'Türkiye, 100 birimlik ihracat için 70 birim ithalat yapıyor'
Türkiye’nin ihracatta düşük teknolojili ürünlerde rekabetçi olduğunu söyleyen Uluslararası Ticaret Uzmanı ve Akademisyen Dr. Mutlu Yılmaz, bu alanda süreç yenilikçiliği ve markalaşma ile ihracat fiyatlarının yükseltilip, katma değerin artırılabileceğini anlattı.
NURETTİN BAKİ / İZMİR
Uluslararası Ticaret Uzmanı ve Akademisyen Dr. Mutlu Yılmaz, Türkiye ihracatını ve 2023 yılının 10 aylık ihracat performansını değerlendirdi. Yılmaz, Türkiye’nin 100 birimlik ihracat için 70 birim ithalat yaptığını vurguladı.
Ülkenin 10 aylık dış ticaret performansına bakıldığında geçen yıllardaki büyük ihracat artışlarının yaşanmadığını ifade eden Yılmaz, “2023 yılının ilk 10 ayında 2022 yılının aynı dönemine göre ihracatımız 0,3 oranında arttı. Ülkemiz 2022 yılında 209,4 milyar dolar ihracat yaparken, 2023 yılında ihracatımız 210 milyar dolara geldi. Bu işin bir de ithalat kısmı var. İthalatta artış devam ediyor ama ihracat azaldığı için ithalatın artış oranı da oldukça azaldı” dedi.
Türkiye’nin ihracatının büyük bir kısmının ithalata dayalı olduğunu belirten Yılmaz, “Türkiye’nin ortalama 100 birimlik ihracat yapmak için dönemsel olarak değişebilir ama 70 veya 80 birimlik ithalat yapması gerekiyor. Ayrıca ülkemizde ihracata bakış açımızda genel olarak bir eksiklik var. Tüm dış ticaret sürecini nicelik yani sayısal olarak değerlendirmeye çalışıyoruz. ‘İhracatımız şu kadar rekor kırdı’ mantığı ile gitmemiz gibi. Dolayısıyla nitelik kısmını kaçırıyoruz. İhracatın niteliğini ölçeceğimiz birçok faktör var elbette ki ama en önemlisi fiyat diyebiliriz. Yani ihracatımızla beraber ihracat fiyatlarımızı artıracağız ki, ihracatın kalitesi kavramından bahsedebilelim” diye konuştu.
“Türkiye’nin ihracatı ithalatına göre ucuz”
İhracattaki fiyat kalitesinin ise mukayeseli olarak analiz edilen dış ticaret hadlerinden anlaşılabileceğini dile getiren Yılmaz, “2023 yılı Ocak-Eylül aylarının dış ticaret haddi 86,3. Eğer ki dış ticaret haddi 100 değerinin üzerinde ise ihracatımızın fiyatları ithalat fiyatlarının üzerinde, 100 değerinin altında ise o zaman da ihracat fiyatlarımız ithalat fiyatlarının altında demektir. Şimdi yüzde 86,3’e tekrar bakarsak, görece olarak ihracatımızın, ithalatımıza göre oldukça ucuz veya ithalatımızın, ihracata göre daha pahalı olduğunu anlarız” değerlendirmesinde bulundu.
“Teknolojik ürünler tek başına yeterli değil”
İhracat fiyatını artıran tek unsurun teknolojik ürün olmadığını da sözlerine ekleyen Yılmaz, “Teknolojik ürün ihracatı dış ticaret haddini artırır ama hem gerçekçi olmak hem de sadece teknolojik ürün deyip de diğer ürünleri hor görmemek lazım. Örneğin 2023 yılı Ocak -Eylül yüksek teknolojili ürün ihracatının toplam ihracat içerisindeki payı yüzde 3,6. Dolayısıyla gerçekçi olmak lazım. Kısa ve orta vade içerisinde bu oran yüksek bir seviyeye getirmek imkânsız. Unutmayalım ki fiyatı artıran tek unsur teknoloji değildir. Marka, yenilikçilik (inovasyon), tasarım gibi birçok unsur ihracat fiyatımızı artırır. Maalesef hem akademi dünyası hem de siyaset, düşük teknoloji ürün ihracatının kötü gösteriyorlar. Ama biz özellikle düşük teknolojide rekabetçiyiz. Bu alanlarda süreç yenilikçiliği ve markalaşma ile ihracat fiyatlarını yükseltip katma değeri artırabiliriz” ifadelerine yer verdi.
Yılmaz, düşük teknolojik ürünlerde hangi sektörlerin rekabetçi olduğunu ise şu şekilde sıraladı: “Tekstil konfeksiyon, giyim eşyası, mobilya. Bu sektörler, düşük teknolojik ürün sınıflandırmasında yer alıyor ve biz bunları maalesef görmezden geliyoruz. Markalaşmanın belki de en önemli olacağı sektörler bu sektörler.”