Çok hızlı bir büyüme sürecine giren Bergama ve Dikili acil plan bekliyor

EKONOMİ Gazetesi ve Bergama Ticaret Odası tarafından gerçekleştirilen “2025 Ekonomisinde Bizi Neler Bekliyor?” konulu toplantı Dikili’de gerçekleştirildi. Toplantıda Bergama, Dikili, Kınık ilçelerinin de yer aldığı İzmir’in kuzey aksının lojistik olanakların ve sanayi alt yapısının gelişmesiyle çok hızlı bir büyüme sürecine girdiği belirtilerek, mesleki eğitim, sağlık, konaklama, ulaşım gibi alanlarda acilen planlama yapılmaması halinde bölgenin sıkıntılarının artacağına dikkat çekildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Çok hızlı bir büyüme sürecine giren Bergama ve Dikili acil plan bekliyor

AHMET USMAN - DUYGU GÖKSU / İZMİR

Bergama Ticaret Odası’nın (BERTO) EKONOMİ Gazetesi ile birlikte düzenlediği “2025 Ekonomisinde Bizi Neler Bekliyor?” başlıklı panelin adresi Dikili oldu. Dikili Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen panelde bölge ekonomisinde yaşanan gelişmeler masaya yatırılırken, EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, Genel Koordinatör Vahap Munyar ve Yayın Kurulu Başkanı Dr.Şeref Oğuz 2025 yılı beklentilerini dinleyicilerle paylaştılar. Dikili yanında, Bergama, Kınık, Aliağa, Menemen, Akhisar gibi ilçelerden yoğun bir katılımla gerçekleştirilen panelde, İzmir-İstanbul ve İzmir-Çanakkale Otobanları ile birlikte bölgede hareketliliğin çok arttığı, mevcut ve yapımı süren OSB’ler, tarıma dayalı ihtisas OSB’ler ve serbest bölgenin hızla dolmasıyla bu gelişmenin daha da hızlanacağı dile getirildi. Yeni yatırımların ihtiyaç duyacağı iş gücü ile bölge nüfusunun 5-6 yıl içinde 2 katına çıkacağının anlatıldığı toplantıda, işletmelerin ihtiyaç duyacağı işgücünün sağlanması için mesleki eğitim; artan nüfusun ihtiyaç duyacağı konut, sağlık, sosyal tesisler gibi alt ve üst yapı yatırımlar için acilen planlama yapılarak, harekete geçilmesi gerektiğine dikkat çekildi.

Sorumluluk alanlarının Dikili ve Kınık ilçelerini de kapsadığını ifade eden BERTO Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Kolat, “1925’te kurulan odamız neredeyse cumhuriyetle yaşıt. İki yıl önce yönetime geldiğimizde 2 bin 200 üyemiz varken, bugün bu sayı 2 bin 600’e ulaştı. Bunda bizim gayretlerimiz kadar bölgemizin cazibesinin artması da etkili oldu. Kuzey Ege Otoyolu’nun faaliyete geçmesi ile başlayan büyüme süreci, yeni organize yatırım alanlarının açılması ile daha da hızlandı. 5 yıl önceye kadar pek rağbet görmeyen Bergama OSB’de şu an 5-6 fabrika çalışıyor. Ama 70 parselin yarısında inşaatlar tamamlanmak üzere. Kalan yarısı da inşaat ruhsatını aldı. 2 yıl içinde faaliyete geçecekler. Genişleme çalışmalarını gündemimize aldık. Dikili ve Kınık Tarıma Dayalı İhtisas Organize Bölgeleri (TDİOB) hızlı şekilde ilerliyor. Dünya Bankası’ndan gelen 30 milyon dolarlık kredi ile altyapı hızlı şekilde tamamlanacak. Kınık TDİOB’nin imar planları İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından onaylandı ve altyapı proje ihalesi gerçekleştirildi. Batı Anadolu Serbest Bölgesi’nde (BASBAŞ) ilk tesisler kurulmaya başlandı” diye konuştu.

En büyük sıkıntımız mavi yakalı eleman bulamamak

Bölgedeki hızlı büyüme dikkate alınarak buna dair planlamaların 10-15 yıl önce yapılması gerektiğini vurgulayan Kolat, şunları söyledi: “Mavi yakalı eleman bulma konusunda sıkıntılar başladı. Her yeni fabrika ile bu sıkıntı daha da artacak. Yerel dinamiklerle çeşitli çalışmalar yapıyoruz ama daha planlı hareket edilmesi lazım. 5 yıl içinde bu bölgede 30 bin yeni istihdam öngörülüyor. Bunun bir kısmı dışarıdan temin edilse de, önemli bir kısmı ilçelerimize yerleşecek. İş gücünün sağlanması için mesleki eğitime, artacak nüfus için de konut, sağlık, yol, su, sosyal hayat gibi hizmetlere ihtiyaç var. Bunlar da planlama ile olur. Planlama konusunda hızlı hareket edilmesi için yerel yönetimlere daha çok yetki verilmeli.”

Kuzey Ege Limanı bölgenin çehresini değiştirir

Çandarlı’da kurulmak istenen Kuzey Ege Limanı’nda çalışmaların mendirek inşaatı tamamlandıktan sonra durduğunu hatırlatan Lütfi Kolat, “Bu proje bölgemizin çehresini değiştirebilecek potansiyele sahip. Buranın sürdürülebilir enerji alanı ya da endüstri bölgesi ilan edilmesi ile ilgili değerlendirmeler yapıldı ama ilerleme olmadı. En kısa sürede canlanmasını umuyoruz. Bir talebimiz de Zeytindağ’a kadar gelen Kuzey Ege Otoyolu’nun devam ettirilmesi. Ayrıca Kozak’ta granit konusunda büyük bir ihracat potansiyeli var. Bütün ağır tonajlar vasıtalar antik kentten geçen mevcut yolu kullanıyorlar. Oraya çevre yolu yapılması bizim için çok önemli. İzmir banliyö hattı İZBAN’ın Bergama’ya kadar uzanması da, ilçemizde oluşacak istihdam açığının giderilmesi için şart” dedi.

Bergama’da tarım ve turizm sektörlerinin de güçlü olduğunu ama yeterince ön plana çıkamadıklarını dile getiren Kolat, “Bergama UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almasına karşın bundan yeterince yararlanamamış. İlçenin tanıtımıyla ilgili sosyal medyada içerik üretenlerle görüşmeler yapıyoruz. Bunu başka tanıtım çalışmaları da izleyecek. Coğrafi işaretli ürünler konusunda yaptığımız atılımla ilçenin hem tarımına hem turizmine katkı sunmayı hedefliyoruz. Özellikle turizmle, gastronomiyle ilçemizi parlatmak istiyoruz. Bergama’da en fazla yetiştirilen tarım ürünleri pamuk ve domates ama biz zeytin ve zeytinyağını birinci sıraya taşımak istiyoruz. Şimdiye kadar zeytini Akhisar’a, zeytinyağını Ayvalık’a satmışız. Artık Bergama zeytinyağının tanıtımı, ambalajlı ve markalı olarak pazarlanması için yoğun mesai harcıyoruz. Bunun karşılığını da almaya başladık. Son iki yılda ilçemizde 4 zeytinyağı markası tescil edildi. Coğrafi işaret alacağız. Ayrıca İzmir Ticaret Borsası öncülüğünde hayata geçirilen İzmir Tarım ve Teknoloji Merkezi’nin (İTTM) kurucu ortağıyız. Bu kapsamda bir tarlada araştırma yapılmaya başlandı. Bölgemizin tarımının gelişimi için buna çok ihtiyacımız var. Bergama Ticaret Odası olarak, Bergama Kozak Çam Fıstığı, Bergama Graniti, Bergama Parşömeni, Bergama Köftesi, Bergama Çığırtması ve Bergama Tulum Peyniri’nin Coğrafi İşaret Tescillerini başarıyla tamamlayarak bölgemize özgü bu değerleri koruyup, gelecek nesillere en doğru şekilde aktarmak için gerekli adımları attık. Bu çalışmalarımız devam edecek” diye konuştu.

Kolat, sanayi ve seraların yanı sıra, küresel ısınmanın da etkisiyle bölgede su ihtiyacının yaklaşık 3’e katlanacağını sözlerine ekledi.

 

Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz: Planlamada önümüz kesiliyor

Toplantı öncesinde EKONOMİ Gazetesi ve BERTO yöneticililerini ağırlayan Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, Dikili ekonomisinin en büyük itici gücünün turizm olduğunu belirterek, “İlçemizde özellikle iç turizm hakim. Zaten yatak sayımız da çok fazla değil. Dikili’deki turistik işletmelerinin toplam yatak kapasitesi 5 bin dolayında. Geride bıraktığımız turizm sezonu oldukça iyi geçti. Bunda, bizim de desteğimizle gerçekleştirilen, ulusal televizyon kanallarında yapılan ilçemizle ilgili yayınlar çok etkili oldu. Özellikle tekne turizmi adeta patladı. Koylarımızın güzelliğini televizyonlarda sergileyince günübirlik tekneler işlerini ikiye katladılar. İnsanlar yaz boyunca İzmir, İstanbul, Bursa gibi kentlerden otobüslerle Dikili’ye gelerek tekne turlarına katıldılar” dedi.

Dikili’de yabancı turistin neredeyse hiç bulunmadığını söyleyen Kırgöz, “İlçemizde ikinci konutlar çok yaygın. Nüfusumufz 48 bin ama 110 bin konutumuz var. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden ve Almanya’dan insanlar yaşıyorlar. Çok renkli bir toplumsal yapıya sahibiz. Dikili’nin tanıtımını yapıp yapmamakta ikilemde kalıyoruz. Çünkü yerel halkın bir kısmı, özellikle esnaflar daha çok turistin gelmesini istiyorlar. Ama ticaretle işi olmayanlar buna pek taraftar değiller. Çünkü gelenler bulundukları bölgeleri kirletip gidiyorlar” diye konuştu.

Daha önceleri ilçemizin yaz ve kış nüfusları arasında büyük fark varken pandemiden sonra bu durumun değiştiğini anlatan Kırgöz, “Artık kış nüfusumuz çok azalmıyor. Ama insanlar ikametgahlarını buraya aldırmadıkları için, belediyemizin gelirleri artmıyor. En büyük sıkıntımız bu. Bir diğer önemli sıkıntıyı da planlama konusunda yaşıyoruz. 3 bin dönüm üzerinde kurulu Dikili Tarıma Dayalı Organize Bölgesi 2 yıl içinde devreye alınacak. Burada 3 bin kişinin istihdam edilmesi bekleniyor. Komşumuz Bergama’da kurulan Batı Anadolu Serbest Bölgesi’nde faaliyet başladı. Bergama OSB’de yer kalmadı. Bölge birkaç yıl içinde müthiş hareketlenecek. Buna hazırlanmak istiyoruz ama planlamada çok ağır yol alıyoruz. İl Tarım Müdürlüğü önümüzü kesiyor. Hazırladığımız planlar için bir türlü uygun görüş alamıyoruz. 6-7 yıldır beklediğimiz kurum görüşleri vardı, en son ret yanıtı aldık. Şu an kontrolsüz bir yapılaşma var. Bunu planlı yapmak istiyoruz ama olmuyor” görüşünü savundu.

Menemen Ticaret Odası Başkanı İzzet Süsoy: Sanayideki gücümüz artıyor

Menemen’in tarım ağırlıklı bir bölge olmasının yanı sıra son dönemdeki yatırımlarla tarımdaki gücünü sanayide de gösterebileceğini söyleyen Menemen Ticaret Odası Başkanı İzzet Süsoy, “Şu anda yeni bir organize sanayi bölgesi ve serbest bölge kurulma aşamasında. Yani önceden tarım ağırlıklıyken artık tarım ve sanayi ağırlıklı bir bölgeye dönüşüyoruz. Türkiye’nin her yerinde gıda enflasyonu sorunu öne çıkıyor. Gıda fiyatları ne kadar artsa da üretici mutsuz. Gıda fiyatlarındaki artış üreticiye yansımıyor. Ayrıca Bergama ve Menemen Türkiye’nin en iyi pamuğunu üreten ilçeler. Ancak üretici kazanamamaya devam ederse ekimi bırakacak. Çiftçi üretmezse durum daha da kötüye gider” dedi.

Hakan Güldağ: Şubatta faiz indirimine gidilebilir

Enflasyonun beklenilen hızda düşmediğini söyleyen EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, “Döviz rezervleri yukarı doğru çıkmaya başladı. Eylülde gerçekleşen yüzde 3’e yakın enflasyon ise tedirginliği artırdı. Kasımda faiz indiriminin gelmesi çok zor olacak. Aralıkta asgari ücretle ilgili de çok büyük bir hesaplaşma olacak. İnsanların geçinmesi giderek zorlaşıyor. Asgari ücrette yüzde 25 oranında bir artış konu olabilir ve bu da açlık sınırına yakın bir rakam olacak. Merkez bankası ocak ayında kamu zamların görmek isteyecek. Ocak ayı enflasyonunu görüp şubat ayının başında bir faiz indirimine doğru gidebilirler. Yavaş yavaş piyasaların açıldığını göreceğiz” diye konuştu.

Şeref Oğuz: Halk ile yönetim arasında uçurum arttı

Enflasyonun düşeceği ile ilgili toplumdaki inancın azaldığını dile getiren EKONOMİ Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz, “Halk ile yönetim arasında güven uçurumları arttı. Halk, enflasyonun düşeceğine daha az inanıyor. İş dünyası da ‘düzeltmek zorundayız’ diyerek daha mütevazı tahminlerde bulunuyor. İş dünyası hayati tedbirler alınması görüşünde. Türkiye üretmeye devam eden bir ülke. Bu nedenle batmaz, ancak sürünüyor. 2026 yılında bu durumdan çıkmak için çare üretmek zorunda. Bütün bunlar olurken dünyada da ekonomik sorunlar devam ediyor ve toplumların hepsinde demokrasiden uzaklaşma eğilimi var” ifadelerini kullandı.

Vahap Munyar: 2025’te de rahatlamayacağız

Döviz kurları ve faizde sübvansiyonlu bir davranış sergilenmeyeceğini öngördüklerini söyleyen EKONOMİ Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar, “Verilen ucuz kredilerin acı faturasını hep birlikte ödeyeceğiz. Enflasyon düşürülemiyor, inatçılık var. 2025 yılında da Türkiye rahatlamayacak” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “rasyonel zemine dönme” açıklamasıyla ilgili olarak konuşan Munyar, “Biz arabayı ters yöne çevirdik. Cumhurbaşkanı hükümet sistemiyle birlikte kendi elimizle ekonomiyi bozmaya başladık. Buradan dönmek de kolay değil. Hükümet program konusunda ısrarcı, başka da çıkar yolları yok” diye konuştu.

 

Şehirler