İZTO Başkanı Mahmut Özgener: İç piyasadaki daralma firmaların büyüme potansiyelini sınırlıyor
Karşılıksız çek oranlarının ciddi oranda arttığını ve işletmelerde kapasite düşüşlerinin başladığını söyleyen İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, yeni finansman destekleri, teşvikler ve yapılandırmaların devreye alınması, nakit akışının rahatlatılması taleplerini dile getirdi.
DUYGU GÖKSU / İZMİR
İzmir Ticaret Odası (İZTO) ocak ayı meclis toplantısı yapıldı. Toplantıda, meclis üyelerinden piyasaya dair edindikleri güncel gelişmeleri paylaşan Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, bu dönemde, karşılıksız çek oranlarının mevcut piyasa koşullarında ciddi şekilde arttığını, işletmelerde kapasite düşüşleri başladığını, bu gelişmelerin, üretim ve istihdam artırılmasını engelleyen temel bir faktör olduğunu belirterek, artan maliyetlerin mevcut istihdamın korunmasını da güçleştirdiğini vurguladı.
İç piyasadaki daralmanın kâr marjlarını azalttığını ve bu durumun firmaların büyüme potansiyelini sınırlandırdığını dile getiren Özgener, “Dış ticaret işlemleri açısından, mevcut döviz kuru ihracatta kârlılığı düşürüyor, iş gücü maliyetleri ve diğer operasyonel giderler ise; şirketleri ek yük altına sokuyor. Nitelikli personel eksikliği ve tedarik zinciri aksaklıkları, üretim ve hizmet sektörlerinde sorunlara yol açıyor, nakit sıkıntısının piyasadaki genel hareketliliği de olumsuz etkileniyor. Bu şartlar altında, üyelerimize yönelik yeni finansman destekleri, teşvikler ve yapılandırmaların devreye alınması, özellikle nakit akışının rahatlatılması gerekiyor. Üretim kapasitesinin verimli kullanılması ve uluslararası pazarlarda rekabet gücünün artırılması konularında adımlar atılması lazım” değerlendirmelerinde bulundu.
“Fiyatlama algısı bozuldu, fiyat artışları %30’la sınırlanmalı”
Hizmet sektörlerinde, aynı hizmet için piyasada birbirinin iki üç katı değişen fiyatlar oluştuğunu ifade eden Özgener, “Şu an enflasyonu düşürmek için ekonomideki en öncelikli konu, hizmet sektörü fiyatlamalarının % 30’un altına düşmesi. Bu aşamadan sonra fiyat artışlarının hem kamuda, hem özel sektörde %30 ile sınırlanması alım gücünü korur. Fiyat belirleme alışkanlığı uzun bir süredir bozuldu, mutlaka düzeltilmesi gerekiyor. Bu durumun kamuoyunda fahiş fiyat algısını arttırdığı konusunu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a da arz ettim” diye konuştu.
“İzmir gelir eşitsizliğinde bir parça daha iyi”
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 27 Aralık 2024 tarihinde açıkladığı verilere dikkat çeken Özgener, “En yüksek eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine sahip %20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0,6 puan azaldı ve %48,1 oldu. En düşük gelire sahip %20'lik grubun aldığı pay ise 0,2 puan artarak %6,3 oldu. Hane halkı kullanılabilir gelire göre Gini katsayısının 2024’de 2023’e göre bir parça düştüğünü, gelir eşitsizliğinin son bir yılda ufak bir toparlanma kaydettiğini, geçen sene en kötü verilerin elde edildiğini ve 2006’dan bu yana tutulan istatistikte en kötü ikinci yılın 2024 yılı itibariyle yaşandığını görüyoruz. Para miktarı arttıkça gelir eşitsizliği artıyor. İzmir, en zengin yüzde 20’nin aldığı pay olarak 47,1 ile büyükşehirler arasında gelir eşitsizliğinin bir parça daha iyi olduğu bir yer konumunda. Bu durum, İzmir’de orta kesimin daha fazla olduğunu oraya koyuyor” ifadelerini kullandı.