Kayıp sürüyor: Demir çelik sektörü 2024 için hedef koyamıyor

Türk demir çelik ve demirdışı metaller sektörünün dünyadaki rekabet gücünü kaybettiğini söyleyen Ege Demir ve Demirdışı Metallar İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ertan, ihracatta Avrupa’nın payının yüzde 43’ten yüzde 31’e gerilediğini aktardı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Kayıp sürüyor: Demir çelik sektörü 2024 için hedef koyamıyor

NURETTİN BAKİ / İZMİR

Dünyada yaşanan gelişmeler, resesyon, kur baskısı ve Orta Doğu’da yaşanan çatışmalar, Türk demir- çelik sektörünün ihracatını olumsuz etkiliyor. Sektör olarak yaşanan belirsizlik sebebiyle 2024 yılı için ihracat hedefi koymakta zorlandıklarını söyleyen Ege Demir ve Demirdışı Metallar İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ertan, İsrail’in Türk demir çelik ve demirdışı metaller sektörünün en büyük üçüncü pazarı olduğunu ve bölgede yaşanan savaşın ihracatı yavaşlattığını ifade etti.

Türkiye demir ve çelik ihracatının 2022’ye göre yüzde 33 düşüşte olduğunu söyleyen Ertan, “Bu oran 2021 yılına göre ise yıllık bazda yüzde 40 daha azdır. Demir çelik ve demirdışı metaller sektörü olarak yıllık bazda yaklaşık 2021 yılına göre bugün 13 milyar dolar daha az ihracat yapmış durumdayız. Ancak Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği olarak geçen yıl gerçekleştirmiş olduğumuz ihracat rakamlarımızı tutturacağımızı öngörüyoruz. Geçtiğimiz yıl 2 milyar 564 milyon dolardaydık, şu anda yıllık bazda 2 milyar 530 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirmiş durumdayız. Dünyadaki durgunluk, 2024’ün son çeyreğine kadar devam edecek gibi görünüyor. Mevcut şartlarda demir çelik ihracatçıları olarak 2024’te hedef koymakta zorlanıyoruz” dedi.

Geçtiğimiz yıl Türkiye demir çelik ihracatının yüzde 43’ünü Avrupa’ya yaptığını, 2023 yılı aynı dönemde bu rakamın yüzde 31’e düştüğünü söyleyen Ertan, “Kaybettiğimiz bu pazara Çin, Japonya, Güney Kore, Vietnam, Tayvan girdi. Pazar kayıplarının sebeplerini; yüksek enerji maliyetleri, kotalar, birçok ülkenin koruma önlemleri, serbest ticaret anlaşmaları kapsamında yurdumuza giren gümrüksüz, vergisiz, kotasız ürünler, işgücü maliyetlerinin artması, finansmana erişimde yaşanan zorluklar olarak sıralayabiliriz. Üretim maliyetlerimiz yükseldiği için rekabetçiliğimizi kaybettik. Üretim maliyetlerimiz içerisinde enerjinin payı bir dönem yüzde 7’den yüzde 28’e çıktı. Sonrasında yüzde 17’ye düşse de elektrik ve doğalgaza yapılan yüzde 20’lik zamdan sonra, enerji maliyetimiz tekrar yüzde 21’e çıktı” dedi.

Türkiye’nin demir ve çelikte net ihracatçı konumundan net ithalatçı konuma düştüğünü söyleyen Ertan, “Döviz kurları enflasyon oranında artmadığı için sıkıntı yaşıyoruz. Enerji, hammadde ve finansman girdileri bize göre daha uygun seviyede olan Çin, Güney Kore, Japonya ve Vietnam gibi ülkelere ilaveten Avrupalı üreticiler bile bizim üreticilerimizden daha rekabetçi duruma geldi” değerlendirmesinde bulundu.

“İsrail üçüncü büyük pazarımız”

İsrail’in sektör için en önemli pazarlardan biri olduğunu vurgulayan Ertan, son yıllarda Tel-Aviv ve Kudüs’ün belirli bölgelerinde yüksek katlı binalar yapılmaya başlandığını, Türkiye’nin kalın çaplı inşaat demirine de ihtiyaç duyduklarını söyledi.

Bölgeye yapılan ihracatın yavaşladığını ancak eldeki mevcut kontratların yavaş da olsa devam ettiğini söyleyen Ertan, “Demir ve çelik ürünlerimiz şu anda aktif savaş bölgesine biraz daha uzak olan kuzey limanlarına gidiyor. Yaşanan çatışmalardan dolayı Arap bölgesine ürün gönderemiyoruz. Bundan sonra savaşın seyrine göre durumumuz netlik kazanacak” ifadelerini kullandı.

 

Şehirler