“Sürdürülebilirlik, Ar-Ge ve İnovasyonun temelinde olmalı”
“MMG EURITECH Avrasya Ar-Ge İnovasyon & Teknoloji Zirve ve Sergisi” Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayelerinde, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı destekleriyle ve Mimar ve Mühendisler Grubu’nun organizasyonu ile gerçekleşti.
Ceylan DEMİR
KOCAELİ - Mimar ve Mühendisler Grubu’nun bu yıl 5’incisini düzenlediği, çevre, sağlık, enerji, otomasyon, otonom araçlar, uzay teknolojisi ve tüm sektörlerde inovasyonu, teknolojiyi ve Ar-Ge’yi işin merkezine koyan tüm ilgilileri bir araya getiren, Avrasya’nın en kapsamlı etkinliği olan “MMG EURITECH Avrasya Ar-Ge İnovasyon & Teknoloji Zirve ve Sergisi”nde İnovasyon başlığı altında gerçekleşen oturumda, IQ Money Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para A.Ş. Yönetim kurulu üyesi ve NMS Consulting Mena ve Türkiye bölgesinden sorumlu Genel Müdür ve Yönetici Ortağı Dr. Ferkan Çelik, Kampotu İlaç Genel Müdürü Dr. Beril Koparal, Fenerbahçe Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ebru Güzel ve Cantürk Grup Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Serkan Cantürk, Sürdürülebilirlik ve Dijital Kalkınma konusunda bilgi birikimlerini ve deneyimlerini aktardı.
İnovasyon kültürel, teknolojik ve ekonomik süreçler bütünüdür
IQ Money Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para A.Ş. Kurucusu ve Yönetim Kurulu Üyesi ve NMS Consulting Mena ve Türkiye bölgesinden sorumlu Genel Müdür ve Yönetici Ortağı Dr. Ferkan Çelik yaptığı konuşmada, “Hızla değişen ve gelişen dünyada son yıllarda önemi giderek artan ve gerekliliği hemen herkes tarafından kabul edilen inovasyon kavramı, hemen her alanda karşımıza çıkmakta olup, günümüz dünyasındaki rekabet ortamında adeta bir zorunluluk hâline gelmektedir. İnovasyon kültürel, teknolojik ve ekonomik süreçler bütünüdür. Bilimsel ve diğer sistematik bilgilerin pratik alanlarda sistemli bir şekilde inovasyonlar uygulanmaktadır. Her teknolojik gelişme inovasyonla birlikte insan hayatını kolaylaştıran araç ve gereçler çıkarmaktadır. Teknolojik araştırmalar ve kuramsal açıklamalar ile uygulayıcılar tarafından karşılaşılan sorunlar arasında bir köprü kurar. İnsanlık için daha yenilikçi fikirlerin çıkmasına vesile olur. Bireyin yaratıcılık gücünün geliştirilmesiyle teknoloji ve inovasyon ilişkisinin geliştirilebilmesi mümkün olabilir. Yaratıcılığın gelişmesi dış uyarıcılara açık olmakla birlikte, istek, hayal gücü ve tepkilerin de bilince olmakla ilgilidir” dedi.
Tıp eğitimi metaverse ile farklılaşacak
Ar-Ge, inovasyon ve teknolojinin sağlık sektöründe çok fazla kullanıldığını aktaran Kampotu İlaç Genel Müdürü Dr. Beril Koparal, şu bilgileri verdi; “Sağlık denilince Ar-Ge ve inovasyonu ikiye ayırmamız gerekiyor. Birincisi profesyoneller için olanı; Hekim, sağlık çalışanlarına yönelik olarak onların teşhis, tedavi ya da hayata yön verdikleri noktalarda hayatlarını kolaylaştıracak inovasyonlar, Ar-Ge’ler. İkincisi ise, özellikle hedefinde iyi yaşam olan, sağlığını korumak isteyen, hayatı kolaylaştıran inovasyonlar. Bizim daha çok duyduklarımız ikinci taraf oluyor. Koruyucu sağlıktan, giyilebilir teknolojilere kadar ciddi gelişmeler var. Koruyucu sağlık hizmetleri içerisinde besin takviyeleri alanında Türkiye’de geniş çalışmalar ve büyük gelişmeler var. Sağlık profesyonelleri için teknoloji çok ilerliyor. Test sistemleri çok ciddi gelişiyor. Geçmiş yıllarda teknolojiye ulaşmak, bilgiye ulaşmakta çok zorluk çekerdik. Dijitalleşme ile birlikte her şey kolay. Metaverse’in sağlık teknolojileri üstündeki etkisini heyecanla bekliyorum. Tıp eğitimi metaverse ile birlikte farklılaşacak. Anatomi dersinin artık kadavrasız metaverse üzerinde gerçek bir kadavraymış gibi öğretilebileceğini düşünüyorum.”
Türkiye ilaç üretimi noktasında güçlü bir ülke fakat Türkiye’de inovatif çalışmalar yapamadık diyen Beril Koparal, “Ben tıbbi cihaz, besin takviyeleri ve dermokozmetik alanlarından çok ümitliyim. Türkiye’nin bu alanlarda Katma değer yaratılacağını ve dünyaya farklı ürünler ile açılacağını düşünüyorum. Bu alanlarda yürüttüğümüz çalışmalar var. Bir kadın girişimcimiz sığır tendonlarından özel bir kolajen elde etti. Sürdürülebilir bir proje. Sürdürülebilirlik Ar-Ge ve inovasyonun temelinde olmalı. Girişimcimizden bu örneği alarak ilk defa ticarileştirdik. Koruyucu sağlık alanında, bilgisayar karşısında uzun zaman geçiren gençlere özel bir ürün geliştirdik. Bu ürünün en önemli özelliği bilgisayar karşısında maruz kaldığınız mavi ışığa karşı gözlerinizi koruyor. Ayrıca uzun süre odaklanıyorsunuz, uzun süre odaklanmak beyin hücrelerini yorduğu için içinde yine beyin hücrelerinizi koruyan ve daha fazla odaklanmayı sağlayan maddeler var” diye konuştu.
“Dijital kalkınma tercihten çok zorunluluk haline geldi”
Dijital kalkınmanın öneminden bahseden Cantürk Grup Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Serkan Cantürk, “Dijital dönüşüme odaklı bir kalkınmadan bahsediyoruz. Dijitalleşme ve dijital teknolojiler, toprağının işlenmesi, hayvancılık, kentleşme, sanayileşme gibi insanlık tarihinden günümüze uzanan sayısız alanı kapsıyor. Bugün bizler tarım toplumundan sanayi toplumuna geçerken tarım toplumunu bırakmadık. Biz dijital toplumundan bahsederken tarımla birlikte dijital tarımdan bahsediyoruz. Dijital sanayiden bahsediyoruz. Dijital kalkınma bir tercih noktasından çok zorunluluk haline geldi. Dijitalleşme olgusu, 1990’lı yıllarda görülmeye başlandı. Dijital dönüşüm ülkenin var olması sürecinde kaçınılmazdır. Günümüzde en çok ticareti yapılan 10 ürün grubuna baktığımızda, bunların yarısı doğrudan dijital teknolojiler. Dijital kalkınmanın hem mevcut kalkınma süreçlerini zenginleştiren tamamlayıcı bir kalkınma hamlesi hem de insanlığın sınırlarını zorladığı bir dikey aşama olduğunu gördük” ifadesini kullandı.
“Sosyal kültürel olmayan hiçbir şey artık İnovatif değildir”
Fenerbahçe Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ebru Güzel ise, “İnovasyon denildiği zaman klasik inovasyondan çıkarak artık sosyal inovasyon üzerine eğilmemiz gerekiyor. İnsan odaklı olmak bence bir tehlike. Bütüncül yaklaşımı savunursak, insanı merkezden alıp kültürü, bütüncül olan her şeyi iletişimi, kurumları, yapıları merkeze koymamız gerekiyor. Dolayısıyla inovasyon ile birleştireceksek bunun disiplinler arası bir inovasyon olması gerekiyor. Bunu da sosyal inovasyon karşılıyor. Sosyal inovasyon her alana yayılıyor. Sosyal medya hayatımıza girdikçe ve pandemiyle birlikte daha fazla kullandıkça bizler yalnızlıklarımızı daha fazla derinden hissetmeye başladık. Daha sonra intihar bakanlıkları kurulmaya başladı. Bugün kendimize, sosyal medya ne kadar sosyal sorusunu soruyoruz, google melek mi şeytan mı kavramını tartışıyoruz. Bu tartışmalarla beraber bu ürünlerin gelişmesi ya da gelişen ürünlerin dönüşmesi, iyileşmesi gerekiyor” açıklamasını yaptı.