'İzmir’de ara eleman açığı çok fazla'
İzmir’de ara eleman açığının çok fazla olduğunu belirten İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Derman Küçükaltan, “Bunun sebebi de kentte organize sanayi bölgeleri çok fazla. Kentin sanayisi çok güçlü. Biz de okul olarak, İzmir’in bu açığını kapatmak için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.
NURETTİN BAKİ/İZMİR
Türkiye ekonomisini ayakta tutan başta sanayi olmak üzere birçok sektörün en büyük sorunu ara eleman açığı. Açığı kapatmanın yolu ise meslek liseleri ve meslek yüksekokullarından geçiyor. Tam da bu noktada sektörlerin ihtiyaç duyduğu ara elemanları yetiştiren, ders içeriklerini ve programlarını sektörlere entegre şekilde oluşturan Kavram Meslek Yüksek Okulu, Türkiye’de bu şekilde faaliyet gösteren üç vakıf meslek yüksekokulundan bir tanesi. 2008 yılında İstanbul Kavram Meslek Yüksekokulu olarak kurulan okul, 2018 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu olarak değiştirildi.
Uzun yıllar İstanbul ve farklı illerde görev yaptıktan sonra 2009 yılında İzmir’e gelerek görev alan İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Derman Küçükaltan; ara eleman kavramından hoşlanmasa da termolojide bu şekilde geçtiği için kullanmak zorunda olduklarını belirtti. İzmir’in çok sayıda Organize Sanayi Bölgesi’ne (OSB) ve serbest bölgelere sahip olmasından dolayı ara eleman ihtiyacının çok yüksek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Küçükaltan, “İzmir bir sanayi bölgesi ve yeni yatırımlara açık bir kent. Ulusal ve uluslararası çok sayıda şirket yeni yatırımlarla İzmir’e gelmeye devam edecek. Dolayısıyla ara eleman ihtiyacı hep olacak. Bu noktada biz de Kavram Meslek Yüksekokulu olarak bu ihtiyacı karşılamak için var gücümüzle çalışıyor, sektörlerle protokoller yapıyoruz” dedi.
“Ara eleman olarak girip, ana eleman olarak kalıyorlar”
Mezunlarının sektörlere ara eleman olarak girdiğini ancak firmaların ana elemanı olarak kaldığını söyleyen Prof. Dr. Küçükaltan, “Ara eleman kavramı termolojiye geçmiş bir kavram. Ben bu kavramı sevmiyorum ama termolojye geçtiği için kullanmak durumundayız. Biz ön lisans düzeyinde eğitim veriyoruz. Mezunlarımızın sektörlere ara eleman olarak girip ana eleman olarak devam etmelerini sağlıyoruz. Çünkü aslında ara eleman ana elemandır. Dolayısıyla sektörlerin, firmaların yükünü çeken, bütün misyonunu üstlenen, külfetini çeken kişilere maalesef ‘Ara eleman’ diyoruz. Aslında ana eleman dememiz gerekiyor” dedi.
“Üç vakıf meslek yüksekokulundan birisiyiz”
Nitelikli ara eleman açığını kapatmak için faaliyetlerini sürdüren Prof. Dr. Küçükaltan, “Kavram Meslek Yüksekokulu’muz Türkiye’de bu şekilde kurulmuş üç vakıf meslek yüksekokulundan birisidir. 2008 yılında İstanbul Kavram Meslek Yüksekokulu olarak kurulduk. Daha sonra 2018’de Bakanlar Kurulu kararıyla İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu adını alarak, buradaki yerimizi aldık. Yani İzmir’de 5 yıldır faaliyetimizi sürdürüyoruz. Eğitimde bu sene 15’inci senemizi kutluyoruz. Okulumuz meslek eğitimi alanında Türkiye’de var olan boşluğu doldurmak, nitelikli ara eleman ihtiyacını karşılamak ve aynı zamanda yükseköğretimin ileri aşamalarına geçişi de (DGS) sağlamak amacıyla faaliyet gösteriyor” ifadelerine yer verdi.
“İzmir’de ara eleman çok büyük ihtiyaç”
Prof. Dr. Küçükaltan, “İzmir’de ara eleman çok büyük bir ihtiyaç. Görev için 2009 yılında İstanbul’dan İzmir’e geldim. İstanbul’da uzun yıllar çalıştım. Ben İzmir kadar ara elemana ihtiyaç gösteren bir yer görmedim. Bunun sebebi de kentte organize sanayi bölgeleri çok fazla. Yine aynı şekilde çok sayıda serbest bölgesi var. İzmir gelişime çok açık bir kent. İzmir’i her ne kadar turizmle bilsek de aslında sanayileşme alanında da çok güçlü. Kentte çok sayıda yeni firmalar geliyor, ulusal ve uluslararası yeni yatırımlar var. Bu yeni yatırımlar sayesinde doğal olarak ara eleman da ihtiyaç oluyor. O nedenle biz sektörlerin ihtiyaç duyduğu ara elemanları yetiştirmek durumundayız. Bunun için var gücümüzle çalışıyor, sektörlerle protokoller yapıyoruz” diye konuştu.
“Eğitimimiz sadece tahta başında olmuyor”
Eğitimlerini genelde sahada sektör firmalarıyla yaptıklarını söyleyen Prof. Dr. Küçükaltan, “Çocuklar ön lisans mezunu olsalar şansları daha çok oluyor. Firmalardan da bu şekilde bize talep geliyor. Biz aynı zamanda firmaların da sesi oluyoruz. Çünkü eğitimimiz sektörlere entegre bir eğitim. Dersimiz sadece tahta başında bir eğitim değil. Eğitimimiz daha çok sahada oluyor. Mesela ben müdür olarak sürekli sahadayım, firmalarla görüşmedeyim. Ders programlarımızı dahi sektörlerin beklentilerine uygun yapıyoruz. Bu mahalle baskısının Türkiye’de bitmesi lazım” dedi.