Tekstildeki iş kayıpları endişelendiriyor
Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD) Yüksek Danışma Kurulu Başkanı Ergun Hadi Türkay, “Son aylarda, tekstil ve hazır giyimde yaşanan iş kayıpları bizleri endişelendirmektedir. Yeni yılla birlikte, bu alanda maliyetler katlanarak artacaktır. Bu konuda özel tedbirler alınması, başta istihdam olmak üzere, kentimiz ve ülkemiz sanayi birikimlerinin heba olmaması açısından önemlidir” dedi.
Esra Özarfat
BURSA - BUSİAD Yüksek Danışma Kurulu Başkanı Ergun Hadi Türkay, dünya ekonomisinin pandemi süreciyle birlikte ekonomik bir tsunami etkisine girdiğini belirterek, yürütülen enflasyonu dizginlenme çalışmalarının bir durgunluk yaratmak üzere olduğunu söyledi. Pandemi öncesi enflasyon rakamlarına uzun yıllar dönülemeyeceğini ifade eden Türkay, “Enflasyon, ülkemizde yüzde 85’ler zirvesinden, yıl içerisinde yüzde 45’lere düşecek gibi görünmektedir. Ancak buna yakın rakamlar, hayatımızda uzun bir süre yer alacaktır. Bu sorun, dünyanın da sorunu olarak karşımızda durmaktadır. Son aylarda, tekstil ve hazır giyimde yaşanan iş kayıpları da bizleri endişelendirmektedir. Yeni yılla birlikte, bu alanda maliyetler katlanarak artacaktır. Bu konuda özel tedbirler alınması, başta istihdam olmak üzere, kentimiz ve ülkemiz sanayi birikimlerinin heba olmaması açısından önemlidir. Üretimde insan faktörü çok önemlidir. Türkiye, yetişmiş insan gücünü, bir süredir batıya kaptırmaktadır. Bunu ortadan kaldıracak, özgürlük, yaratıcılık ve ekonomik tatmin unsurları acilen tesis edilmelidir. Aksi halde geleceğimizi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Ayrıca giderek zorlaşan finansa ulaşımın, bir an önce kolaylaştırılması da gereklidir” dedi.
“Yatırımcıya güven ortamı tesis edilmeli”
Seçim sürecinin öngörü yapmayı zorlaştırdığı bir yıla girildiğini kaydeden Ergun Hadi Türkay, yüksek asgari ücret ile EYT’nin getireceği deneyimli çalışanı kaybetme riskinin de iş dünyasını olumsuz etkileyeceğini ifade etti. Türkay, “İş insanı, sisli denizde buzdağına çarpmamak için gemisinin dümenindeki kaptan durumuna düşmüştür ve işi çok zordur. Türkiye’nin, seçim atmosferini çok da uzun bir sürece yaymadan hızla sonuçlandırması ve dünya ile uyumlu, kurumların, kendi alanlarına yönelik temel işlevlerini yerine getirebildiği, bilimsel birikimleri ve tarihsel deneyimleri dikkate alan, tutarlı ekonomi politikaları çerçevesinde, istikrarlı, öngörülebilir ve güven vaat eden bir ülke olarak, hak ettiği yeri almasını temenni ediyoruz. Seçimin ardından kazanana bakılmaksızın, yabancı ve yerli yatırımcıya güven ortamı tesis edilmelidir. Bunun da, hem ülkeye milyarlarca dolar girişine, hem de rekabet gücüne olumlu etkisi olacaktır” diye konuştu.
