Anadolu'nun duayen gazetecisi: Mahmut SABAH

Kayseri’de “gazeteci” olarak yüzlercesi gelip geçti…

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Anadolu'nun duayen gazetecisi: Mahmut SABAH

Oktay ENSARİ

Ölümün birinci yıl dönümünde saygıyla, özlemle, rahmetle andığımız Mahmut Sabah'ın mutfağında yetiştik. Gazetecilik tutkumuza önemli katkılar yaptı. Gazetecilik yaşantımıza yön verdi. Yüreği insan sevgisiyle dolu, duruşunu, dürüst kişiliğini, gazetecilik mesleğiyle özdeşleştirmesini bilmiş, daima iyinin ve doğrunun yanında olmuştu Mahmut Sabah. Mesleğin dikenli yollarında, dürüstlükten, kaleminden hiç taviz vermedi. O yollara Anadolu'nun önder bir ‘basın emekçisi’ olarak yazdırdı, bu meslekte hiç ama hiç kirlenmemiş adını…

Mahmut Sabah, yazdığı binlerce haberin yanı sıra yaptığı röportajlar hele hele yılın gazeteci seçilmesine kadar uzanan Deniz Gezmiş'in Gemerek'te yakalanış anını fotoğraflayıp, kaleme döken özel haberle gösterdi, bizlere başarının ne demek olduğunu İsteseydi mesleği kişisel çıkarlar için kullanır, şimdiki tabirle köşeyi bin kez dönerdi. Oysa, hiçbir zaman itibar etmedi, etik değerlerin ayaklar altında çiğnenmesine. Fesat tohumlarının ekildiği, fitnenin kol gezdiği ortamlardan bile gazetecilik adına en küçük bir ödün vermeden, akçeli işlere meyletmeden arkasını dönüp, geçmesini bilenlerden oldu. 

Yazıyı meslekte tam 60 yıl aralıksız çalışan, “Duayen Gazeteci”, Mahmut Sabah'ın bu meslektekilerin kulağına küpe olacak şekilde gazeteciliğe nasıl baktığını, kendi ağzından verip, rahmetle, özlemle bir kez daha anmak duygularımızı sizlerle paylaşmak isteriz. Gelin kulak verin, Mahmut ağabeyin sözlerine:

Mahmut Sabah: “Gazeteci kendini yenilemeli, insanları sevmeli”

“Haberler insanlar içindir. Gazeteler insanlar için hazırlanır. Bir başka deyişle gazete haber demektir; gazeteyi gazeteciler hazırlar. Yani, gazeteci kamu için vardır. Gazeteci, olayı kaynağından araştırmak, gerçekleri bozmadan, abartmadan ve hiçbir etkinin altında kalmadan, en kısa zamanda noksansız bilgiyle kamuoyunun gözleri önüne sermekle yükümlüdür. Doğruyu yazabilmek için hayale, tahmine ve söylentiye itibar edilmeden haberin kaynağına gidilmesi gerekir. Gazetecinin başarısı için bu şarttır. Zira haber kaynağı olmayan gazeteci meslekte tutunamaz. Haber kaynağı elde etmek hiç de kolay değildir. Bu önce tedbir, sonra yetenek, dürüstlük ve saygı gerektirir. Toplumlar hızla bilgi toplumu olma yolunda ilerliyor. İletişimdeki baş döndürücü gelişmeler gazetecinin, özellikle muhabirin sorumluluğunu daha da artırıyor. O nedenle gazeteci her gün kendini yenilemek zorunda. Bunun için de dürüst ve tarafsız olması, insanları sevmesi, dahası; gazeteciliği bir yaşam biçimi olarak benimsemesi gerekiyor. Kısaca tanımlamak gerekirse gazetecilik doğruluk, çabukluk, canlılık ve de inatçılık dersek hata yapmış olmayız. Unutmayalım; rehberimiz dürüstlük, kararlılık ve de çalışkanlık olduğu müddetçe, başarı hep bizlerle olacaktır.”

Mahmut Sabah kimdir?

1938 yılında Kayseri’de dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Kayseri’de tamamladı. 16 yaşında matematik dersinden başarılı olamayınca bir yıl okulundan uzak kaldı. Bu olay için “Öğretmenim bana gezme hakkı verdi” diyecekti. Boşlukta kalmıştı, Yeni Kayseri Gazetesi Başyazarı merhum Mustafa Gümüşkaynak’a başvurdu. Gümüşkaynak kendisini beğenince 17.50 TL aylıkla işe başladı. Daha sonraki dönemde Erciyes Postası ve Hakimiyet Gazetelerinde çalıştı. 1958’de Hürriyet Gazetesi’nin Kayseri muhabiri oldu. 35 yıl süresince Hürriyet’te muhabir, büro şefi ve bölge temsilciliği görevlerinde bulundu. 1996'dan 2019'a kadar Dünya Gazetesi'nde mesleğini sürdürdü. Meslek yaşamında çok önemli gazetecilik olaylarına imza attı. 27 Mayıs 1960 sonrası Kayseri Cezaevi’ne getirilen çok ünlü hükümlüler ile ilgili haberleriyle dikkati çekti. 17 Eylül 1967 günü 41 sporseverin yaşamına mal olan Kayserispor-Sivasspor maçı ile ilgili olayları objektif bir biçimde gazetesine aktardı. Aynı yıl kısa adı TÖS olan Türkiye Öğretmenler Sendikası Genel Kurulu’nda yaşananları gazetesine taşıdı. Mart 1971’de Türk Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) eylemcisi Deniz Gezmiş Gemerek’te yakalandığında olay yerindeki tek gazeteciydi. Yazı ve fotoğrafları Hürriyet Gazetesi’nin “Yıldırım Baskı”larında yer alırken, kendisine “Yılın Gazetecisi Ödülü”nü getirdi. Bir Türk’e aşık olup Kayseri’ye gelen Alman kızının yaşamını konu alan dizi yazısı senaryolaştırılıp “Bir Türk’e gönül verdim” adıyla filme çekildi. 1980 yılında bir grup genç meslektaşı ile birlikte Kayseri Gazeteciler Cemiyeti’ni kurdu ve kurucu başkanlığını yaptı. 1975-1988 yılları arasında Türkiye Spor Yazarları Derneği Kayseri Temsilciliği’ni üstlendi. 1990’da merkezi Ankara’da bulunan Gazeteciler Cemiyeti’nin “Son on yılın en başarılı gazetecileri ödülü”nü aldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Spor Yazarları Derneği ve Basın Konseyi üyesiydi. Evli ve üç çocuk babasıydı. Bizim de rehberimiz, yol göstericimiz, ağabeyimiz oldu.

Mahmut Sabah'a veda ederken:

Mahmut Sabah, Sezen Aksu'nun sözleri, Fahir Atakoğlu'nun bestesi ve Sertap Erener'in yorumuyla LA'L adlı şarkının sözlerini paylaşarak veda ediyor Deniz Gezmiş'in yakalandığı anı anlattığı “Gemerek'te O Gece” isimli kitabına. Bizde Mahmut Sabah ağabeyimize aynı sözlerle veda ediyoruz:

Bir bulut olsam yüklenip yağsam
Dökülsem damla damla toprağıma
Bir deli nehir bir asi rüzgar
Olup kavuşsam üzüm bağlarına

Bir çiy tanesi bülbülün çilesi
Annemin sesi ile güne uyansam
Radyoda yanık içli bir keman
Ağlasa nihavend acemaşiran

Bir turna olsam yollara vursam
Uçabilsem kendi semalarıma
Bir seher vakti sılaya varsam
Selam versem ah sıra dağlarına

Komşunun kızı çoban yıldızı
Yaz bahçeleri yeşil mor kırmızı
Ah şişede la'l hem de ay hilal
Bir daha da görmedim öyle yazı

Şehirler