2023’ün yeni normali “Sürdürülebilir Dijital Bağışıklık”

Teknolojiyle birlikte daha da bütünleşen dünyada, tıpkı canlılarda olduğu gibi artık tüzel kişi ve şirketlerin de bağışıklık sistemlerini güçlendirmeleri büyük önem taşıyor. Bu güçlendirmeye “sürdürülebilir dijital bağışıklık” adı veriliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
2023’ün yeni normali “Sürdürülebilir Dijital Bağışıklık”

Ramazan AYDIN

KOCAELİ - Digital Transformation Group CEO'su Tolga Dinçer, “Bilgi Güvenliği sadece güvenlikten ibaret değil “sürdürülebilir dijital bağışıklık” ile birlikte ele alınmalı. Bu nedenle kurum ve şirketlerin dijital bağışıklık sistemlerini güçlendirmesi gerekiyor.” dedi.

2023’ün yeni trendi olan bu sistem, riske karşı korunmak için birden fazla yazılım mühendisliği stratejisini birleştirerek, sürdürülebilir dijital deneyimi yaratmayı amaçlıyor. Günümüzde, hemen hemen tüm şirketler ve kurumlar, dijital verilerinin yedeklenmesi, depolanması ve korunması için bilişim teknolojilerine başvuruyor.

Mevcut teknolojilerin ve mimarilerin yeterli olmayabileceği durumlar da söz konusu olabildiğinden, ‘sürdürülebilir dijital bağışıklık’ kavramı, doğal afetlerde veri güvenliğini ve erişilebilirliğini sağlamak için önemli bir alternatif olarak ortaya çıkıyor.

“Veri güvenliği büyük önem taşıyor”

Tolga Dinçer, “Dünya genelinde, depremler, sel felaketleri, yangınlar ve diğer doğal afetler gibi acil durumlar sıklıkla yaşanıyor. Bu afetler, sadece insanların hayatını etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda şirketlerin, kurumların ve kamu kuruluşlarının iş sürekliliğini de olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bu nedenle, doğal afetlere hazırlık kapsamında, veri güvenliği ve erişilebilirliği de büyük önem taşıyor. Sürdürülebilir dijital bağışıklık, herhangi bir doğal afet sırasında şirketlerin ve kurumların iş sürekliliğini sağlamak için tasarlanmış bir kavram. Bu kavram, farklı veri depolama ve bilişim çözümlerinin bir kombinasyonunu kullanarak iş sürekliliğini sağlamayı amaçlıyor. Örneğin, bulut bilişim teknolojileri, 5G ve uydu internet gibi teknolojilerin birlikte kullanımı, doğal afetlerdeki veri ve erişim kayıplarının önüne geçebilir.” dedi.

Dijital Bağışıklık için “Siber Emniyet”

Dinçer, açıklamalarına şu şekilde devam etti: “Küresel bir trend olan hibrit bulut bilişim mimarileri, işletmelerin veri güvenliğini ve iş sürekliliğini sağlayarak dijital bağışıklıklarını arttırabilmek için kullanabilecekleri etkili bir yöntem. Bu yaklaşım, yerel sunuculardan ve bulut tabanlı hizmetlerden yararlanarak, işletmelerin verilerinin güvenli bir şekilde saklanmasını ve işletme faaliyetlerinin kesintisiz bir şekilde devam etmesini sağlıyor.” diye konuştu.

Uluslararası platformlarda siber güvenlik alanında bir sonraki aşama olarak görülen “siber emniyet” kavramı; insan vücudundaki bağışıklık sisteminin işleyişinin yüzlerce farklı faktöre bağlı olması gibi, kurumların da artık dayanıklılığını artırmak için bütüncül bir yaklaşıma acil olarak ihtiyacı bulunduğu anlamına geliyor ve buna ‘Dijital Bağışıklık Sistemi’ adı veriliyor.

Amerikalı araştırma şirketi Gartner tarafından da özellikle 2023 yılının en önemli trendlerinden biri olarak kabul edilen ‘Dijital Bağışıklık Sistemi’; riske karşı korunmak için birden fazla yazılım mühendisliği mimari stratejisini birleştirerek gelişmiş bir dijital deneyim yaratmayı amaçlıyor. Gözlemlenebilir, otomasyon ve olağanüstü tasarım ve test yoluyla, operasyonel ve güvenlik risklerini azaltan dayanıklı sistemler sunmak anlamına da gelen bu konsept sayesinde, veri güvenliği de dahil olmak üzere kurumlar kendi bağışıklık sistemlerini oluşturmaya odaklanarak tümleşik çözümler ile ekosisteme katkıda bulunmakla kalmıyor, aynı zamanda da yüksek değer oluşturan çözümler geliştirebiliyorlar.

Şehirler