'İklim eylem planı olmayan belediyelere AB fonu verilmeyecek'
TÜBİTAK Teknoloji Transfer Mekanizmaları Destekleme Grubu (TEMEG) Yürütme Komitesi) üyesi Doç.Dr.Tuğçe Demirdelen, “2024 itibariyle belediyeler dahil kamu kurum ve kuruluşlarının, Avrupa Birliği (AB) ve benzeri fonlardan alacağı teşviklerde, iklim eylem planı olmak zorunda” dedi.
Eray ŞEN/ADANA
EKONOMİ’ye konuşan Doç. Dr. Demirdelen, Türkiye’nin önündeki yeşil dönüşüm sürecini değerlendirdi. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının 1 Ekim 2023 tarihinde yürürlüğe girdiğini, 31 Aralık 2025’e kadar devam edecek geçiş sürecinin ardından 1 Ocak 2026’da ikinci aşamanın başlayacağını belirten Demirdelen, konunun bir diğer boyutu İklim Kanunu hakkında “Türkiye’nin yeşil kalkınma vizyonu ve net sıfır hedefini gerçekleştirmeyi amaçlayan Türkiye İklim Kanunu’nun yıl sonuna doğru Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde onaylanıp yürürlüğe girmesi bekleniyor. Bu kanun ülkenin iklim değişikliğiyle mücadelesinde atılan stratejik ve önemli bir adımdır.” yorumunu yaptı.
Çalışmalar kapsamında Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi'nin hazırladığına dikkat çeken Demirdelen, “Biz ne kadar karbon yayıyoruz? Bu karbonun sonunda ne kadar vergi ödeyeceğiz? Bu sistem kuruldu ve Çevre Bakanlığında hazır. Henüz devreye alınmadı, testler devam ediyor, büyük ihtimalle bu senenin sonunda devreye alınmış olur.” dedi.
“Öncelik elektrik, gübre, alüminyum, çelik, çimento sektörlerinde”
Aynı zamanda Adana Alparslan Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde görev yapan Doç. Dr. Demirdelen, Emisyon Ticaret Sistemi'nin işlemesi için karbon miktarlarının bilinmesi gerektiğini de vurguladı. Demirdelen, devamında şunları kaydetti: “Bununla ilgili Çevre Bakanlığı, TÜBİTAK ve diğer kuruluşlar, bir proje kapsamında belli başlı sektörlerin karbon emisyonunu çıkardılar. Türkiye için şu anda sektörlerin karbon emisyonu belli değil. Bunlar ilk etapta beş sektör olmak üzere bütün sektörler için belirlenecek. Bu beş sektörü oluşturan elektrik, gübre, alüminyum, çelik, çimento sektörleri, karbon emisyonunun en yüksek olduğu alanlar. Devlet bunların emisyon değerlerini belirleyecek ve şirketler buna uygun altyapı hazırlayacaklar, hazırlamak zorunda kalacaklar. Çünkü Avrupa belirli bir sınırın üzerinde emisyon değerine sahip ürünleri kabul etmeyecek." diye konuştu.
“Türkiye’de ilk 100’de olan firmalardan sürdürülebilirlik raporu istendi”
Avrupa’nın büyük ölçekli ve mikro ölçekli firmalara sürdürülebilirlik raporunu zorunlu tuttuğunu ifade eden Demirdelen, “Hangi standartta olduğunu Türk Rekabet Kurumu yapacak ve bunlar Avrupa’nın belirlediği standartlarda olacak. Bu çerçevde uzmanlık sınavları açacağız ve o standartlardaki kişiler bu raporları hazırlayacak. Şu anda Türkiye’de ilk 100’de olan firmalardan bu raporlar istendi.” diye konuştu.
“Başta büyükşehirler olmak üzere tüm belediyeler hazırlanmalı”
Konuyla ilgili toplumsal bilince ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Demirdelen, şöyle konuştu: “Şu anda fazlaca o bilinçte değiliz. Çünkü kavram diyor ki; sürdürülebilirliği de içine aldığınızda biz sadece firmaları etkilemiyoruz, kamu kurum ve kuruluşlarının da böyle gitmesi, bireyin de kendini buna adapte etmesi lazım. Örneğin, belediyelerin sürdürülebilir olması, sera gazı envanterinin olması lazım. Bu durum bugüne kadar çok konuşulmadı ama gerekecek. 2024 yılı itibariyle kamu kurum ve kuruluşları için belediyeler dahil olmak üzere, Avrupa Birliği ve benzeri fonlardan alacağı teşviklerde, iklim eylem planı olmak zorunda. Bazı belediyeler yavaş yavaş başladı ama bunu tüm belediyelerin yapması lazım, en başta da büyükşehir belediyelerinin.”
“Devletin 2024 teşvikleri yeşil tabanlı işlere yönelik olacak”
Yeşil dönüşümün teşviklerle destekleneceğini de anlatan Doç.Dr.Demirdelen, “Devlet 2024 itibariyle tüm kamu kurum ve kuruluşları dahil yeşil ile ilgili destekler çıkartacak. KOSGEB bunlara yönelik adım atıyor, fabrikaların, üretim prosesinin hazırlanmasına yönelik destekler verilecek. 2024 teşvikleri, hibeleri, belki kredileri yeşil tabanlı işlere yönelik olacak.” dedi.