“Depozito sistemi sektör için milat olacak”
Hayata geçirilecek depozito sistemi konusunda altyapı çalışmalarının sürdüğünü ve sistemin sektörde yaşanan birçok soruna çözüm olacağını vurgulayan TÜDAM Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Kılıç, “2025’te hayatımıza girmesi ve hızla yaygınlaşmasını beklediğimiz bu sistem geri dönüşüm sektörü için bir milat olacak” dedi.
ALİ ŞAHİN/BURSA
Türkiye genelinde atık yönetimi ve geri dönüşüm alanlarında lisans almış işletmelerin bir araya gelmesiyle bir çatı örgüt olarak kurulan TÜDAM Değerlendirilebilir Atık Malzemeler Sanayicileri Derneği, 2007 yılından bu yana değerlendirilebilir atıklar başta olmak üzere ülkemizde oluşan atıkların doğru ve sistemli bir şekilde yönetilebilmesi için mevzuatların sahaya uyarlanması ve sektöre kurumsal bir kimlik kazandırılması hususlarında çok önemli bir rol oynuyor. Dernek, dünyadaki döngüsel ekonomi çalışmaları çerçevesinde geri dönüşüm sektörünün giderek daha fazla önem kazandığı bu süreçte çağın gerekliliklerini yakalamak adına kendini yenilemeyi ve güncellemeyi sürdürüyor. Son döneme dernekteki yapısal değişikliklere değinen TÜDAM Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Kılıç, “Özellikle Avrupa Birliğinde döngüsel ekonomiye geçişi sağlayabilmek adına çok ciddi regülasyon çalışmaları bir bir hayata geçiyor. Hatta ortaya konan Yeşil Mutabakat ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması(SKDM) uygulamaları, hedefi karbon nötr bir kıta oluşturmak olmakla birlikte aslında tüm enstrümanlarıyla birlikte yeni bir ekonomi politikası niteliğinde. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde bu gelişmelere ayak uyduramayan yapılar, özellikle AB’ye yapacakları ihracatlarda ciddi sıkıntı yaşamaları kuvvetle muhtemel. Geçtiğimiz dönemde dernek olarak ülkemizde atık yönetimi ve geri dönüşüm mevzuatının sahadaki uygulamaları ve sektörün gelişimi için çok önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Ancak dünyada yaşanan bu gelişmeler, artık konuya sadece yerel perspektiften bakamayacağımızı bize net bir şekilde gösteriyor. Bu doğrultuda biz de derneğimizin vizyonunun yeniden belirlenmesi ve çağa adapte olabilmesi adına, 2022 yılında aralarında çok değerli akademisyenler, iş insanları, sektör temsilcilerinin de olduğu seçkin grupla bir arama toplantısı gerçekleştirdik. Bu toplantıda yerel ve global unsurları göz önüne alarak sektörel sorunları sorulara dönüştürüp, bu sorulara TÜDAM Derneğinin nasıl bir vizyonlar cevap araması gerektiğini belirlemeye çalıştık” diye konuştu.
“Tüdam artık bir döngüsel ekonomi derneği”
Dernek vizyon belirleme toplantısının çıktıları ve sonuçlarına değinen Kılıç: “Açıkçası bu toplantının çıktılarından derneğimiz çok ciddi şekilde istifade etti. Tüzük değişikliğinin ardından artık dernek üyelerimiz arasında lisanslı işletmelerin yanı sıra sektöre özel makine/ekipman tasarlayan üreticiler, depozito makinesi üreticileri, plastik ana sanayi temsilcileri de yer alıyor. Oluşan nitelikli yapıyla birlikte geçtiğimiz yıldan bu yana birbirinden değerli akademisyenleri, bakanlık bürokratlarını, gazetecileri, sanayicileri ve sektör temsilcilerini konuk alarak Sektörel İstişare Toplantıları düzenliyoruz. Bu toplantılarda özellikle döngüsel ekonomi süreçlerini ve dünyadaki gelişmeleri ele alarak sektörel farkındalığı arttırmaya çalışıyoruz. Bununla birlikte geçtiğimiz yıl dernek merkezimizi TOBB Sosyal Tesisleri içerisine taşıdık ve hemen akabinde sektör temsilcilerinin çalışanlarının mesleki yeterliliklerini geliştirilmesi adına TOBB Mesleki Yeterlilik ve Belgelendirme A.Ş. (MEYBEM) ile bir protokol imzaladık. Son olarak Mart ayı içerisinde de ÇEVKO Çevre Koruma Derneği’yle, Yıldız Teknik Üniversitesi ortaklığıyla hayata geçirdikleri Geri Kazanım Test ve Araştırma Merkezi (GETAM)’nin TÜDAM üyeleri tarafından kullanılmasına ilişkin bir protokol daha imzaladık. Bu protokolle birlikte sektörümüzün ihtiyaç duyduğu geri dönüştürülmüş hammaddelerin kalitesi, dayanımları, geri dönüştürülmüş hammadde içeriği gibi son derece spesifik test çalışmaları, GETAM laboratuvarında gerçekleştirilebilecek. Tüm bu çalışmalarla birlikte artık TÜDAM Derneği’nin gerçek manada bir döngüsel ekonomi derneği haline geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi.
“Depozito için altyapı çalışması sürüyor”
Özellikle evlerde oluşan tüketici kaynaklı geri dönüştürülebilir atıkların artık stratejik bir hammadde olduğuna değinen Vedat Kılıç, “Geri kazanım katılım payı uygulamasının yürürlüğe girmesiyle birlikte yerel yönetimler ve piyasaya sürenlerin temsilen yetkilendirilmiş kuruluşlar arasında bir bağ kalmadı. Bununla birlikte sıfır atık belgesi alan market ve alışveriş merkezlerinin de evsel toplama sisteminin dışında kalmasının ardından belediyeler, atıkların kaynağında ayrı toplanması çalışmalarında yalnız kaldılar. Bu konuda yaşanan sorunları ele almak üzere dernek olarak Türkiye Belediyeler Birliği ve önde gelen belediye temsilcileriyle birlikte bayram sonrasında bir çalıştay gerçekleştirmeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı. Atık kaynaklarının doğru ve efektif şekilde toplanabilmesi için depozito sisteminin önemine değinen Kılıç, “Evsel kaynaklı atıkların toplanması ve ekonomiye kazandırılması konusunda evrensel normların son derece gerisinde kaldığımız aşikar. Yerel yönetimlerin imkansızlıkları ve kurumsal bir toplama sisteminin oluşturulamaması sebebiyle maalesef hali hazırda atıkların önemli bir kısmı sokak toplayıcıları vasıtasıyla çöplerin içerisinden vahşi şekilde toplanabiliyor. 21’inci yüzyıldı bu vahşi ve sağlıksız toplama yöntemini bir sistem olarak kabul edebilmemiz mümkün değil fakat maalesef gerçek bu. Bu atıklardan ve değerlerinden vazgeçme şansımız olmadığına göre bu sorunları rehabilite edecek çözümler bulmamız gerekiyor. Bu doğrultuda depozito toplama sitemi, her ne kadar Türkiye gibi geniş yüzölçümlü ve yüksek nüfuslu bir ülke için ciddi zorluklar barındırsa da, elimizdeki en önemli enstrüman olarak öne çıkıyor. Depozito kapsamına giren yıllık 20-30 milyar adetlik PET, cam ve alüminyum ambalaj mevcut. Eğer bu ambalajlar uygun depozito iade bedelleri belirlenerek ayrı olarak toplanabilirse, görece en değerli materyaller çöpün içinden çıkarılabilecektir. Dolayısıyla sistemin bir katalizör görevi de görerek tüketicileri, büyük ölçüde sokak toplayıcılarını rehabilete ederek vahşi toplama sorununun çözümü için zemin oluşturacağını düşünüyoruz” dedi.
Özellikle sokak toplayıcıları kaynaklı oluşan kayıt dışı ekonomiye de değinen Vedat Kılıç, “Mevcut haliyle çöpün içinden sokak toplayıcıları eliyle toplanan atıklar, doğal olarak kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı çalışmayı da beraberinde getiriyor. Eğer doğru kurgulanır ve uygulanabilirse depozito sistemi kayıt dışılığın önüne geçilmesi ve sağlıklı atık envanterinin oluşturulması için de tetikleyici bir faktör olabilir. Bu da sektör için bir milat niteliğinde olur” ifadelerini kullandı.
“Altyapı çalışmaları ve hazırlıklar devam ediyor”
Depozito sisteminin hayata geçirilebilmesi için ciddi bir altyapı çalışmasına ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Vedat Kılıç, nüfusu Türkiye’ye nazaran çok daha düşük olan Avrupa ülkelerinde bile çalışmaların zaman aldığına değinirken “Türkiye büyük bir nüfusa sahip yıllık 20-30 milyar adet şişeden bahsediyoruz. Almanya’da bile sistemin başlangıcı birkaç kez ötelenmişti. Bizde de 2020 itibarıyla başlayan çalışmalarda Çevre Ajansı’na yetki verildikten sonra geldiğimiz noktada şişelerde özel mürekkepli logoların kullanımı başladı, üreticiler veri tabanına kaydedildi, yazılım ve doğrulama makinelerinin tasarımları da devam ediyor. Bu ciddi çalışmaların akabinde depozito iade sisteminin 2025 yılı itibariyle hayatımıza dahil olacağını, 2026’dan itibaren de yaygınlaşacağını düşünüyoruz” diye konuştu
“Mekansal planlama ve teknoloji yatırımı desteklenmeli”
Sektörde yaşanan sorunlara da değinen Kılıç, “Geri dönüşüm dünyada stratejik bir hal almasına karşın ne yazık ki ülkemizde aynı değeri görmüyor. Sektör yatırımcıları ciddi bir yer sorunu yaşıyor. Bununla birlikte yasadaki uyumsuzluk nedeniyle Sanayi Sicil Belgelerimiz iptal edilmeye başlandı. Ekipman, makine kullanıyor istihdam sağlıyoruz ama maalesef mevzuat nezdinde sanayici sayılmıyoruz. OSB’lerde yatırım yapmak istediğimizde kabul edilmiyoruz. Atıklar artık stratejik bir hammadde kabul edildiği için AB “End of Waste” yani atık sonu uygulamalarını devreye alarak bu malzemeleri atık sınıfından çıkarıp daha kolay hareket edebilmelerini sağlamaya çalışıyor. Yaptığımız işin çevreye katkısını koşulsuz kabul ederken işin ekonomi düzleminde de görülmesi ve bu anlamda da yasal çerçevede adımlar atılmasını istiyoruz. Geri dönüşüm konusunda güçlü bir ülkeyiz. Bu durum Türkiye açısından önemli fırsatlar sunuyor. Plastik, metal ve kağıt gibi geri dönüştürülmüş hammaddelerde ciddi bir ihracat yapıyoruz. Avrupa regülasyonları ile geri dönüştürülmüş hammadde oranı artacağı için bu alanda yeni ihracat kapıları da açılacak. Bu fırsatları kaçırmamak adına sektörün önünü açmalıyız” dedi. Sektörde yatırımın da piyasa koşullarına uygun desteklenmesi gerektiğini belirten Kılıç, “Finansman faizleri çok yukarı çıktı. Kapsamına girdiğimiz teşviklerdeki faiz avantajının en azından dönemsel olarak piyasaya uygun revize edilmesi yönünde bir talebimiz var. Kalıcı yatırımlar için finansman çok önemli. Sektörde halen ciddi oranda teknoloji eksiği var ve bunu biran önce tamamlamalıyız. Kısaca Geri Dönüşüm İhtisas OSB gibi bir alanda mekânsal planlama anlamında sorunlarımızı çözüp yatırımın önü açılırsa bizim sektörümüz gereken yatırımı fazlasıyla yapacaktır” ifadelerini kullandı.