FAO’dan kadın kooperatiflerine ‘markalaşma’ yolunda tam destek
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), bu yıl Dünya Gıda Günü’nde 'Kimseyi Geride Bırakma' teması ile kırsalda kadın kooperatiflerine eğitim, makin satış ve pazarlama gibi birçok alanda destekleyerek gıdaya dikkat çekiyor. FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, kooperatiflerin dijitalleşmesi ve yeni nesil araçlarla markalaşması için destek verdiklerini söyledi.
Mehmet Hanifi GÜLEL / İZMİR
FAO Türkiye, 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nü ‘Kimseyi Geride Bırakma’ temasıyla kırsalda kadın kooperatiflerini destekleyerek gıdaya dikkat çekiyor. 2019'dan itibaren kooperatiflere doğrudan destek olmaya başlayan FAO Türkiye, bu süre zarfında 13 şehirde 22 kadın kooperatifi destekliyor.
Desteklenen kooperatiflerden bir de İzmir Gümüldür’de bulunan Turuncu Eller Tarımsal Kalkınma Kooperatifi. 2018 yılında kurulan ve 12 kadın ortağı bulunan kooperatif, Gümüldür ve Özdere’de yetişen Coğrafi işaretli Gümüldür Satsuma Mandalin meyvesinin katma değerli ürün haline dönüştürerek raf ömrü uzun, sağlıklı, temiz gıda üretmek, ayrıca sıfır atık hedefi ile hareket ediyor.
Bir diğeri de Salihli Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi, 9 kurucu kadın tarafından 2019 yılında kurulan ve Manisa Salihli’de 21 kadın üyesi bulunuyor. Üyelerinin büyük çoğunluğu üniversite mezunu ve meslek sahibi kadınlardan oluşuyor. Kooperatif, sanat, turizm, tarım ve tarım ürünleri konusunda ilçedeki hizmet ve ürün çeşidini arttırmak, bunların yerel, ulusal ve uluslararası satış ve pazarlanmasını öncelikli hale getiriyor.
FAO Türkiye, kooperatiflere ihtiyaç duyulan makine ekipman desteğinin yanı sıra kurumsal kimlik, eğitim programı, girişimcilik, iş geliştirme, kooperatifçilik eğitimleri, e-ticaret, dijitalleşme, paketleme konularında gerekli hizmetler ve ekipmanlar temin etti.
Kooperatiflere 2019'dan itibaren doğrudan destek olmaya başladıklarını kaydeden FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, desteklenen kooperatiflerin tamamı kadınların öncülüğünde kurulan ve çalışmalarını programlayan kooperatifler olduğunu söyledi.
Kooperatiflere öncelikle ihtiyaç duydukları konularda eğitim ve iş geliştirme pratikleri konusunda destek verdiklerini belirten Selışık, “Ek olarak, yine ihtiyaçlara göre makine, ekipman ve hammadde destekleri veriyoruz. Satış ve pazarlama konusunda destek olduğumuz tüm kooperatiflerin ortak bir dijital platform üzerinde yer alması için çalışmalarımız sürüyor. Kooperatiflerin dijitalleşmesi ve yeni nesil araçlarla markalaşması için destek veriyoruz” dedi.
Bugüne kadar 8 milyon TL’lik destek verildi
Program önceliği nedeniyle kadınların öncülüğünde yapılan kooperatifler tespit edildiğini ve ziyaretler yapıldığını aktaran Selışık, yapılan ziyaretlerde ihtiyaç tespitleri sonucunda bir eğitim programı hazırladıklarını iletti. En çok uygulanan eğitimlerin örgütlenme, karar verici süreçlere dahil olma, yönetişim, finansal yönetim, sosyal medya yönetimi, görünürlük planlaması, dijitalleşme ve e-ticaret olduğunu açıklayan Selışık, eğitimlere ek olarak kooperatiflerin yine ihtiyaçlarına göre bütçe dahilinde tadilat, makine, ekipman, hammadde, tasarım, markalaşma, ağ kurma, pazarlama ve satış konularında destek verildiğini dile getirdi.
Selışık, “Bugüne kadar FAO Türkiye olarak ayni katkı ve dolaylı olarak yaklaşık 8 milyon TL destek verdik. Bu programın daha etkili ve daha büyük hale gelmesi için çalışmalarımız devam ediyor. Şu anda önümüzdeki bu program kapsamında neler yapılacağını planlıyoruz. FAO olarak kırsaldaki kadınlara destek olmak, kendi ayaklarının üzerinde durmalarını sağlamak için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.
Küresel çapta gıda kaybı ve israfı 1 trilyon dolar
Gıda krizini tetikleyen faktörler ve gıda israfına da değinen Ayşegül Selışık, iklim değişikliği, çatışmalar, ekonomik yavaşlamalar, gelir eşitsizlikleri ve uluslararası gerilimlerin aynı zamanda gıda güvenliğinin tüm unsurlarının diğer bir ifadeyle kaliteli ve besleyici gıdanın bulunabilirliğini, bu gıdalara erişimi ve bunları satın alma gücünü olumsuz etkileyen kilit faktörler olduğuna dikkat çekti.
“Söz konusu faktörlerin mevcudiyeti devam ettiği sürece gıda krizinin giderek derinleşmesi beklenmeli” diyen Selışık, şunları kaydetti: “Açlığı sonlandırmada en büyük araçlarımızdan biri hiç kuşkusuz israf ve gıda kaybını önlemek. Gıda israfı ve kaybı dünya genelinde miktarı yıllık 1,3 milyar ton. Bu miktar, yerkürede üretilen toplam gıdanın üçte birine karşılık geliyor. Küresel çapta gıda kaybı ve israfının ekonomik maliyeti de 1 trilyon dolarını buluyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki kayıpların yüzde 40’ı hasat ve işleme düzeylerinde gerçekleşiyor. Gelişmiş ülkelerde ise kaybın yüzde 40’ı perakende ve tüketici düzeyinde gerçekleşiyor. Gıda kaybı ve israfı küresel bir sorun ve çözümü, sırasıyla ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde çaba gerektiriyor.”