Akdenizli limoncu, ihracatta doğru fiyat ve kaliteli ürünle etkili olmayı hedefliyor
Dünyada limon üretimindeki artış Mersin'i etkiledi. Tüketimin üretimden az olması nedeniyle arz-talep dengesizliğini beraberinde getirdi. Bu nedenle Mersin'in bazı bölgelerindeki limon bahçelerinde ürün hasat edilemedi. Üretici ve ihracatçılar, gelecek dönemde doğru fiyat, kaliteli ve katma değeri yüksek ürünlerle pazarlarda etkili olmaya çalışacak.
Adnan AÇIKGÖZ
MERSİN - Türkiye'de limon üretiminin merkezi olan Mersin'in bazı bölgelerinde çiftçiler, ürünlerini satamadı. Özellikle merkez Mezitli ilçesi Kale Mahallesi'ndeki bahçelerde hasat edilemeyen limon ile limon çiçeğinin aynı dalda bulunması dikkat çekti. Maliyetlerin fazla olduğunu aktaran üreticiler, ürünlerini arzu ettikleri fiyata satamadıklarını dile getirdi.
Limon çiçeği ile ürünün aynı dalda bulunmasının ilk kez görülen birşey olmadığını belirten Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Gürüz, sorunun arz-talep dengesizliği nedeniyle yaşandığını söyledi. Son 10 yıldır dünyada limon tüketiminin artmasıyla birlikte, rakip ülkelerde ciddi limon üretim alanlarının tahsis edildiğini kaydeden Gürüz,
"Ülkemiz başta olmak üzere İspanya, Mısır ve Arjantin'de üretim arttı. Dünyadaki üretim artışı arz fazlalığına neden oluyor. Türkiye'de mayer limonun yılbaşına kadarki süreçte tüketimi, dikenli lamas limonunun bir miktar geriye gitmesine neden oldu. Hal böyleyken tüketimde aynı oranda artış yaşanmadı. Limondaki bu trendin biryerde yavaşlayacağını bekliyorduk. Bunu da yavaş yavaş görmeye başladık" dedi.
"Ülke algınız etkileniyor"
Limonu pazarlamada sorun yaşamadıklarını aktaran Gürüz, doğru fiyat politikası ve markalı ürünün önemine dikkat çekerek, "Avrupa, Rusya ve uzak doğuya ihracıtımız devam ediyor ancak söz ettiğimiz sebeplerden dolayı beklediğimiz ivmeyi yakalayamıyoruz. 20 Ağustos 2021 ile 28 Şubat 2022'ye kadar 495 bin ton, 15 Eylül 2022'den 28 Şubat 2023'e kadar ise 333 bin ton limon ihracatı yaptık. Bu sene rekolte eksik olduğu için sezon başında Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında ürün fiyatları ciddi derecede pahalıydı. Ürün eksikliği ve yüksek fiyat nedeniyle bazı süpermarket programlarını ve ülkelerin tedariğini kaçırdık.
Başta doğru fiyat politikası belirlenmediğinde, 2 ay sonra fiyatları aşağı çekseniz bile aynı hacimde ürün satamayabiliyorsunuz. Burada dengeyi korumak çok önemli. Üretim ve paketleme maliyetleri ciddi oranda arttı. Döviz kurunda geçen seneye oranla fazla fark olmaması bizi ihracat noktasında zorluyor. Markalı ürünlerin pazarlamada bize katkısı olacaktır ancak yaş meyve-sebzede fiyat ve kalite en önemli kriterlerimiz. Günün sonunda kaliteli bir ürünü tedarik edemezseniz, ülke algınız da etkileniyor" diye konuştu.
"Ürettiğimiz oranda ihracatımızı artırırız"
Katmadeğeri yüksek ürün üretimi noktasında olumlu yaklaşımlar aldıklarını söyleyen Gürüz, narenciyede yeni çeşitlerin toprakla buluştuğunu, sera muz üretiminin ithalatı minimum noktaya getirdiğini belirterek, "Üreticimiz dünyayı ve trendleri takip ederek başarılı üretim yapıyor. Bu da bizim hem iç tüketim hem de ihracatımızı olumlu etkiliyor.
Ülke olarak üretmemiz gerekiyor. Üretimi artırmamız için bakanlığımızın desteklerinin devam etmesini istiyoruz. Biz ürettiğimiz oranda gıda güvenliğini sağlar, ürettiğimiz oranda ihracatımızı artırırız. Üretime destek şart" ifadelerini kullandı. Gürüz, doğru pestisit kullanımı noktasında zorunlu ve sorumlu zirai danışmanlık ofisleri modelininin hayata geçirilmesinin Türk tarımı için hayati önem taşıdığını da sözlerine ekledi.