Hisarcıklıoğlu: Sistematik ve planlı bir şekilde proje geliştirmeyi sürdüreceğiz
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Gebze Ticaret Odası Başkanı Abdurrahman Aslantaş’a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.
SÜHEM BEYAZ / KOCAELİ
Gebze Ticaret Odası ve TMMOB Gebze organizasyonuyla düzenlenen “1 Yılın Ardından Şubat Depremlerine Bakış” adlı etkinlikte Gebze Teknik Üniversitesi ve Kocaeli Üniversitesi akademisyenleri depremleri altyapı sistemleri ve yapıları açısından değerlendirildi. Programa misafir olarak TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, GTÜ İnşaat Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Anıl Dindar, İnşaat Fakültesi Prof. Dr. Selçuk Toprak, Prof. Dr. Bülent Akbaş, Kocaeli Üniversitesi akademisyenlerinden Dr. Öğretim Üyesi Serkan Engin, Oda üyeleri, TMMOB üyeleri ve çok sayıda iş insanı katıldı.
“GTO’nun üyelerine kaliteli hizmet sunduğunu görmekten gurur duyuyorum”
Gebze Ticaret Odası’nın A Sınıfı Akredite Oda olarak üyelerine kaliteli hizmet sunduğunu görmekten gurur duyduğunu söyleyen TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Gebze Ticaret Odası tarafından gerçekleştirilen faaliyetleri yakinen takip ediyorum. Yönetim Kurulu Başkanı ile yeni dönemde de hep birlikte başarılı çalışmalara imza atacağımıza inanıyorum” dedi.
Gebze Ticaret Odası üyelerinin Türkiye’nin iktisadi hayatına sağladıkları katkının altını çizen Hisarcıklıoğlu, “TOBB ticaret erbabının, sanayicinin, işletmecinin her türlü sorununa en hızlı şekilde çözüm üretmekte ve Türk iş dünyasını uluslararası platformda en etkin şekilde temsil etmektedir. Birlik ve beraberlik içinde Oda üyeleri adına sistematik ve planlı bir şekilde proje geliştirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
GTO Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Aslantaş, Oda tarafından gerçekleştirilen faaliyetler, eğitim ve bilgilendirme hizmetleri, üretim ve ihracatı geliştirme programları, yurt dışı iş forumları ve yabancı heyetlerle gerçekleştirilen B2B görüşmeleri konusunda bilgilendirmede bulunarak, Hisarcıklıoğlu’nun ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
“Sismik ağlar ile kentleri dizayn ediyoruz”
25 yılda yaşanmış olan doğa olaylarından deprem afetine hepimiz hakimiz diyen Gebze Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Anıl Dindar, “Bu felaketlere göz yummaya başlarsanız, dikkat etmezseniz ya da buna göre yönlenmezseniz aynı tehlikeler ile tekrar karşılaşacaksınız. Biz çok güçlüyüz deprem etkilerine karşı koyabiliriz iddiası esasında gerçek gibi ve temel fiziğe göre biz bir metreküpü 2 buçuk ton olan bir betonarme sistem içerisinde yaşıyoruz. Yaklaşık olarak bir araba ağırlığında, bunu da arabayı itmek veya kaldırmak gibi istatiksel verilerle karşılaştırırsanız biz çok güçlüyüz iddiası ortadan kalkmış olur. Aynı zamanda ülkemizde oldukça etkin olan sismik bir ağ var. Bu sismik ağ üzerinden veri topluyoruz ve topladığımız verilerde yorumlarda bulunuyor, kentleri dizayn ediyoruz” şeklinde konuştu.
“Hayatımızın önemli bir kısmını etkileyen sistemler, gömülü sistemlerdir”
Gebze Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Prof. Dr. Selçuk Toprak, “Genelde depremlerde yapıların performansına baktığımızda daha çok üst yapıları gözlemliyoruz, ilk gözümüze çarpan onlar ama hayatımızın önemli bir kısmını etkileyen sistemler, gömülü sistemlerdir. İçtiğimiz su, kullandığımız doğalgaz, petrol, telekomünikasyon hatları, altyapı sistemleri, yollar ve köprülerde oradan geliyor. Çok geniş bir kavramdan bahsediyoruz” dedi.
Aynı zamanda hattın kendisi değil hattı muhafaza eden üst yapılar da bizim için önemli diyen Toprak, “Deprem bölgesinde su hatları ciddi derece de hasar görüyor. Aynı zamanda deprem bölgesinden geçen Botaş’ın doğalgaz boru hatları geniş bir bölgede yer alıyor ve bir kısmında sorunlar karşımıza çıkıyor. Fay hatları bir sorun ama fay hatları dışında başka problemler de oluyor. ‘Gömülü sistemler olarak düşündüğümüzde aklımıza ne gelir? Gömülü bir hattımız varsa buna zarar verecek etkiler nelerdir?’ Heyelanlar, zemin sıvılaşması vb. bunlar önemli sorularımızdan bir tanesi. Hatlar dışında da şebekeler var, boru hattı veya su hattı var. Bunların da etkiler altında analizini gerçekleştirebiliyoruz” şeklinde konuştu.
“Bina yapım sürecini düzeltmediğimiz sürece hasarlar almaya devam edeceğiz”
Gebze Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Prof. Dr. Bülent Akbaş, “Deprem yönetmeliklerinde 475-2500 yılda yaklaşık tekrarlamak üzere bir yılda olan depreme denk gelen büyük bir deprem var. Deprem tehlikesi dediğimiz şey olasılıksal bir şey. Bu yüzden mühendiste de, belediyede de, insanımızda da suç var. Bina yapım sürecini sistemsel olarak düzeltmediğimiz sürece ciddi hasarlar almaya devam edeceğiz. Binalarla ilgili sorun depremin büyük olması değil aslında bizim o binalara gerekli mühendislik hizmetini vermemiş olmamız. Genel konuşmamız gerekirse işte bu binalarla ilgili problemler” ifadelerini kullandı.
Her türlü düzensizlik var bizim yapılarımızda diyen Akbaş, “Yani ortalama binayı alın binanın içinde yumuşak katlar var, zayıf katlar var, kolon dayanımı yetersiz, perdeler yok, donatılar yok vb. Sismik detaylandırma yapılmamış zayıf kolonlu giriş problemleri var, düşük malzeme, işçilik kalitesi yok, bunlar olursa tabii ki ister büyük deprem olsun ister orta şiddetli deprem olsun binaların yıkılması kaçınılmaz oluyor. Aslında bizim binalarımızın çoğu şunu bilmemiz lazım, sadece kendi kendini taşıyabilen binalar, şimdi ayakta duruyorlar ama onlar sadece kendilerini taşıyorlar. Dokunsanız gidecek türde yapılar. Bu yapıları yeniden yapacak gücümüz de maalesef yok. Peki bu yapıların hepsinin deprem yönetmeliğinde belirtildiği şekilde güçlendirebilir miyiz? Böyle bir imkanımız da yok maalesef. Çünkü deprem yönetmenindeki hükümlerimiz de çok kolay değil” dedi.
Depremin ekonomik etkisi
“Kahramanmaraş depremlerinde neler yaşadık? Bundan sonra ne yapmalıyız?” başlığı altında konuşmasına başlayan Kocaeli Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Serkan Engin, “Biz duygusal bir milletiz. Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bir o kadar da unutkanız, normal hayatımıza devam ediyoruz. AFAD verilerine göre; 6 Şubat Pazarcık ve Elbistan’da iki deprem meydana geldi. Bu depremlerde 11 ilimizde yaşananları hala unutmadık. Resmi rakamlara göre 50 bin 783 kişiyi kaybettik ve 150 bin 204 yaralı var. Yıkılan bina sayısı 36 bin 932, 311 bin bina da hasarlar nedeniyle kullanılamaz halde. Depremin ekonomik etkisine bakacak olursak; Mühendis Odalar Birliğinin depremin 8. ayında yayınladığı raporunda acil harcama miktarı 128 TL, kamu kesimi 242. Toplamda 1.773,2 trilyon kadar bir para harcandı. Kredi kaybı, esnaf kaybı ve üretim kaybı derken 1.995 trilyonluk bir kaybımız var” ifadelerini kullandı.
Engin, “1999 Marmara Depremi ve 2023 Kahramanmaraş depremine baktığımızda yıkılma tiplerimiz çok benzer. Halbuki bizim binalarımız daha iyi yapılıyor demiyor muyuz? Deprem yönetmeliği 25 yılda çok değişti ama yıkımlar aynı. Biz şunu diyemeyiz, deprem çok yüksekti, yıkım ondan oldu. Evet deprem yüksekti ancak işçilik ve malzeme kusurlarımız da vardı. Depremin olmasını engelleyemeyiz ama buna ilişkin önlemlerde alabiliriz. Deprem ve yapı konusunda biz bütün hasarları ortadan kaldırabiliriz, bu bilgimiz var” dedi.