“Dünya yatırım fonları, Türk su ürünlerinin peşinde”

Nihat DELİBAŞI

İZMİR - Türkiye’nin kültür balıkçılığında dünyanın sayılı üretici ülkeleri arasında yer aldığını, Akdeniz’de Yunanistan’ı tahtından indirdiğini belirten Tuncer, “Avrupa’nın tedarikçisi konumuna gelişimiz nedeniyle yatırım fonlarının sektöre ilgisi arttı. Kendi firmam Akuvatur’un da yabancı bir fon ile teması oldu. Akuakültür, yıllık yüzde 4-5 büyüme oranıyla bilişimin ardından dünyada ikinci, gıda sektöründe ise en hızlı büyüyen sektör konumunda. Bu yatırım için arayışta olan fonlar için cazip fırsatlar demek. Pandeminin gidişatı önümüzdeki dönemde satın alma ve yeni ortaklıkların seyrinde belirleyici olacak” diye konuştu.

Türkiye’nin çipura ve Akdeniz levreğinde 180 bin ton üretimle dünyanın en büyük üreticisi olduğunu belirten Tuncer, firmaların finans yükünü taşımakta zorlandığına dikkat çekti. Tuncer, “Bir çipura ve levreğin yetişmesi minimum iki yılı buluyor. Firmaların, balığın yumurtadan porsiyon haline geldiği bu iki yıllık sürede üretim finansmanı için büyük desteğe ihtiyacı var” dedi.
Bu desteğin kişisel servetleri çok aştığına, firmaların finansmanda bankalarla birlikte yürümek zorunda olduğuna dikkat çeken Tuncer, ihracatın büyük bölümünün Hollanda’ya gerçekleştirildiğini hatırlattı. Hollanda’nın Türk çipura ve levreğini işleyerek başta İtalya olmak üzere Avrupa ülkelerine pazarladığını kaydeden Tuncer, şu bilgileri verdi:
“İki yılın ardından kilogramı 4-5 Euro’ya ihraç ettiğimiz balıkta, en büyük maliyet yem. Türkiye, yem hammaddesinin yüzde 50- 60’ını içerden karşılayabiliyor, yerli hammadde kullanımını artırmalıyız. Öte yandan çipura-levrekte ihracatın yüzde 60-70’ini yaptığımız Hollanda, bu ürünü işleyerek kendi pazarlama ağıyla Avrupalı tüketiciye ulaştırıyor. Pazarlamada yeni modeller denemeli, pazarlama operasyonunun içine girmek için yeni nesil pazarlama stratejileri uygulamalıyız.”