Ordinaryüs Profesör İvet Bahar 21. Vehbi Koç Ödülü'nün sahibi oldu
Hesaplamalı biyolojide dünyanın en önde gelen bilim insanlarından Ordinaryüs Profesör İvet Bahar, 21. Vehbi Koç Ödülü’ne layık görüldü.
Vakıftan yapılan açıklamaya göre, Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu; Prof. Dr. Mehmet Toner’in başkanlığını yaptığı, Prof. Dr. Mehmet Öztürk, Prof. Dr. Banu Onaral, Prof. Dr. Aysenil Belger, Prof. Dr. Hülya Kayserili Karabey’den oluşan Seçici Kurulun önerdiği adaylar arasından seçilen Ordinaryüs Profesör İvet Bahar, bilim dünyasının en prestijli akademilerinden Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi üyeliğine seçilen ilk Türk bilim insanı unvanına sahip bulunuyor.
Bahar’ın çalışmalarını sürdürdüğü hesaplamalı biyoloji, ölçeği ve karmaşıklığı çok yüksek olan biyoloji ve sağlık bilimlerindeki verileri incelemek için yeni yöntemler geliştirmeyi hedefliyor. İvet Bahar’ın geliştirdiği yöntemler sadece temel bilimlerde değil, ilaç geliştirilmesinde ve klinik çalışmalarda da kullanılırken ünlü bilim insanının yakın tarihli çalışmaları, bilgisayar yardımı ile ilaç geliştirilmesi üzerine yoğunlaştı ve hesaplamalı farmakoloji bilimi alanında önemli atılımlar yapılmasının önünü açtı. Hesaplamalı moleküler ve sistem biyolojisi aynı zamanda hücre ve genetik tedavilerinin yanı sıra özellikle kanser tedavileri için geliştirilen ve salgın sırasında sağlık alanında yeni bir çağ başlatan mRNA aşılarının geliştirilmesine zemin hazırladı.
İvet Bahar, klinik açıdan sinir ileti çalışmaları ve tedavisinde yeni yaklaşımlar, beyin iskemisi, karaciğer fibrozu ile bağışıklık sistemini baskılayan tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi gibi çok farklı alanda tedavilere yönelik çalışmalarda da rol aldı.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç törendeki konuşmasında salgın koşulları sebebiyle bu sene de ödül töreninin online yapıldığını belirtti. Koç, gelecek yıl yüz yüze bir araya gelmeyi ümit ettiğini dile getirdi.
Koç, COVID-19 salgınının ekonomilerde bıraktığı hasarın ve derinleşen sosyal adaletsizliklerin gelecek yıllarda çözülmesi gereken en büyük problemlerin başında geldiğini ifade etti.
Koç şu değerlendirmelerde bulundu:
"İnsanların mutsuzluğu ve umutsuzluğu göz ardı edilerek barış dolu bir geleceğin inşası mümkün değil. Olağanüstü teknolojik gelişmelerin baş döndürdüğü, pek çok ülkede geçmişte hayal dahi edilemeyen bir refahın hüküm sürdüğü ve artık uzay turizminin gündeme geldiği bir dönemde, insanlığın yeryüzündeki varlığının aslında bu kadar da kırılgan olduğunu pandemiyle gördük. Bu nedenle, ayakların yere basması ve bazı konularda katiyen eskiye dönülmemesi gerekiyor. Örneğin, yaşanan bu acı tecrübeden alınan derslerle, sağlık alanında çok daha etkin bir küresel koordinasyon sisteminin hızla tesis edilmesi şart. Bir sektör olarak baktığımızda ise küresel ekonominin neredeyse yüzde 10’una tekabül eden sağlık hizmetlerini eskisinden çok daha farklı bir gelecek bekliyor. Evlerde ve iş yerlerinde kişiselleştirilmiş sağlık hizmetlerinin öne çıktığı, hastanelerde geçirilen sürelerin azaldığı, teşhis ve tedavide dijital teknolojilerin rolünün arttığı, hastalanıp tedaviye muhtaç olmamak için sağlıklı kalmaya yönelik hizmetleri daha fazla talep eden bilinçli insanların olduğu bir gelecek. Böyle bir geleceği, artan sosyal eşitsizliklerle birlikte değerlendirmeliyiz. Bir yandan yüksek teknoloji ve yeni iş modellerini geliştirirken diğer taraftan da günümüz koşullarında kaliteli sağlık hizmetine erişimi artırarak toplumsal refaha katkıda bulunmalıyız. Biz de Vehbi Koç Vakfı ve çatısı altındaki sağlık kuruluşlarımızla, bu çok önemli hizmeti halkımıza yaraşır kalite standartlarında sunmaya gayret ederken böylesi bir geleceğe doğru öncü adımlarımızı kararlılıkla ve süratle atıyoruz.”
"İlerleme için nitelikli insan kaynağı şart"
Daha güzel yarınlara nitelikli insan kaynağı ile ilerlenebileceğini aktaran Koç, "İşte bu nedenle, Seçici Kurulumuzun, 2022 yılında sağlık alanında takdim ettiğimiz Vehbi Koç Ödülü’nü layık gördükleri çok değerli isme ilişkin şu çarpıcı gerekçesini sizlerle bilhassa paylaşmak istedim. Biyoloji ve tıp biliminde çığır açan çalışmaları içinde değinilmesi gereken en önemli noktalardan biri, bu başarıyı ailesinden üniversiteye giden ilk kişi olarak elde etmesi; diğeri ise temel çalışmalarının hemen hepsini bir bilim insanı olarak Türkiye’de tamamlamasıdır." açıklamasında bulundu.
"İsterseniz ve gerekli emeği sarf ederseniz yapamayacağınız hiçbir şey yok"
Ordinaryüs Profesör İvet Bahar ise çalışma alanı olan bilgisayar teknolojisi ile biyomoleküler sistemlerin simülasyonu ve ilaç tasarımı üzerine bir sunum gerçekleştirdi.
Çalıştığı bilim dalını daha iyi anlayabilmek ve anlatabilmek için Albert Einstein’in "Mümkün olduğu kadar basitleştirin, ama daha fazla basitleştirmeyin." sözünden yola çıktığını dile getiren Bahar şu ifadeleri kullandı:
"Vehbi Koç Ödülü’nün verdiği moral ve destek ile zaten büyük bir zevk ile yapmakta olduğum işleri şimdi daha büyük şevk ve azimle yapmaya devam edeceğim. Benim bir misyonum da gelecek nesillere örnek olmak, ışık tutmak; onların sahip oldukları yeteneklerini daha da geliştirmelerine ve kullanmalarına yardımcı olmak. Genç kızlara, özellikle de akademik kariyer için bilim dünyasını seçecek kişilere hitaben vurgulamak istediğim çok önemli bir konu; isterseniz, arzu ederseniz ve bunu gerçekleştirmek için gerekli emeği sarf ederseniz yapamayacağınız hiçbir şey yok. Yeter ki karşınıza çıkacak engellere göğüs gerecek, yolunuza şaşmadan devam edecek kararlılığı gösterebilin. Vehbi Koç Ödülü’ne beni layık gördükleri için Koç Ailesi’ne, Vehbi Koç Vakfı yöneticilerine ve Seçici Kurul üyelerine çok teşekkür ederim, beni onurlandırdılar. Bana sürekli destek olan aileme de teşekkür etmek istiyorum. Ödülün Vehbi Koç Vakfı’ndan gelmesi de ayrıca anlamlı. Vehbi Koç hayatı boyunca hep ilklere imza atmış. Tıpkı bir bilim insanı gibi, o da son derece yenilikçi ve yaratıcı olmuş. Daha da önemlisi Vehbi Koç Vakfının eğitime, sanata ve sağlığa verdiği önem. Her şeyin en iyisini yapmaya çalışmışlar; Sadberk Hanım Müzesi, Koç Üniversitesi, Amerikan Hastanesi… O nedenle mükemmeliyetçiliği bu derece önemseyen ve sürekli hedefleyen bir kuruluşun ödülüne layık görülmek benim için ayrı bir onur."