönemde Antalya üretim kapasitesini yüzde 25 artırırken, Mersin ve Adana üretim kapasitesini koruyor. Muğla’da da ciddi bir üretim düşüşü söz konusu oluyor. Ancak Şanlıurfa ve Adıyaman’ın devreye girmesiyle birlikte ülke geneli üretiminde gerileme yaşamıyoruz. Son süreçte ürünün para etmemesi nedeniyle Şanlıurfa’daki bahçelerde söküm artınca kentin genel üretimdeki payı 4’e geriliyor. Ancak Adıyaman’daki yeni bahçelerin devreye girmesiyle birlikte Güneydoğu’nun üretim kapasitesi toparlanma eğilimini sürdürüyor. 2021 yılında Adıyaman’da yeni ağaç dikimi alanında altın çağ yaşanıyor. Önümüzdeki süreçte Adıyaman’ın Türkiye nar üretimindeki payını artırmasını öngörüyoruz. Ülkemizin 2022 yılında ihracata giden 178.861 ton nardan 116.9 milyon dolar gelir elde ediyor. Nar ülkemizde en fazla ihracatı yapılan meyve sıralamasında 5’inci sırada yer alıyor. Toplam yaş meyve sebze ihracatındaki payı ise miktar ve değer olarak 3’üncü sıradadır. Türkiye’nin tamamen yerli imkanlarla ihracatını yaptığı nar üretiminin geliştirilmesi için üretim planlamasında mutlaka özel bir yere konumlandırılması gerekiyor. Nar üreticilerinin hem teknik hem de finansal açıdan daha çok desteklenmesi lazım. Özellikle pamuk, mısır ve buğday yerine nar üretimini teşvik edecek mekanizmalar kurulmalı” şeklinde konuştu.

Doç. Dr. Mamay: Harnup güvesi, Güneydoğu’da bahçe söktürüyor

Nar ağaçlarını etkileyen hastalık ve zararlılarla mücadele alanında bilgilendirme yapan Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Mamay ise özellikle harnup güvesi zararlısının Güneydoğu’daki nar üretimine ciddi verim kaybı yaşattığını söyledi. Bu zararlının yanı sıra nar yaprak biti, turunçgil unlu bitinin de nar bahçelerine zarar verdiğini dile getiren Doç. Dr. Mamay, “Son yıllarda bazı bahçelerde Akdeniz meyve sineği zararlısına da rastlamaya başladık. Bu şuanda ekonomik açıdan bir sorun teşkil etmese de bu zararlıya karşı dikkatli olmamız gerekiyor. Kök ve kök boğazı çürüklüğü, kahverengi leke, coniella meyve çürüklüğü ile meyve iç çürüklüğü hastalığı da verim kaybı yaratan etmenlerin başında yer alıyor. Ancak bitki korumada en önemli konumuz harnup güvesidir. Çiftçilerimizin yanlış mücadele uygulamaları nedeniyle bu zararlının popülasyonu meyve bahçelerini sökecek seviyeye kadar geldi. Maalesef kimyasal mücadelede zamanı doğru hesaplayamıyor. Bu alanda en önemli konu bu zararlının yumurtlama döneminde tespit edilmesi. Çünkü bir larvadan en az 100 yetişkin güve çıkıyor. Bu da 100 adet narın çöpe gitmesi demek. Bu zararlı yumurtalarını genellikle narın taç kısmına bırakır. Yıldız kısmında yumurta görülmesi durumunda ilgili ilaçların en az 3 gün içinde bahçeye uygulanması gerekiyor. Zamanlama doğru olursa bahçelerimizi daha iyi bir şekilde koruyabiliriz. Kimyasal mücadelenin yanında dalda ve yerde olan çürük meyvelerin 2 haftaya bir olacak şekilde toplanarak imha edilmesi gerekiyor. Bu yöntem ile zararlıların kış aylarında konaklayabileceği alanları yok ederek popülasyonlarının azalmasını sağlayabiliriz” dedi.

Prof. Dr. Akıncı: Güneydoğu’da ağaç budama aralık başından başlayabilir

Nar bahçelerinin kurulması için ışıklanma oranı yüksek alanların tercih edilmesi gerektiğini belirten Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Akıncı, “Bahçe kurulacak araziye dekara 3 ile 5 ton arası miktarda öncelikle yanmış hayvan gübresi atılmalı. Ekim planı olarak 3 metreden 5 metreye kadar aralıkları öneriyoruz. Çiçeklenme döneminde arılar kullanarak verim daha da artırılabilir. Ancak sahadaki en önemli problemlerden birisi budamadır. Ağaçlarımızı genç tutmak, verimlerini artırmak için yılda en az 2 kez budama yapmalı ve düzenli olarak dip sürgünlerini temizlemeliyiz. Bölgemizde yeteri kadar budamacı olmadığı için tüm alanları doğru zamanda budayabilmek açısında yaprağını yüzde 60 oranında döken ağaçları budayabiliriz. Bu da aralık ayının başından itibaren geçerli olabilir. Budamada ağacın üst kısmından bir yarım ay çizerek ilerlemeliyiz. Ayrıca meyvelenme döneminde daha güçlü meyveler elde edebilmemiz için aynı bölgede tutan meyveleri teke düşürmeliyiz” diye konuştu.       

Prof. Dr. Çullu: Nar ağacının yaşına göre gübre miktarları ayarlanmalı

Tarımda dijital teknolojilerin kullanımı ve verimi artırma yöntemleri alanında sunum yapan Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu, şöyle konuştu: “Bitkileri bildiğimiz kadar havayı ve toprağı da bilmemiz lazım. Ağaçlarımız üretim sürecinde belirli oranlarda bir miktar suya ihtiyaç duyarlar. Doğru bir sulama programı uygulayabilmemiz için toprak nem sensörleri çok önemli bir misyon üstleniyor. Aynı zamanda toprak sıcaklık ölçüm cihazları da don olayları ile mücadelede hayati bir fonksiyon sağlıyor. Bitki beslemesinde stratejik bir nokta olan azot değerleri ise mobil analiz cihazları sayesinde anlık olarak ölçülebiliyor. Tüm bu teknolojileri ile birlikte gübreleme konusundaki hataların da düzeltilmesi lazım. Toprağın özelliklerinin yanı sıra ağacın yaşına göre gübreleme yapmalıyız. Ağaçta yaprak yokken gübre vermenin bir anlamı yok. Taban gübresi mart ve nisan aylarında verilmeli. İlk etapta ağaç başı 1 kilogram olacak şekilde yapraklanma, çiçeklenme ve meyve aşamalarında birer kez gübreleme yapmalıyız.”

Dr. Ünsal: Nara özel geliştirilen güneş koruma ürününü sahaya indi

Nar yetiştiriciliğinde ciddi verim kaybına sebep olan güneş yanığı sorununa ilişkin geliştirdikleri yeni bitki koruma ürününden bahseden Entekno Genel Müdürü Dr. Oktay Ünsal ise şöyle devam etti: “2 yıl boyunca sürdürdüğümüz Ar-Ge çalışmaları ile narlar üzerinde güneş ışınlarına karşı koruma sağlayan bir koruyucu geliştirdik. Ürünümüz bir insanı güneşe karşı koruyan krem misyonuyla çalışıyor. İlk saha denemelerimizi Şanlıurfa’daki nar bahçelerinde gerçekleştirdik. Birkaç hafa sonra saha sonuçlarını almış olacağız. Şuana kadar olumsuz bir durum ile karşılaşmadık. Ürünümüzde yeni nesil ZnO parçacık teknolojisini geliştirdik. Bu teknolojide atomlar askerler gibi bir bütün halinde diziliyor. Bu sayede koruyucu malzemenin bitkiye ve köklerine geçmesini engelleyerek sağlıklı gelişim sürecinin devamlılığını sağladık. Ayrıca yeni teknolojimiz sayesinde kullanılan ürün miktarının da en minimal düzeye indirgedik. Sonuç olarak bitki sağlığını bozmadan, düşük kulanım oranıyla narı güneşe karşı daha koruyucu hale getiren bir teknolojiyi piyasaya hazırladık.” 

Rakamlarla nar üretimi:

Türkiye Nar Üretim Alanı: 29.351 hektar alan   

Türkiye’nin Yıllık Nar Üretim Miktarı: 638.821 ton

Nar üretiminde öncü şehirler: Antalya, Mersin, Adana ve Muğla

Türkiye nar ihracatında öne çıkan 5 ülke: Irak, Rusya, Almanya, Ukrayna, Belarus

 

Şehirler