Aşırı sıcaklardan turist otelden çıkmıyor, maliyetler artıyor

Son günlerde hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi turizm sektörünü de etkilemeye başladı. Aşırı sıcaklar nedeniyle otelden dışarı çıkmayan ve harcama yapmayan turistler, enerji maliyetlerinin de artmasına yol açıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Aşırı sıcaklardan turist otelden çıkmıyor, maliyetler artıyor

FİKRİ CİNOKUR / ANTALYA 

Kapadokya Üniversitesi Sürdürülebilir Turizm Yönetimi Program Başkanı. Doç. Dr. Mehmet Bahar, Türk turizminin iklim değişikliğine hazır olmadığını söyledi. Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Hakan Saatçioğlu da, sıcaklıkların her geçen yıl bir önceki yılı arattığını belirtti.

İklim değişikliğinin artık hissedildiğini belirten POYD Başkanı Hakan Saatçioğlu, şunları kaydetti:

‘’İklim değişikliği otelleri her yönden çok etkileyecek. Turizmcinin en önemli Temmuz ve Ağustos ayını ciddi şekilde etkilenmeye başladı. Misafirler sezonun yüksek olmasından dolayı yüksek ücretler ödeyip, sıcaklıklardan muzdarip olmaya başladı. Turistin tatili gündüz ve akşam keyifsiz olabiliyor. Sıcaktan misafir otelden çıkıp şehrimizin güzelliklerini görmekten çekiniyor. Misafir ya lobide ya da odasında vakit geçirmeye ve tatilini sorgulamaya başlıyor.’’

Önümüzdeki yıllarda sıcaklıkların bu şekilde devam etmesi halinde turizm sektörünün yüksek sezonunun ciddi yara alacak gibi göründüğüne dikkat çeken Saatçioğlu şöyle devam etti:

‘’Sürdürülebilirlik bu açıdan çok önemli. Turizm Geliştirme Ajansının (TGA) başlatmış olduğu programların yararı var ama yeterince hızlı ilerlemiyor ve denetlenmiyor. Sürdürülebilirlik sadece bir şehri veya bölgeye has uygulama değil. İklim değişikliği tüm ülkemizi ve dünyamızı etkileyecek bir sorun haline gelecek. Bu nedenden dolayı sürdürülebilirlik konusundaki yaptırımlar hızlıca hayata geçirilmeli. Evet, kısa vadede maliyetlerimiz artıracaktır ama uzun vadede bunun yararlarını hem pazarlama hem de farkındalık olarak ülkemiz diğer ülkelerin önüne geçirecektir. Özellikle Türkiye’de ‘’her şey dahil’’ konseptlerinden yüksek satış fiyatların altını doldurmak amacı ile gereksiz ikramlar, uygulamalar işlemler yapılmaktadır’’

Turizmcinin sürdürülebilirlikten dolayı birçok ikram ve hizmetten  vazgeçmek ve gereksiz abartılı maliyetlerini azaltmak durumunda kalacağına dikkat çeken Hakan Saatçioğlu, ‘’Otellerde ‘her şey dahil’ satışların dışında extra şarap, pavılıon, a la carte vs vs satılmakta ve turizm ek gelir olarak elde ediyor. Sıcaklardan dolayı özellikle Temmuz ve Ağustos bu yıl çok ciddi gerileme olmuştur. Otel dışındaki esnaf zaten şikayetçi.  Otel müşterisi gündüz neredeyse sıcaklardan dolayı dışarıya çıkmamaya başladı. Akşam çıkmaya çalışıyorlar ama akşam da artık nemden dolayı tercih edilmiyor’’ dedi.

Enerji maliyetleri artıyor

Enerji yetersizliği bulunan otellerin olabileceğini ifade eden Hakan Saatçioğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

‘’3-4 yıldızlı otellerin jeneratörleri klima sistemini desteklemiyor olabilir. 5 yıldızlı otellerde tüm sistemi destekleyen jeneratörler var. Uzun süreli elektrik kesintisi olmadığı sürece sorun oluşturmaz. Fakat jeneratörler de mazot ile çalıştığı için ciddi maliyet oluşturuyor. Bunun dışında kısa süreli elektrik kesintilerinden dolayı otel içindeki tüm elektrik kartlarına ciddi zarar vermektedir. Kart temini zaman zaman uzun sürebiliyor. Otelciyi en çok tedirgin eden kart veya komprasör arızaları veya motor yanmalarıdır. Klima grupları, trafolar, soğuk odalar, mutfak cihazları, turizmciyi en çok tedirgin ettiği cihazlardır.’’

Turizm iklim değişikliğine hazır değil

-Kapadokya Üniversitesi Sürdürülebilir Turizm Yönetimi Program Başkanı. Doç. Dr. Mehmet Bahar, mevsim normallerinin çok üzerinde seyreden sıcaklıkların, turizm sektörünü ve turistleri çeşitli şekillerde etkilediğini belirtti.

Bu etkiler arasında enerji yetersizliği, turizm sezonlarının değişmesi, turistlerin konfor seviyelerinin azalması ve hatta bazı turistik bölgelerin cazibesinin azalması gibi sorunlar bulunduğuna dikkat çeken Bahar, şunları kaydetti:

‘’İklim değişikliği nedeniyle Kuzey ülkelerden sıcak iklime sahip güneye seyahat eden turistlerin kendi ülkelerindeki ısınma yüzünden seyahatlerini yapmama gibi eğilimlere yol açıyor. Aşırı sıcaklar tesislerin ihtiyaç duyduğu enerji ihtiyacını otomatik olarak arttırırken, iklim değişikliğini tetikleyen karbon salınımının da artmasına yol açıyor.’’

Öncelikli olarak bu değişikliğin farkında olup buna yönelik uygulamaların geliştirilmesi gerektiğini anlatan Bahar, şöyle devam etti:

‘’Örneğin; enerji verimliliğini artıracak ya da tasarruf sağlayacak uygulamaları hayata geçirilmeli. İşletmeler karbon ayak izlerini hesaplamalı ve bunu düşürecek ve nötrleyecek önlemler almalıdır. İhtiyaç duyduğu enerjiyi doğa dostu alternatif enerji kaynaklarından sağlamalı ve bu alanda yatırım yapmalıdır. İklim değişikliğine henüz dur demek hala mümkün ve eğer bir şeyler yapabilirsek bu kötü gidişi tersine çevirebiliriz.’’

2022’de sıcaklık artışlarından dolayı çoğunluğu çocuk ve yaşlı olmak üzere 62 bin civarında insanın öldüğüne dikkat çeken Doç. Dr. Mehmet Bahar, görüşlerini şöyle açıkladı:

‘’Bu amaçla devletten bir takım çalışmalar beklemeden kişisel olarak evlerimizde, kurumsal olarak işletmelerimizde bu konuda alınması gereken tüm tedbirleri alarak hayatımızı şekillendirmeliyiz. Akan bir musluğun, gereksiz yanan bir lambanın sanıldığından çok daha önemi var. Türkiye Paris Anlaşması ve Kyoto protokolü gibi uluslararası anlaşmalara koyduğu imza sebebiyle zaten bazı şeyleri yapmak zorunda.’’

Kültür ve Turizm Bakanlığının uygulamaya koyduğu ve zorunlu kıldığı ‘Türkiye Sürdürülebilir Turizm Programı’nın çok önemli olduğun dile getiren Bahar, sözlerini şöyle tamamladı:

‘’Ama sadece turizm ile bu iş olmaz. Tüm sektörlerin aynı hassasiyetle konuyu ele almalıdırlar. AB üyesi ülkeler bu alanda aldıkları kararları tek tek uygulamaya koymaktalar. Örneğin; tek kullanımlık plastiklerin yasaklanması konusu tüm Avrupa’da uygulanmaya başlanmasına rağmen Türkiye’de henüz bu konuda bir uygulama yok. Turizm sektörü olarak henüz iklim değişikliğine yeteri kadar hazır değiliz. Ama gerek zorunlu kılınan sertifikasyon programı, gerekse tur operatörlerinin bu konudaki baskıları işletmeleri bu konuda bir şeyler yapmaya zorluyor. Bu açıdan belki de diğer sektörler içinde bu konuda en hazır ve kolay adapte olabilecek sektör olarak ben turizm tesislerini görüyorum.’’

 

Şehirler