İZTO Başkanı Mahmut Özgener: “2025’in ana konusu yine enflasyon olacak”
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Mahmut Özgener, enflasyonla mücadelenin 2025'te de ana gündem olacağını belirterek, dezenflasyon sürecinin etkinliğinin artırılması gerektiğini vurguladı.
İzmir Ticaret Odası (İZTO) aralık ayı olağan meclis toplantısında konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, 2024 yılının ana gündem maddesi olan enflasyonun 2025 yılında da başrolde olacağını söyledi.
Tüm dünyanın sıkıntısı olan enflasyonu düşürme konusunda Türkiye’nin diğer ülkeler kadar hızlı sonuç alamadığını ifade eden Özgener, “Buna rağmen, özellikle ekonomik programın da etkisiyle makroekonomik dengelerin bozulduğu 2022-2023 döneminden 2024’e geldiğimizde birçok ekonomik kazanım elde ettiğimizi değerlendiriyoruz. Merkez Bankası rezervlerinin artması, kur korumalı mevduatın azalması, TL varlıklara olan ilginin artması ve cari açığın iyi bir seviyeye gelmesi, umut verici gelişmeler. Öte yandan, enflasyonun azalmaya başladığını ama dezenflasyon sürecinin yeterince etkili olmadığını görüyoruz” dedi.
“Enflasyonda kalıcı düşüş umudu 2025’e kaldı”
2025’in ana konusunun yine enflasyonla mücadelenin devamı olacağını vurgulayan Özgener, “Buna bağlı olarak da faizlerin ne zaman ve ne hızla düşeceğini de tartışacağız. Enflasyonla mücadelemiz devam ediyor ve trend olarak bazı alt kalemlerde olumlu gelişmeler olduğunu görüyoruz; ancak aylık veriler hala istenilen seviyelerden yüksek. Bu anlamda, Merkez Bankası politika faiz oranı ve raporu oldukça önemli. Enflasyon rakamları arasında yüzde 2,5’un altında hiçbir değer olmaması, enflasyonun kalıcı olarak düşmesiyle ilgili umutlarımızın 2025 yılına kalmasına neden oldu” diye konuştu.
Dezenflasyon sürecinde, Merkez Bankası politika faiz oranı ve para politikası kararları ile maliye politikalarının eş güdüm içerisinde belirlenmesi gerektiğini ifade eden Özgener, “Yeni asgari ücretin beklentiler üzerinde de etkisi olacak. Bütün bu gelişmeler, enflasyonun 2025’te %30’un altına gerilemesini ve faizlerin düşüş hızını belirleyecek. Mevcut durumda piyasa beklentileri, 2025 yılında enflasyondaki düşüş kadar bir faiz indirimi olacağının ve Türk Lirası’nın reel olarak daha fazla değerlenmeyeceğinin tahmin edildiğini gösteriyor. Enflasyonun, Merkez Bankası tahmin aralığında gerçekleşeceği bir senaryoda da, büyüme tahminleri %3 civarında oluşuyor. Enflasyonun düşmesinin beklendiği bir senede, potansiyel büyümenin üstünde bir büyüme beklemek çok gerçekçi değil. 29 Kasım’da açıklanan Türkiye ekonomisi 3.çeyrek büyüme rakamları, tüketim öncülüğünde bir büyümeye işaret ediyor. Ancak, asıl ihtiyacımız olan dış ticaret ve istihdama katkı sağlayacak şekilde imalat sanayii kalemlerindeki reel büyüme” dedi.
“Hizmet sektöründeki fiyatlar asgari ücretten fazla artmamalı”
Çalışanların yüzde 43’ünün asgari ücret aldığı Türkiye’de 2025 artışının yüzde 30 olarak belirlenmesinin, doğrudan etkilerinin yanı sıra, dolaylı etkiler açısından da önemli olduğunu söyleyen Özgener, “Yüzde 30 ücret artışı, yüzde 45 civarında gerçekleşecek 2024 sene sonu enflasyonunun, gelecek yıl Merkez Bankası’nın beklediği yüzde 21 enflasyonun ortalaması alınarak hesaplandığını anlıyoruz. “Bu aşamadan sonra, diğer fiyatlandırma ve ücretlendirme kararlarının nasıl alınacağı kritik önem taşıyor. Özel sektördeki ücretlendirmelerin ve hizmet sektöründe fiyatlandırmaların asgari ücret artışının üstüne çıkmaması gerekiyor” dedi.