“Dengeleri bozmadan büyümenin önünde kısıtlar var”

Bursa’da düzenlenen ‘Anadolu Buluşmalarında’ konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, “2023’te büyümenin hızlandırılması gerekiyor. Fakat makro dengeleri bozmadan büyümenin hızlandırılabilmesinin önünde de çeşitli kısıtlar yer alıyor ve bu ekonomik politikanın hareket alanını epey daraltıyor” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“Dengeleri bozmadan büyümenin önünde kısıtlar var”

ALİ ŞAHİN/BURSA

Türkiye'nin önde gelen iş dünyası örgütleri TÜRKONFED ve TÜSİAD iş birliğiyle düzenlenen ‘Anadolu Buluşmaları’ kapsamında MARSİFED ev sahipliğinde Bursa’da toplandı. Açılışta konuşan MARSİFED başkanı Ramazan Kaya dernek ve şehir hakkındaki bilgileri aktardı. Kaya, “Ülke geneline de göz attığımızda. Resmi verilerle bu yılın ilk dokuz ayında ihracatımız yüzde on yedi, ithalatımız yüzde kırk oranında artmış. Bununla birlikte dış ticaret açığımız yüzde yüz elli oranı da artış göstermiş. Hem ihracat rekabet gücündeki düşüş hem de ham madde ve enerji fiyatlarındaki artış dış ticaret aktiflerimizi tarihi düşük seviyelere getirmiştir. İhracatta yüksek teknoloji ürünlerin payını arttırırken ithalatta enerji bağımlılığını azaltmamız gerekiyor” diye konuştu. Kaya bir sonraki toplantının ise Edirne’de yapılması önerisinde bulundu. Ekonomide yaşanan olumsuzlukların genel ekonomi üzerinde ağır bir baskı oluşturduğunu söyleyen TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, ülkenin yaşadığı sorunları aşabilecek güçte olduğunu vurgularken “Yeşil gündemin takipçisi değil önderi olmalıyız. Anadolu’nun fikirlerini ortak hayalle hayata geçirmek istiyoruz. 2023’te de Anadolu’dan yükselen bu ortak sesi 81 ildeki buluşmalarla güçlendireceğiz” ifadelerini kullandı.

“Mevzuat değişiklikleri sektörleri etkiledi”

Bursa’daki sanayi ve iş dünyasından övgüyle bahsederek sözlerine başlayan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, “Kur şokları ve döviz kurunun kontrol edilmesi amacıyla getirilen düzenlemeler faizi tek basamağa düşürmeye odaklı para politikası ve bunların sonucu olarak yüksek enflasyon 2022’yi şekillendirdi. Yılı enflasyonun seviye olarak yüksek olmakla birlikte artışının durduğu ama ihracat artışının da durduğu ve büyümenin yavaşladığı bir konjonktür ile bitiriyoruz. 2022’de çok sayıda mevzuat değişikliği oldu. Bu değişiklikler bankacılık ve reel sektörün davranışlarını etkiledi. Faiz oranlarındaki düşüşe rağmen reel sektörün finansman erişimi zorlaştı. Artan ham madde fiyatlarıyla ithalatın faturası artarken küresel restorasyonla ihracatla yavaşlamaya başladı. Dış ticaret açığı ve cari açıkta yükseldi. Önümüzdeki yıl öngörülerimiz ise enflasyonun tek araya inmesini hedefleyen politikaların uygulandığı TL'nin istikrara kavuştuğu, iş hayatına dönük değişikliklerinin yerini kuralların öngörülebilir olduğu bir iş ortamının aldığı yüksek enflasyonun erittiği, satın alma gücünün yeniden toparlanıp iç talebin canlandığı, büyümenin de hızlandığı bir konjonktür bekliyoruz” dedi.

“Büyümenin hızlandırılması gerekiyor”

2023’ün seçim yılı olması dolayısıyla öngörü yapabilmenin zor olduğunu belirten Turan, “Enflasyondan ve işsizlikten zarar gören özellikle sabit ve dar gelirliler açısından ekonomik koşullar zorlayıcı. 2023’te büyümenin hızlandırılması gerekiyor. Fakat makro dengeleri bozmadan büyümenin hızlandırılabilmesinin önünde de çeşitli kısıtlar yer alıyor olması ekonomik politikanın hareket alanını epey daraltıyor. Büyümedeki hızlanma cari açığın bozulmasına bu da kul üzerinde baskı ve üzerinden enflasyonun hızlanmasına yol açma çalışıyor. Bu nedenle ekonomik politikalarının büyük bir dikkat ve beceriyle uygulanması gereken bir yıl ayırıyoruz. 2023 makro ekonomik istikrarın test edildiği bir yıl olmak durumunda. Eğitimle insanımızın yetkinliklerinin geliştirilmesi, bilim, teknoloji ve inovasyona önem verilmesi, ekonomiden demokrasiye kadar tüm alanlarda güvenilir ve kapsayıcı kurum ve kuralları yerleşmesi gibi konularda eş zamanlı ilerleme kaydettiğimiz takdirde sürdürülebilir kalkınmayı başarabiliriz” ifadelerini kullandı.

“Ülkemizin enerjisini serbest bırakalım”

Analitik, eleştirel, yenilikçi, düşünce düşünmeyi odağı alacak ihtiyaç duyulan teknik, dijital ve sosyal duygusal becerileri en iyi seviyede kazandıracak şekilde eğitim sistemimizi değiştirmemiz gerektiğini vurgulayan Turan, “Ayrıca yetişmiş nitelikli insan kaynağını korumamız çalışanların iş memnuniyeti açısından ihtiyaç ve beklentilerini gözetmemizde çok önemli. Bu açıdan refahın daha adil paylaşım önümüzdeki dönemin toplumsal dinamikleri açısından da önemli taşıyacak. Toplumsal dönüşümün ülkemiz açısından çok kritik bir boyutu hiç şüphesiz kadınların toplumda kendi hakları olan konuma gelmeleri. Bunun önündeki tüm engelleri kaldırmalıyız. Günümüzde ekonomik gelişme de bilime ve teknolojiye daha fazla önem vermeyi gerektiriyor. İklim krizi, sürdürülebilir üretim ve tüketim yöntemlerini içselleştirmemiz bu yönde AR-GE'ye ve inovasyon çalışmalarına ağırlık vermemizi mecbur kılıyor. Yeşil dönüşüm yolculuğunda karbon ayak izi, azaltma faaliyetleri şirketlerimize, enerji verimliliği, maliyet kontrolü ve risk azaltma gibi birçok fayda sağlayacak. Hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi ve demokrasi hem toplumsal kapsayıcılığın geliştirilmesi açısından hem de bilimsel ve teknolojik ilerlemenin de temelini oluşturan ifade özgürlüğü konusunda korunması açısından tartışılmaz oranda önemlidir. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında ülkemizin enerjisini serbest bırakalım. Kurumsal yapılarımızda ve kurallarımız gelişmiş, adil, saygı ve çevreci bir Türkiye hedefine doğru ilerlemeye sınırlayan tüm noksanlarımızı hızla telafi ederiz” dedi.

“İş dünyasının toplumsal duyarlılığı önemli”

SÜTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz ise “İki kurum Anadolunun temsili açısından büyük bir görevi yerine getiriyor. İstiyoruz ki toplum daha geniş bir perspektifle bilimin ışığında düşünce özgürlüğünün sağladığı ortamda kendini geliştirsin, fikirler çarpışsın. Ve böylece daha yüksek bir katılımla gelecekle ilgili kararlar olsun. Türk sanayi yapa boza öğrendi. Türk iş dünyası yapa boza öğrendi. Ve iş dünyası toplumun kaynağı kullanma yönlendirme yetkisine sahip. O bakımdan iş dünyasının toplumsal duyarlılığı ve bu katılımı her şeyden önemli arkadaşlar. Kendimizi geliştirip piyasadaki rekabette var olmaya çalışmalıyız. Piyasa ekonomisinin kurum ve kuralları iyi çalışsın. Rekabet ortamı iyi oluşsun. Biz daha verimli oluruz. Bunu reddedebilecek olan var mı?” ifadelerini kullandı.
İkinci bölümü basına kapalı olarak yapılan buluşmada TÜRKONFED’in “Yeni Dönem, Yeni Ufuklar” vizyon belgesi ile TÜSİAD’ın “Yeni bir Anlayışla Geleceği İnşa: İnsan, Bilim, Kurumlar” raporu iş insanlarıyla paylaşıldı.

Şehirler