'Krizlerden çıkmanın yolu işçi çıkarma değil, dijitalleşme'
Nakit akışı, yapay zeka, dijitalleşeme, müşteri segmentine uygun pazarlama konularında gelişen şirketlerin herhangi olumsuz bir süreçten etkilenmeyeceğini dile getiren Mali Müşavir, Bağımsız Denetçi Veysel Kapukaya, nakit akışını kriz dönemlerinde tesadüflere bırakmadan, yeni nesil finansman sistemlerini uygulamak gerektiğini söyledi.
DUYGU GÖKSU / İZMİR
Şirketlerin enflasyonun yükseldiği dönemlerde krizlerden güçlü çıkabilmesi için hükümetin verdiği teşvikleri doğru kullanma ve dijitalleşmeye yapılan yatırımla üretim maliyetlerinin düşürüldüğünü, kalitenin arttığını ve rekabette güç kazanıldığını söyleyen Mali Müşavir, Bağımsız Denetçi Veysel Kapukaya, “Dünya ticaretine hakim olan firmaların tüm hizmetlerini ve üretim süreçlerini dijitalleştirdiğini görüyoruz. Böylece daha düşük maliyetle ve zamanında tüketiciye ulaşmış oluyorlar” dedi.
Firmaların enflasyon dönemlerinde kaynaklarının azaldığını ve kaynak yaratma kapasitesini geliştirebilmeleri için hizmetlerinin veya üretimlerinin bir kısmının dijitalleştirmesi gerektiğini söyleyen Kapukaya, “Hizmetleri ya da üretimi dijitalleştirmek, maliyetleri düşürürken ürün kalitesini yükseltiyor. Dolayısıyla ürün maliyetlerindeki azalmayı sağlayan şirketler nakdini koruyabilir. Küçük bir dijitalleşme adımı bile sonraki süreçlerde daha büyük dijitalleşme projelerinin önünü açar” diye konuştu.
Şirketlerin maliyetlerini yalnızca kendileri için değil, tedarikçileri ve müşterileri için de azaltmaları gerektiğini ifade eden Kapukaya, “Tedarikçileri ve müşterileri de dijitalleşmenin avantajları konusunda bilinçlendirmeliyiz. Bu süreci tek değil entegre bir şekilde geçirmeliyiz. Satışlarda vadelerin kaldırıldığı bu dönemde müşteriyi kaybetmemek gerekiyor. Bir sadık müşteriyi kaybedince en az 5 potansiyel müşteriye ziyaret yapmak lazım. Müşteri ziyaretleri de sonucu belirsiz ve maliyetli olduğundan, müşteri kaybetmemek için dijitalleşme ve nakit yaratma yöntemleri konusunda geride kalmamak gerekir. Dijitalleşme örneği olarak Türk Ticaret Kanunu’nda belirlenen hususlara bakarsak, maliyet ve zaman açısından büyük fayda sağlayacak şekilde artık toplantılara elektronik imza ile katılım mümkün” dedi.
Nakit akışı, yapay zeka, dijitalleşeme, müşteri segmentine uygun pazarlama konularında gelişen şirketlerin herhangi olumsuz bir süreçten etkilenmeyeceğini dile getiren Kapukaya, özellikle enflasyon dönemlerinde çok sık görülen işçi çıkarma konusunun ilerleyen zamanlar için daha büyük maliyetlere yol açacağını, çıkarılan yerine yeni işçi bulmanın zaman ve maliyet gerektireceğini vurguladı.
Nakit akışını kriz dönemlerinde tesadüflere bırakmadan finansmanı iyi yönetmek, yeni nesil finansman sistemlerini uygulamak gerektiğini ifade eden Kapukaya, “Nakdi cepteki para olarak görmek yanlış, stok da bir nakittir. Danışmanlık hizmeti de alarak nakit akışı iyi yönetildiğinde firmalar ayakta kalırlar. Dünyadaki örneklerinden de bunu görüyoruz. Benzer bir durumda Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük firmalarından GM Chareysler firmasına ciddi bir krizi atlatmak üzere yeni atanan CEO Jak Welch üst yönetimi dışarıdan bir danışmanı ile toplantılar düzenleyerek benzer krizi başarı ile yönetmişti. Günümüzde de o yöntemler dijitalleştirilerek kullanılıyor” dedi.
“Mücbir sebeplere karşı kar kaybı sigortası yaptırılmalı”
Danışmanlık hizmeti verdikleri şirketlere, normal, kötü ve felaket şeklinde üç ayrı senaryoya göre üç farklı bütçeleme yaptıklarını anlatan Kapukaya, “Kurumsal ve büyük ölçekli firmalar bunlara göre önlem alırlar. Her türlü önlem almaktan öte firmaların sigorta yaptırıyor olması da çok önemli. Afetlere karşı yaptırılan sigortanın yanı sıra bir mücbir sebep oluşmasına karşın kar kaybı sigortası da yaptırmaları gerekiyor. Teşvikler takip edilir, doğru kullanılır, kurumsal ve profesyonel projeler hazırlanır, önlemler alınır ve sigorta önemsenirse, şirketler enflasyon, resesyon gibi olası krizlerden güçlü çıkar” ifadelerini kullandı.