İhracat hızı ‘finansman’a takılmaya başladı

Mevcut faiz oranları ile yatırım yapılamayacağını dile getiren ihracatçılar, proje finansmanı ve işletme sermayesi için kredilerin artırılarak çok daha fazla firmanın desteklenmesi gerektiğini belirtti. Rekabette güç ve pazar kaybetmeye başlayan tekstil sektöründeki ihracatçılar ise firmaların mali yapılarında zayıflama olmaması için devreden KDV alacaklarının tahsilinin sağlanmasını istedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İhracat hızı ‘finansman’a takılmaya başladı

ALİ ŞAHİN/BURSA
Türkiye’de ekonomik göstergelerde olumlu hava kendisini göstermeye başlasa da ihracatçı tarafında finansmana ulaşımdaki zorluk devam ediyor. İhracattaki potansiyelini artırmak için yapılması gereken yatırımların yanı sıra işletme için giderler için ihtiyaç duyulan finansmanın maliyeti bu alanlardaki hareketliliği kısıtlamaya başladı. Kur ve maliyet baskısı ile de birçok pazarda tutunmakta zorlanan ihracatçılar bütün bu alanlarda destek istedi.
Finansmanın her zaman kritik önem taşıdığına dikkat çeken Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “İşler yolunda iken yatırım, süreç zorlu iken işletme yönetimi için finansmana ihtiyaç duyuluyor. Bugünkü faiz oranıyla yatırım yapmak hiç mümkün değil. Bu faizi karşılayacak karlılık oranı hiçbir sektörde yok. Ancak proje finansmanı ve işletme sermayesi için kredilerin artması, çok daha fazla firmanın desteklenmesi lazım. Aynı şekilde Eximbank kaynaklarının artırılması, enstrümanların çoğaltılması gerekiyor. Firmalarımız içinde bulunduğumuz zorlu süreci finansal desteklerden daha fazla yararlanarak atlatabilir. Bu konuda ekonomi yönetiminin gerekli adımları atacağına inanıyoruz” dedi.

“Devreden KDV alacaklarının tahsili sağlanmalı” 

İşletme sermayeleri için finansmanın önem kazandığı bu dönemde özellikle KOBİ’lerde yaşanan sorunların had safhaya ulaştığını belirten Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Kredi faizlerinin yüzde 60’ların üzerinde seyretmesi özellikle KOBİ’lerde sorunu had safhaya taşıyor. Bu sorunun acilen çözülmemesi halinde kapanan firma sayısının hızlı bir şekilde artmasından endişe ediyorum. Gerçekçi kur, faiz ve enflasyon üçlüsünün sağlanması için rekabetçi kur politikası olmalı, enflasyonla uyumlu artan bir döviz kuru politikası uygulanmalı. Üretim maliyetlerindeki artışların maliyet üzerinde kontrolsüz etkisi giderilmelidir. Söz konusu olumsuzlukların giderilmesi amacıyla gelir vergi tarifesinde yer alan dilimlerin artırılması önem arz ediyor. Bu durumda hem çalışanlar üst gelir dilimlerinden daha geç vergilendirilecek, hem de işverenler üzerinde oluşan maliyetler daha makul ve katlanılabilir seviyelerde kalacaktır. Bununla birlikte firmaların mali yapılarında zayıflama olmaması için devreden KDV alacaklarının tahsili gecikmeden sağlanmalıdır” dedi.
Hazır giyim sektöründe pazar rekabetinin yüksek olması, hızlı değişen moda trendleri, yüksek üretim maliyetleri ve diğer birçok faktör nedeniyle işletmelerin finansmana ihtiyacı sürekli olarak devam ettiğini belirten Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir de “Artan hammadde fiyatlarının daha aşağı düzeyde ihracatçıları destekleyen seviyelere çekilmesi gerekmektedir. Firmaların mali yapılarında zayıflama olmaması için devreden KDV alacaklarının tahsili sağlanmalıdır. Bu beklentiler doğrultusunda, hazır giyim sektöründeki işletmeler için daha verimli ve etkili finansman çözümlerinin geliştirilmesi önemlidir. Bu sayede sektördeki işletmelerin rekabet gücü artırılabilir ve sürdürülebilir büyüme yakalanabilir” diye konuştu.

“Rakiplerimize göre dezavantajlı pozisyonunda kaldık”

Enflasyonist ortamda alınan teşvikler ve kullanılan kredilerin üretime yansıyana kadar maliyetlerin artışı nedeniyle değerini kaybettiğini söyleyen Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği (UMSMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Kamiloğlu, “Bugünkü faiz oranının yüksekliği de kredi kullanım konusunda biz ihracatçıları zor durumda bırakıyor. Yine Eximbank kaynaklarının artırılması, enstrümanların çoğaltılması önelidir. Firmalarımız içinde bulunduğumuz zorlu süreci finansal desteklerden daha fazla yararlanarak atlatabilir. Ayrıca, üretim maliyetlerinin çok yüksek olmasına karşın, döviz kurunun düşük kalması ihracatçıyı küresel pazarlarda zorlayan etkenlerin başında geliyor. Enflasyonun oldukça altında kalan kur, fiyat rekabetçiliğimizi de zorlaştırırken rakiplerimize göre dezavantajlı pozisyonunda kaldık. Başta enerji olmak üzere, hammadde ve işçilik maliyetleri yüksek enflasyona bağlı olarak artarken, kurun baskı altında tutulması ihracat gelirlerinin azalmasına yol açıyor. İleride işsizliğe sebep olacak bu durumun önüne geçmek için artan maliyetlere karşı ikame döviz kuru olabilir. Bu ikisi arasındaki korelasyonu sağlamadığımız sürece ihracatımız düşmeye devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Döviz kurundaki dalgalanmalar ve döviz kurundaki uygulamaların ihracatçıları önemli oranda etkilediğini belirten Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, “Ayrıca destek mekanizmalarını şekillendirmesi ve uygulaması sektörümüz için hayati öneme sahiptir. Gıda açısından geride bıraktığımız dönemde dünyada yaşanan gelişmeler ışığında, gıda en önemli konu olmuştur. Yaşanan bu gelişmeler, insanlara sağlıklı ve güvenilir gıdanın önemini bir kez daha göstermesi sektör ihracatının geleceği için olumlu gelişmelerdir” dedi.

Şehirler