EGEPLASDER Başkanı Şener Gençer: “Katma değeri düşük ihracat ile Avrupa’nın hamallığını yaparız”
Üniversite ile sanayi arasındaki kopukluğun bedelini Türkiye’nin düşük kilogram başı ihracat fiyatlarıyla ödediğini söyleyen EGEPLASDER Yönetim Kurulu Başkanı ve EBSO Meclis Üyesi Şener Gençer, Türkiye’nin rakibi konumunda olan ülkelerin bu konuda çok hızlı ilerlediğini vurguladı.
DUYGU GÖKSU / İZMİR
Türkiye, plastikte Avrupa’nın ikinci, dünyanın ise altıncı büyük üreticisi konumunda. Türkiye’nin Mart sonu itibarıyla ulaştığı 23.4 milyar dolarlık ihracata kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü 2.7 milyar dolar katkı sunarken; plastikler ve mamulleri sektörü 775 milyon dolarlık ihracat ile alt mal grubu bazında kimya sektörüne en çok katkı sunan 2’nci sektör oldu. Ege Plastik Sanayicileri Derneği (EGEPLASDER) Yönetim Kurulu Başkanı Şener Gençer, Türkiye’nin yüksek teknolojili katma değeri yüksek üretim ve ihracatta rekabet sorunları yaşadığına dikkat çekti.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Plastik Ambalaj Sanayi Meslek Komitesi Başkanlığı ve Meclis Üyeliği görevlerini de sürdüren Gençer, üniversitelerdeki bilgi birikiminin sanayiye aktarılamadığına vurgu yaparak, “Ülkemizin 2024 yılı ihracatında ulaştığı kilogram başına değer 1,42 dolar seviyesine yükselse de bu rakamlara sevinemiyoruz. Bu durum açıkça hamallıktır. Üniversite-sanayi kopukluğunun bedelini burada ödüyoruz. Bunu değiştirmeye mecburuz. Yoksa Avrupa’ya hamallık yapmaya devam ederiz. Kilogram başı ihracat bedelimizi kademeli olarak ilk aşamada 3 dolara, 15 yıllık planlı bir sanayi dönüşümü sonrasında ise 5 Dolara çıkarmanın mücadelesi içerisinde olmalıyız.” dedi.
“Üniversite ve sanayi el ele olmalı”
Kimya ve plastik sektörlerinin bilimsel araştırmalara daha çok ihtiyaç duyduğunu açıklayan Gençer, “Bu nedenle üniversitelerle iş birliği olmazsa olmaz hale geldi. Üniversitelerin teknoparklarında araştırmalar yapılıyor ancak bu bilgi birikimi sanayiye aktarılamıyor. Sanayi odalarımızda Üniversite-Sanayi Koordinasyon Kurulları var ama Almanya’daki gibi çalıştırılamıyor. Hocalarla fabrika sahipleri aynı dili konuşsalar da bir türlü ortak zeminde buluşamıyorlar. Master, doktora çalışmaları raflarda kalıyor; sanayiciye ulaşmıyor. Bazı firmalar Ar-Ge merkezleriyle bu duruma çözüm geliştirse de tek başına yeterli değil. EBSO ise Türkiye’de üniversite-sanayi koordinasyonunu en iyi uygulayan iş dünyası kuruluşları arasında yer alıyor” diye konuştu.
1970’li yıllara kadar Türkiye’nin gerisinde olan Güney Kore gibi ülkelerin, planlı sanayi ve sektörel yatırımlarla bugün pek çok dünya devi şirketin sahibi olduklarını kaydeden Gençer, bugün gelişmekte olan ülkeler liginde Türkiye’nin rakibi olan pek çok ülkenin katma değer sorununu büyük ölçüde çözdüğünü hatırlattı. Gençer, özellikle tekstil gibi emek yoğun sektörlerde sanayi kuruluşlarının Mısır gibi ülkelere üretimlerini kaydırmaya başlamasının çok önemli bir uyarı olduğunun altını çizdi.
“5 değil 10 Petkim gerekli”
Kimya sektörünün gelişiminde en önemli engellerin başında yerli petrokimya üretim altyapısının yetersiz olması geldiğine işaret eden Gençer, “Türkiye’nin tek yerli petrokimya üreticisi Petkim’in yaptığı üretim, iç talebin yüzde 10’unu bile karşılamıyor. Petkim, Tüpraş, Erdemir, İsdemir gibi dev sanayi kuruluşlarının temellerinin atıldığı 1960’lı yıllardaki vizyoner bakış açısı ilerleyen yıllarda kaybedildi. Ülkelerin petrokimyada söz sahibi olması için petrol kaynaklarına sahip olması bir koşul değil. Yerli üretimin yetersiz olması, başta plastik olmak üzere pek çok sektörde firmaları fiyat dalgalanmalarına karşı savunmasız bırakıyor. Biz uzun yıllar Türkiye’ye en az 5 Petkim daha gerekli derdik, artık on Petkim gerekli diyoruz” İfadesini kullandı.
“2025’te umut zayıf ama sanayiye inancımız sürüyor”
Türk sanayisinin 2024 yılının ikinci yarısından itibaren zorlu bir sürece girdiğini belirten Şener Gençer, şirketlerin ne ürettiğinin önemi kalmadığını, çok yüksek seviyede gerçekleşen faiz oranları nedeniyle finansman kaynaklarına erişimin büyük ölçüde daraldığını söyledi. Umutlarının zayıfladığını ama sanayiyi inançlarının sürdüğüne dikkat çeken Gençer, “Sıkıntının 2030’a kadar süreceğini öngörüyoruz. Türkiye’de tüm sanayi ve hizmet sektörlerinde yüksek enflasyon nedeniyle fiyatlama davranışları tamamen bozuldu. Ülkemizin enflasyon denen ve tüm değerleri alt üst eden kronik hastalığa çözüm bulması şart. Türkiye’den çok daha kötü durumda olan ülkeler bile bu sorunu büyük ölçüde aştı. Üç senedir savaşta adeta yerle bir olan Ukrayna’nın enflasyonu dahi bizden daha düşük. Rusya ha keza. Bu durum hepimizi utandırmalı. Umutsuz değiliz, sektör olarak üretimde güçlü konumdayız. Üretim kabiliyetimiz yüksek. Bu kabiliyeti yüksek teknolojiye, katma değere çevirmeliyiz. Bu yıl zor geçebilir ama 2026’nın ikinci yarısında düzelme başlayabilir diye düşünüyorum.”
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.