Tarsus’ta 6 ayda 4 bin dekarlık arazi organik üretime kazandırıldı

Tarsus EKODER, kurulduğu mart ayından bu yana geçen altı aylık sürede üretici sayısını 80’e çıkardı. Bu sürede yaklaşık 4 bin dekar arazide organik üretim başladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Tarsus’ta 6 ayda 4 bin dekarlık arazi organik üretime kazandırıldı

Mehmet Nabi BATUK

MERSİN - Tarsus Ekolojik Üretim ve Yaşam Derneği (Tarsus EKODER), kurulduğu mart ayından bu yana geçen altı aylık sürede üretici sayısını 80’e çıkardı. Bu sürede yaklaşık 4 bin dekar arazide organik üretim başladı. Tarsus EKODER Başkanı ve Ziraat Mühendisi Yağmur Arslan, yaklaşık 5 yıl içinde organik tarım üretim alanlarını 10 bin dekara çıkartmayı hedeflediklerini belirtti. Bölgede ağırlıklı olarak nohut, lavanta, sarımsak, keçiboynuzu ve Sarıulak zeytinini organik ürettiklerini ifade eden Arslan, ürün sayısını da artırmayı amaçladıklarını kaydetti.

Organik tarımın çok maliyetli ve sabır gerektiren bir süreci kapsadığını belirten Yağmur Arslan, üyelerinin yüzde 85’inin küçük aile işletmeleri olduğunu söyledi. Arslan, “Üreticilerimizi sadece organik tarıma yönlendirmekle kalmıyoruz ayrıca topraklarımızın korunması, sağlıklı gıda arzı konularında bilgilendiriyor ve sürdürülebilir üretim için farkındalık oluşturuyoruz” dedi.

Üyelerinin en büyük girdi kalemlerinin belge ve laboratuvar maliyetleri olduğunu aktaran Arslan, organik üretim sertifikasının yaklaşık bin Euro’ya mal olduğunu ifade etti. Ürün analiz işlemlerinin de hesaba katıldığında girdi maliyetlerini yükseldiğini söyleyen Arslan, “Organik üretimin artırılması için belge ve analiz ücretlerinin düşürülmesi gerekiyor. Bunun için de merkezi ve yerel kuruluşların desteğine ihtiyacımız var. Devletimiz dekar başına bir miktar organik üreticileri destekliyor. Ancak yüksek belge ve laboratuvar ücretleri üretimi olumsuz etkiliyor” diye konuştu.

“Organik pazarlar için belediyelerle görüşüyoruz”

Organik ürünlerin pazarlamasında sorun yaşadıklarını kaydeden Yağmur Arslan, şunları söyledi: “Pandemide e-satışa yönelim pazarlama sorununu çözmedi. Bunun için geleneksel pazarlamaya ihtiyacımız var. Semt pazarları bu alanda en önemli araçlardan biri. Mersin Büyükşehir Belediyesi, Tarsus Belediyesi ve Mersinden Koop ile birlikte bu alanda kentimizde belirli noktalara organik pazarların kurulması için proje hazırlıklarımız ve görüşmelerimiz devam ediyor.” Konvansiyonel üretim metotlarında kullanılan kimyasal zehir ve gübreler nedeniyle tarımsal arazilerimizin her geçen gün azaldığını kaydeden Yağmur Arslan, yoğun kimyasal kullanımının önüne geçilmediği takdirde tarımsal üretimde geri dönülmez facialarla karşı karşıya kalınacağını belirtti. Kimyasal erozyona uğramış bir arazinin yüksek maliyetle ortalama 3 yıl içinde rehabilite edilebildiğini ifade eden Arslan, “İhtiyacımız olan tek şey bütüncül organik üretime geçiş stratejisidir” dedi.