“İç piyasaya çalışan sektörler ayrı kaldıraçlarla desteklenmeli”

ALİ ŞAHİN/BURSA
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO) Temmuz ayı meclis toplantısı gerçekleştirildi. Gündem maddelerinin oylanmasının ardından kürsüye gelen ve Bursa’da bir süre önce gerçekleşen endüstriyel yangınlara dikkat çekerek sözlerine başlayan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, “Türkiye sermaye birikimi olan bir ülke değil. Netice itibariyle genç bir cumhuriyetiz biz ve iş dünyasına baktığınızda iş dünyasının temsilcileri ya birinci nesil ya ikinci nesil. Üçüncü, dördüncü nesili yakalamak neredeyse binde birlere tekabül ediyor. Bursa İkinci İktisat Kongresi’nde alınan kararlarla bir sanayi kenti oldu. Tarım toplumundan, sanayi toplumuna dönüşümün rol modellerinden biri Bursa'mız. Ama bunu yaparken fiziki yetersizlikle, altyapı yetersizlikleriyle de mücadele ettik. Evlerin altında, üretim tesisleri kuruldu. Arıtma tesisi olmayan, yeterli enerji altyapısı olmayan tesisler mevcut. Geçmişte yapılan tüm bu hataları bir şekilde toplamamız lazım. Bursa’da toplam sanayinin yüzde 50’si plansız alanlarda. 8 binin üzerinde Bursa'nın içinde, yerleşim alanlarının içinde üretim yapan tesisler var. Artık Bursa'nın 1/100000’lik planının hiç geciktirmeden hayata geçirilmesi ve bu bahsetmiş olduğumuz şehrin içinde plansız alanlarda sıkışmış kalmış olan üretimin mutlaka çok daha modern fiziki altyapısı ve imkanlarıyla donatılmış yeni planlı sanayi alanlarına taşınması şarttır. Bu aynı zamanda şehrin içinde şehrin içine ihtiyacı olan, sosyal, kültürel her alanda yeni planlamalar için bize rezerv alanlar ortaya çıkartacak” dedi.

“Finans sektörü, reel sektörün yanında olmalı”

Türkiye’nin yüksek faiz ve yüksek enflasyon sürecinden geçtiğini hatırlatan Burkay, “Hepimiz bir sabır ve stres testinden geçiyoruz. Yaklaşık bir 1,5-2 yıla yakın zamandır özellikle enflasyonun ciddi anlamda artması ve faizlerin artık taşınamaz noktalara çıkması şirketlerimizi çok zor durumda bırakmakta. Yani bugün şirket Faaliyet karı ile FAVÖK dediğimiz vergi öncesi karı arasında neredeyse karın %6o’ları, 70’leri finansman gideri. Şimdi bunu ne kadar sürdürülebiliriz? Bazı sektörlerin biliyoruz ki artık dayanma gücü kalmadı. Neredeyse son bir yıldır döviz kurlarında enflasyonla mukayese ettiğimizde enflasyonun altındaki değer artışı ihracattaki rekabet gücünü de çok ciddi anlamda olumsuz etkiledi. Tabii tüm bunlara rağmen ekonomide özellikle yeniden rasyonel bir çizgiye ekonomiyi oturtturmak adına atılan adımları da görmemezlikten gelmek mümkün değil. Deflasyon politikaları maalesef yaklaşık üç yıl sürüyor. Şu ana kadar 1,5-2 yılı geçtik diyorlar. Ümidimiz o ki 2025’in hiç olmazsa ikinci yarısından itibaren artık nefes almamız. Özellikle iç piyasaya ağırlıklı çalışan sektörlerin ayrı kaldıraçlarla desteklenmesi lazım. Örnek vermek gerekirse inşaat sektörü bunlardan biri. Bu sektör en az iki yüz farklı iş kolunu etkiliyor. Bu dönemde özellikle finans sektörü biraz reel sektörden kendini çekmiş durumda. Riskler arttıkça oyundan çıkma durumu var. Özellikle finans sektöründen, bankalardan beklentimiz reel sektörün bu dönemde, zor günde şirketlerimizin yanında yer alması” diye konuştu.
Burkay ayrıca açıklanan yüksek teknoloji destek paketinin Bursa’nın geleceği için de oldukça önemli olduğunu vurguladı.