Private Label’da büyüme trendi alım gücü düştükçe hızlanıyor

Pandemide, tüketicinin alım gücünün düşmesinin özel markalı ürün satışlarını artırdığını söyleyen PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği Başkanı İmer Özer, Türkiye’de Private Label pazarının Avrupa’dan daha hızlı büyüdüğünü dile getirdi belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Private Label’da büyüme trendi alım gücü düştükçe hızlanıyor

Duygu GÖKSU

İZMİR - Son yıllarda marketlerde satılan 5 üründen biri, daha çok marketlerin kendi markalı ürünlerini ifade eden private label (özel markalı ürün) olarak karşımıza çıkıyor. Pandemi öncesindeki büyüme çizgisini pandemi döneminde de sürdüren sektör, 2019 yılını 60 milyar TL ciro ile kapatırken, 2020 yılında 75 milyar TL ciroya ulaştı. PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İmer Özer, Türkiye’deki ekonomik koşullar ve tüketicinin alım gücündeki düşüş nedeniyle özel markalı ürünlere olan talebin daha da artacağını kaydetti.

Pandemi döneminde, tüketicinin fiyat farkındalığının ve önceliklerinin artmasının özel markalı ürün satışlarında etkili olduğunu söyleyen Özer, “İnsanlar en yakınlarındaki markette satılan, uygun fiyatlı özel markalı ürünleri denedi, memnun kaldı ve almaya devam etti. İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullar da tüketiciyi hayat standartlarında değişiklik yapmadan ihtiyaçlarını daha ekonomik yollardan gidermeye itti. Bu da doğal olarak market alışverişlerinde özel markalı ürünlere talebi artırıyor. Tüketicinin alım gücündeki düşüş nedeniyle bu trendin önümüzdeki süreçte de devam etmesi öngörülüyor” diye konuştu.

İngiltere, İsviçre, İspanya, Almanya, Belçika ve Avusturya’nın private label ürünlerin kalesi konumunda yer aldığını belirten Özer, “Private label ürünler, pazardaki paylarını Avrupa’da da istikrarlı biçimde artırıyor. Avrupa’daki pazar payı yüzde 30’un üzerinde hatta yer yer yüzde 40’lar seviyesini aşıyor. Ülkemizde bu ürünlerin geçmişi Avrupa’ya kıyasla daha yeni olsa da Türkiye bu alanda Avrupa’dan daha hızlı büyüyor. Türkiye pazarının henüz doygunluk seviyesine ulaşmamış, daha dinamik, genç bir pazar olması bunda etkili” dedi.

Enflasyona fren olmaya devam edecek

Özel markalı ürünler olmasaydı, enflasyonun mevcut seviyelerin çok üzerinde olacağını kaydeden İmer Özer, şunları söyledi: “Enflasyonun çift haneli olduğu bir ortamda, tüketiciye aynı kaliteyi daha uygun fiyata sunan bu ürünler, market alışverişinde tüketicinin imdadına yetişiyor. Özel markalı ürünler, ülkemizin en büyük üreticileri tarafından üretiliyor. Bundan tüketici de ülke sanayi ve istihdamı da kazanıyor.”

Private label ürünlerdeki yüzde 21’lik ciro değişiminin, üreticilerin maliyet artışı kadar bile ürün fiyatlarını artırmadığını ya da satış miktarının adet veya tonaj bazında 2020’nin ilk çeyreği ile aynı seviyede kaldığını gösterdiğini vurgulayan Özer, “Her iki senaryoda da sektörümüz açısından ilk çeyrek gelişmelerinin beklentilerin altında gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Tüketicinin ilgisi ve güveni devam ettiği sürece özel markalı ürünlerin pazardaki payını artırmaya devam edeceğini ve büyüme çizgisini sürdüreceğini öngörüyoruz. Daha gidecek yolumuz var” ifadelerini kullandı.

“Üretici, maliyetini tüketiciye yansıtamıyor”

Pandemi döneminde plastik hammadde fiyatlarındaki artışın ürün ambalaj fiyatlarına yansıdığını söyleyen İmer Özer, “Kurlardaki yükselişin üretim maliyetlerini artırması sanayicilerimizi zorluyor. Üretim maliyetlerindeki artışa rağmen, üreticinin maliyetlerindeki bu artışı ürün fiyatlarına yansıtamaması şu an en büyük sorunlardan biri. ÜFE ve TÜFE arasındaki makas neredeyse iki katıyken aradaki farkın üreticinin üzerinde kalması, sanayicilerin kârlılıklarını, sermaye ve yeni yatırım yapabilme güçlerini aşağıya çekiyor. Tüketici enflasyonunun arttığı bir ortamda, insanların pandemi sebebiyle daha da ağırlaşan bir ekonomik yapıda satın alma güçlerinin düşmesi bu farkın tüketici fiyatlarına yansıtılmasını zorlaştırıyor” değerlendirmesini yaptı

Tüketiciye yüzde 50 fiyat avantajı sağlıyor

Bilinen bir markanın ürününe kıyasla benzer kalitede olduğu halde private label ürünlerin yüzde 50’ye yakın fiyat avantajı sağladığına dikkat çeken İmer Özer, “Markete göre değişiklik göstermekle birlikte, raflarda yüzde 75 ile yüzde 15 arasında kendilerine yer buluyor. Private label ürünler indirim marketlerinde çok daha büyük pazar payına sahipken ulusal zincirlerdeki payının biraz daha az olduğu görülüyor. Ulusal market zincirlerinde de özel markalı ürün sayısı ve çeşitliliğin giderek arttığına tanıklık ediyoruz” diye konuştu.

Şehirler