'Deri ihracatçısının rekabet edebilmesi için doların 38 TL olması lazım'
Döviz kurlarındaki artışın enflasyon rakamlarının gerisinde kalması emek yoğun sektörleri ihracatta rekabet edemez noktaya getirdi. Emek yoğun sektörlerden deri ve deri mamulleri sektörü 2024 yılının ilk yarısında ihracatta yüzde 26,7’lik kan kaybetti.
İZMİR / EKONOMİ
Deri sektörü, 2024 yılının ilk yarısında ihracatta en büyük kaybı yaşayan sektör oldu. Maliyetlerdeki artış ve talepteki düşüklüğün birleşmesiyle 2023 yılının ilk yarısında 1 milyar 23 milyon dolar olan deri ve deri mamulleri ihracatı 2024 yılının aynı döneminde 750 milyon dolara geriledi.
İhracat düşüşünün minimize edilebilmesi için günümüzde dolar kurunun 38, euro kurunun ise 42 TL olması gerektiğini dillendiren Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, sektörde 2025 yılı ocak ayından sonra doğacak ek maliyetleri karşılayacak bir karlılık olmadığını vurguladı.
Uzun yıllar ortalamasında ayakkabı pazarında kişi başı satın alma yıllık 4-5 çift arasındayken 2024 yılında 2,65 çift olmasının beklendiğini ifade eden Zandar, “Ciddi anlamda bir talep azalması var. Şimdi ihracat pazarlarımıza bakıyoruz, Almanya en önemli pazarlardan biri Almanya'da yüzde 20, İtalya'da yüzde 25, çok önemli bir pazar olan Rusya’da yüzde 70 kayıp var. Fransa'da yüzde 15, Birleşik Krallık'ta yüzde 17, Romanya'da yüzde 26 kan kaybı yaşadık. Bu demek oluyor ki bizim ağırlık mamul sattığımız pazarlarda taleplerde sıkıntı var. Buna bir de bizim fiyat tutturamamamız eklenince, bu yaşadığımız yüzde 26'lık daralma gayet normal” diye konuştu.
Eylülde talepte kıpırdanma bekleniyor
2024 yılı Eylül ayından itibaren talep tarafında bir kıpırdanma beklediklerini söyleyen Zandar, Avrupa’da 2025 yılı mart ayında talebin 2019 yılı seviyelerine yükselmesinin öngörüldüğünü, bu değişimi fırsata çevirebilmeleri için önümüzdeki 6 aylık süreci ev ödevini yaparak geçirmeleri gerektiğini söyledi. Zandar, şöyle devam etti: “İhracatçılarımızın özellikle orta ve üst seviye markalara hitap edebilmeleri için hem sorumlu üretim hem de yeşil dönüşümle ilgili mutlaka ve mutlaka çalışmalarını şimdiden başlatması lazım. Biz bundan sonra evet çok ucuz bir ülke değiliz ama bugün Avrupa'da ve dünyanın pek çok ülkesinde orta ve üst seviye ürünlere talepler devam edecektir ve biz bu ürünleri üreten ülke olmalıyız.”
Sektörün sorumlu üretimler yapıp yeşil dönüşümü yakalaması gerektiğini belirten Zandar, “Gerekli değişimleri mutlaka uygulamalıyız. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin Brüksel Ofisi var. Bu ofis aracılığıyla AB bünyesinde bizim ürünlerimizle uygulanabilecek olası bütün önlemlerle ilgili kendimizi hazır etmek istiyoruz. Şirketlerimizin pek çoğu sosyal sorumluluk sertifikalarını temin etmek için çalışmalarını başlattılar. Bunlarla ilgili ciddi anlamda destekler de var. Bu konulara önem verip önümüzdeki bu 6 aylık belki yavaş süreci bunlarla değerlendirmek bence şirketlerimizi olumlu yönde etkileyecektir” dedi.