Eski maden sahaları, teknolojiyle yeniden doğaya kazandırılacak

Maden sahası olarak ömrünü tamamlayan ve ağaçlandırma çalışmalarına başlanılan Hüsamlar Maden Ocağı’nı doğaya yeniden kazandıracaklarını söyleyen YK Enerji Genel Müdürü Erol Demir, “Bu bizim için ve Türkiye madenciliği için bir milat” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Eski maden sahaları, teknolojiyle yeniden doğaya kazandırılacak

İZMİR / EKONOMİ

YK Enerji, Milli Ağaçlandırma Günü kapsamında Yeniköy Elektrik Santrali Konferans Salonu’nda saygın akademisyenlerin katılımıyla “Eski Maden Sahalarının Rehabilitasyonu” başlıklı bir panel düzenledi. Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren YK Enerji Genel Müdürü Erol Demir, 2025 yılı sonuna kadar bin 200 hektarlık eski maden sahasının rehabilite edilerek doğaya yeniden kazandırılacağını söyledi.

Ağaçlandırma çalışmalarına başlanılan yer olan Hüsamlar Maden Ocağı’nın, 40 yıl önce ilk kömürün çıkarıldığı alanlardan biri olduğunu ifade eden Demir, “Bu hem biz, hem Türkiye madenciliği için bir milat. Ömrünü maden sahası olarak tamamlayan bu alanı doğaya yeniden kazandıracağız. Uzun bir yol yürüyeceğiz ve kararlıyız. Süreci bilimsel bir noktaya taşımak ve paydaşları sürece katmak için kendimize rehberlik edece danışmanlar seçtik. “Bu yolda Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) ile yürüyecek olmak bize yol gösterecek. Hali hazırda 8 bin fidanı toprakla buluşturduk. 2023 yılında ağaçlandırılacak 63 hektarlık saha için toplam 250 bin fidan dikilecek. Önümüzdeki yıl hedefimiz ise 500 hektardan fazla alanın ağaçlandırılması. 2025 yılı sonuna kadar toplam dikilecek bitki ve ağaç sayısı ise 3 milyondan fazla” ifadelerini kullandı.

Ali Rıza Koç: Ülkemiz için örnek proje

YK Enerji’yi rehabilitasyon sürecinde tam yetki ile izleyecek ve raporları şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşacak olan TTKD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Koç, “TTKD olarak doğru yapılanı desteklemek, yanlış olanı söylemek misyonumuz var. Türkiye’de maalesef rehabilite edilen maden sayısı çok az. YK Enerji’nin başlattığı bu projeyi bu nedenle çok önemli buluyoruz. Ülkemiz için örnek olacağına inandığımız projenin takipçisi olduk ve denetleme görevini üstlendik. Her ay bilim kurulundan uzmanlarımız sahaya gelerek inceleme yapacaklar, rapor hazırlayacaklar. Bunu da kamuoyu ile paylaşacağız” diye konuştu.

Mustafa Kumral: Madencilik ve çevre zıt değil

Ülkelerin gelişmişlik düzeyinin kişi başına tüketilen enerji ile ölçüldüğünü, uygarlığın ise madencilik sayesinde geliştiğini belirten İstanbul Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kumral, tüm dünyada en fazla 7-8 kilometre derinlikte yapılabileceğini, dünya ortalamasının 2.5 kilometre, Türkiye’de ise 250 metrede madencilik yapıldığını söyledi. Kumral, “Biz ülke olarak mermercilik, taş ocakçılığı ve belli bölgelerde kömür madenciliği yapıyoruz. Birkaç bakır ocağımızla da övünüyoruz. Oysa dünyada tespit edilmiş 70 elementin 60’ı ülkemizde bulunuyor. Madencilik ve çevrenin birbirine zıt olarak gösterilmesi doğru değil. Bu kısır döngüyü çözmeliyiz, bunu yaparken de halkı bilinçlendirmeliyiz. Madenleri işleteceğiz; bunu yaparken de yeni nesil çevre teknolojileriyle çalışacağız. Maden projesi yaparken çevre mühendisliği, iklim mühendisliği, rehabilitasyon süreçlerini yönetecek disiplinlerle birlikte hareket etmeliyiz” diye konuştu.

Taki Güler: Maden atıklarından yeni malzemeler üretiyoruz

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden Prof. Dr. Taki Güler de, günümüzde madenciliğin çevresel etkilerinin en aza indirilmesi için teknolojinin kullanılması gerektiğini belirterek, “En önemli konulardan biri maden atıklarının teknolojiyle değerlendirilerek dönüştürülmesi. Bir diğer konu ise madenlerle üretilen ürünlerin ömrünü tamamladıktan sonra atık haline gelmemesi ve döngüsel ekonomiye kazandırılması. Biz üniversitede mermer ve krom atıklarını değerlendiriyor ve daha katma değerli hale getiriyoruz. Bu atıkları farklı endüstrilerde kullanabiliyor, yeni ürünler üretebiliyoruz” dedi.

Çağatay Pamukçu: Başarılı rehabilitasyon mümkün

Maden ocaklarının rehabilitasyonunun farklı aşamalardan oluştuğunu belirten Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağatay Pamukçu, “İlk olarak ekosistem envanterinin iyi belirlenmesi gerekiyor, ardından sahanın stabilitesi sağlanmalı. Atıkların bertaraf edilmesi, su akış yolları ve drenaj kanallarının ıslahı ve toprak yönetiminin de mutlaka yapılması lazım. Ağaçlandırma bölgenin coğrafi ve iklim koşullarına uygun olarak yapılmalı. İklim koşulları ve sahanın yapısına göre, 1-2 yıl izleme ve bakım da büyük önem taşıyor. Başarısız olan dikimlerin yenilenmesi, yabani otların türemesinin önüne geçilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

Sultan Gündüz: Proje doğanın önceliklerine göre tasarlandı

Rehabilitasyon projesinin danışmanlığını yapan Doç. Dr. Sultan Gündüz, YK Enerji ile başladıkları rehabilitasyon çalışmasının, 2025 yılı sonuna kadar uzanacağını söyledi. Gündüz, “Müdahale edilen her alanda bir etki bırakılıyor, bu etkiyi de doğanın kendi mekanizmalarıyla çözüme kavuşturmak gerekiyor. Bu projede çevresel sürdürülebilirlik ilkelerini uyguladık. Projenin doğanın ve bölge halkının ihtiyaçlarını karşılaması lazım. Ekosistem restorasyonuna bakış açısının yeniden sorgulandığı bir sürece adım attık. Bitkiler de bir sosyolojiye sahip. Her bir bitkinin çevresindeki diğer bitkiye kattığı yaşamsal bir değer var. Yani, burada sadece bir ağaçlandırmadan değil, büyük bir ekosistemden bahsediyoruz” dedi.

3 milyon bitki ve ağaç dikilecek

YK Enerji, 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü’nde “Geleceğe Nefes” temasıyla Türkiye’nin en büyük doğaya yeniden kazandırma projesini başlattı ve Hüsamlar Maden Ocağı’na 8 bin fidan dikti. 2025 yılı sonunda toplamda bin 200 hektara ulaşacak rehabilitasyon alanına 3 milyon bitki ve ağaç dikilmesi hedefleniyor.

 

Şehirler