“Güney Marmara’ya yapılan teşvikler farklılaştırılmalı”

Güney Marmara Havzası’nın Türkiye’nin zenginlik merkezi olduğunu söyleyen BTSO Başkanı İbrahim Burkay, “Her yere aynı desteği vermek eşitlik olabilir ama adil değil. Güney Marmara'da mutlaka yüksek teknolojinin hakim olduğu farklı bir planlamayı hayata geçirmemiz gerekiyor” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“Güney Marmara’ya yapılan teşvikler farklılaştırılmalı”
BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur (solda) ve BTSO Başkanı İbrahim Burkay (Sağda) meclis toplantısının onur konuğu olan Bursa Valisi Mahmut Demirtaş’a (ortada) günün anısına hediye takdim etti.

ALİ ŞAHİN/BURSA

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Kasım ayı meclisi Bursa Bussiness School’da gerçekleştirildi. BTSO öncülüğünde faaliyete başlayan tesisteki ilk meclis toplantısında gündem maddelerinin kabul edilmesinin ardından bir konuşma gerçekleştiren BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, “Bursa'da ve Türkiye'de bu merkezin herkesin anılarında bir yeri var. 1940’lı yıllarda Türkiye'nin o zor şartlarında burası gerçekten Türk insanı için bir sağlık merkezi görevini görmüş. Burası geliştirdiğimiz iş modeli ile birlikte şirketlerimizin sağlığa kavuşacağı en önemli merkezlerden biri olacak. Burası aslında ekonomi hastanesi. Eski ekonominin aktörleriyle, yeni ekonominin aktörleri çok farklı. İş modelleri de çok farklı. İnovasyon sadece ürünle yapılmıyor. Bundan 40 yıl önce 50 yıl önce kurulmuş ve o günkü iş modelleri geçmişi tarif edebilir, geçmişin ihtiyaçlarını karşılayabilir ama bugün elimizdeki bilginin birçoğunu karşılamıyor. Burada düzenleyeceğimiz eğitim programlarıyla şirketlerimiz inşallah yeni ekonominin de en güçlü aktörler olmaya devam edecek. Aksi takdirde dünyada rekabet edebilmemiz mümkün değil” dedi.

“Yatırımcı profilini de değiştirmeliyiz”

İş dünyasının pandemi sonrası oluşan avantajları Türkiye olarak bir yıl bile kullanamadığının altını çizen Burkay, “Çin aynı o geçmişteki vahşi pazar hakimiyetini sağlama adına dünya ticaret örgütünün birçok kuralını ihlal ederek tekrar dünya pazarlarına geri dönmeye başlıyor. Talepteki daralma nedeniyle başında Türkiye’nin geldiği özellikle üretime ve ihracata dayalı büyüme modelini destekleyen ülkeler için sıkıntı yaşanıyor. Önümüzdeki süreçte Türkiye'yi güçlü kılacak, o yapısal değişikliği en önemli uygulama merkezlerinin başında da Bursa geliyor. Yakın zamanda kalkınma ajansımız ile birlikte şehir fonunu hayata geçireceğiz. Üreten nüfusun mutlaka bu coğrafyada bir şekilde muhafaza edilmesi lazım. Bu da ancak ve yeniliğe yatırım yapacak yatırımcı profilini geliştirmek ile mümkün. Sadece yeni fikirleri, yeni oluşumları değil aynı zamanda da yatırımcı profilimizi de değiştirmek istiyoruz. Bursa’nın toplam 35 milyar dolarlık bir dış ticaret büyüklüğü var. Ülke olarak fakirlikten kurtulmak için çok çalışmak yeterli. Ama zengin olmak istiyorsak farklı düşünmemiz lazım. Farklı iş modellerimizin olması lazım” diye konuştu.

“Şirketlerin rasyosu kötü”

Her ülkenin zenginlik merkezleri olduğunu belirten Burkay, “Güney Marmara Havzası da bu ülkenin zenginlik merkezi. O yüzden hem mekansal planlamada hem de bu bölgelere yapılacak olan yeni destek politikalarında mutlaka farklılaştırılması lazım. Her yere aynı desteği vermek eşitlik olabilir belki ama adil değil. Ülkenin gelişimi için bizim mutlaka Güney Marmara havzasını çok farklı değerlendirmemiz lazım. Güney Marmara'da mutlaka ve mutlaka özellikle yüksek teknolojinin hakim olduğu farklı bir planlamayı hayata geçirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde önümüzdeki 50 yılda bu gücü devam ettiremeyiz. Yakın zamanda şehrimizin ilk 250 şirketini açıkladık. Fakat şirketlerimizin rasyosu çok bozuk. Bu bir gerçek. Enflasyon muhasebesi diyorduk, zar zor getirdik ama şimdi niye getirdik noktasına geleceğiz. Dikkat edilmesi gereken noktaları bilmeliyiz. Bugüne kadar Türkiye'de şirketler formalarını hep bankadan yaptılar. Şirketlerimizi daha güçlü ve büyük hale getirmemiz için mutlaka ve mutlaka sermaye piyasasını devreye sokmamız lazım. Halka açılmamız lazım” ifadelerini kullandı.

Şehirler